Dünyanın en etkileyici tenorlarından Mario Frangoulis, Piu Entertainment organizasyonuyla 14 Aralık'ta Senfoni Orkestrası eşliğinde Volkswagen Arena'da sevenleriyle buluşacak. Frangoulis, opera, pop, rock ve dünya müziğini beş farklı dilde bir araya getirerek sahnede büyüleyici bir atmosfer yaratıyor. Sahnede 35. yılını kutlayacak olan ünlü tenor, toplamda altı milyonun üzerinde albüm satışı ile en sevilen klasik crossover sanatçılarından birisi. Dünyanın en önemli sesleri ve orkestralarıyla konserler veren Frangoulis, tiyatro ve müzikal alanında da unutulmayacak performanslara imzasını attı.
***
Japon davul grubu ‘Sai’ İstanbul'a geliyor
İBB Şehir Tiyatroları, 110. yıl etkinlikleri kapsamında Japonya'nın geleneksel davulu Wadaiko’nun temsilcilerinden Sai Grubu’nu seyircisiyle buluşturuyor. Japonya ile Türkiye'nin diplomatik ilişkilerinin kurulmasının 100. yıldönümünde kapanış etkinliği olarak gerçekleşecek ‘Sai’nin gösterisi, 9 Aralık’ta 15.30 ve 19.30’da Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesinde seyirci ile buluşacak. Sai, Tokyo Üniversitesi'nde kurulan, ‘Eğlence yankılanıyor!’ sloganıyla faaliyet gösteren ve sadece erkeklerden oluşan profesyonel Wadaiko grubudur.
***
Opera Rock’ın yıldızı Alessandro Safina ile müzik yolculuğu
Alessandro Safina'nın eşsiz sesi, doğal cazibesi ve yaratıcı cesareti ona uluslararası ün kazandırdı. “Müziğin evrensel bir dil olduğuna inanıyorum” diyen Safina, bu özel konserinde klasik ve pop müzik unsurlarını harmanlayarak dinleyicilere unutulmaz anlar yaşatacak. ‘Dicitencello Vuie’ ve ‘Luna’ gibi hit parçalarıyla müzikseverleri duygusal bir yolculuğa çıkaracak ünlü tenor, 15 Aralık’ta, İstanbul Kongre Merkezi Harbiye Oditoryumunda unutulmaz bir müzik şöleni sunacak.
***
Yedi Ölümcül Günah
Gözde Baykara'nın son dönem ürettiği resimlerinden oluşan ‘Yedi Ölümcül Günah’ sergisi, Merkur Galeri'de açıldı. Sergi, 14 Aralık'a kadar görülebilir. İşlerinde cinsiyet aidiyetinden yola çıkarak toplumdaki kadın kimliğini sorunsallaştıran Baykara’nın ‘Yedi Ölümcül Günah’ adını verdiği, son dönem resimlerinden oluşan sergisi, Hristiyanlık’ta ölümcül olarak kabul edilen ve lanetlenen yedi günahtan yola çıkıyor. Kibir, açgözlülük, öfke, kıskançlık, şehvet, oburluk ve tembellik; yedi günahı referans alan bir atmosfer yaratmaya çalışan sanatçı, kadını sadece erkek dünyasına hizmet eden seyirlik bir nesne olarak değil; femme fatale ile külkedisi arasında gidip gelen, çağdaş mitolojiyle uyum içerisinde düşsel ve günahkâr bir masal kahramanı olarak ele alıyor.
