•Sonuçta Suriye´de bu olan bitende epey kaybeden olduğu görülüyor. Ancak ortada bir İsrail- Rusya- Türkiye mutabakatı olsa dahi en muzaffer aktörün İsrail olduğuna şüphe yok. Gelgelelim İsrail için “mesele kapanmıştır” denilecek noktadan da çok uzağız. İran´ı bölgeden atan bir kurgunun oyun kurucularından biri olarak Tel Aviv´in arkasına yaslanmadan önce emin olmak isteyeceği daha epeyce husus olacaktır. Birincisi, Suriye´yi terk etmek durumunda kalan Şii milislerin, ayrıca silah ile mühimmatlarının Lübnan´a nakline engel olmak isteyecektir. İsrail Hava Kuvvetlerinin bu hedefe yönelik hava saldırılarının sürdüğünü görüyoruz. İkincisi Şam yönetiminin sahip olduğu stratejik silah ve mühimmatın cihatçı güçlerin eline geçmesini de istemeyecektir. Bu anlamda da sahayı kolluyor, gerektiğinde bu silah ve mühimmat depolarını da imha etmek üzere tetikte bekliyordur. Üçüncüsü, tüm bu olup bitenler karşısında “güvenli bölge” ihtiyacının doğduğunu düşünmesi olacaktır. Akdoğan Özkan – www.t24.com.tr
İsrail'deki Esad'ın geleceği hakkındaki tartışma, daha geniş kapsamlı bir jeopolitik ikilemin sembolü: İsrail, Esad'ınki gibi bir yönetimle birlikte çalışmak anlamına gelse bile istikrarı mı önceleyecek, yoksa daha büyük bir istikrarsızlık demek olsa bile değişim güçlerine mi destek verecek?
Suriye'deki durum evrilmeye devam ederken, İsrail bu karmaşık dinamikler arasında yolunu bulmaya, uzun vadeli stratejik çıkarları ve Suriye'de değişen manzaranın getirdiği yakın vadeli güvenlik kaygıları arasında bir denge oluşturmaya çalışmak zorunda kalacak.
https://www.bbc.com/turkce/articles/c5ywg5g4rw5o
Merkezi Hayfa'da bulunan ZIM, dünyanın en büyük konteyner taşımacılığı şirketleri arasında yer alıyor.
Sitesindeki “Tarihimiz” başlıklı bölümde yazanlara göre ZIM, 1945'te Yahudi Ajansı, Histadrut İşçi Federasyonu ve İsrail Denizcilik Birliği tarafından kuruldu.
Şirketin ilk filosunda Avrupa'dan gelen Yahudi göçmenleri taşıyan gemiler bulunuyordu.
Filoda, 1948’deki Arap-İsrail savaşı sırasında ve İsrail devletinin ilk yıllarında ihtiyaç duyulan malzemeleri getirmek için donatılan gemiler de vardı.
Yine kendi sitesinde yer alan bilgilere göre şirketin bayrağı, modern siyonizmin kurucusu Theodor Herzl tarafından 1896 yılından tasarlanan yedi yıldızlı bir flamayı temel alıyor.
1950 ve 60'lı yıllarda büyük bir büyüme gösteren ZIM, uluslararası çapta bir kargo taşıma şirketine dönüştü.
Siteye göre, 2004’te şirketin özelleştirme süreci tamamlandı.
Şirket, 2021'den bu yana ise New Yok borsasında işlem görüyor.
…
Şirket, Hamas’ın 7 Ekim 2023'teki saldırılarının ardından yaptığı açıklamada, ulusal ihtiyaçlara hizmet etme taahhüdüyle tüm gemilerini ve altyapısını İsrail'e teklif ettiğini duyurdu.
Umman Denizi ve Kızıl Deniz'de İsrail gemilerine saldırıların artmasının ardından ZIM, 27 Kasım 2023'te yaptığı açıklamada, güvenlik amacıyla geçici güzergah değiştirme önlemleri aldığını duyurdu.
Ocak 2024’te Yunanistan’ın Pire kentinde, şirketin buradaki merkezinin önünde el yapımı patlayıcıyla bir saldırı düzenlendi.
Ölen ya da yaralananın olmadığı saldırıyı gerçekleştirenler, olay yerine Filistinlilere destek veren bildiriler bıraktı.
Şirket, 2024 yılının üçüncü çeyreğinde 1,13 milyar dolar net kâr elde ettiğini açıkladı.
Böylece şirket geçen yılın aynı dönemine kıyasla % 12'lik bir gelir artışına ulaştı.
https://www.bbc.com/turkce/articles/clyvd5gy7wro
Bibi Files, polis tarafından Netanyahu’ya haklarının okunmasıyla başlıyor. Görüntüler 2016-2018 yılları arasındaki kayıtlardan oluşuyor. Netanyahu sorgulama sırasında alay, şaşkınlık, bıkkınlık ve öfke duygularının her birini yansıtıyor. Belgeselde Netanyahu’yu hapse göndermesi muhtemel suçlamaların nasıl Gazze Savaşı’na yol açtığı kanıtlarıyla gözler önüne seriliyor. Belgeselin anlatımını kariyerinin neredeyse tamamını Netanyahu’nun yolsuzluklarını araştırmaya adamış olan İsrailli gazeteci Raviv Drucker yapıyor. İsrail lideri çoğu zaman sert sorular karşısında sükunetini korusa da eşi Sara ve oğlu Yair’in polislere bağırarak ağır hakaretler ettikleri görülüyor. Netanyahu polislere, “Beni bitirmek isteyen koca bir ekip var. Medya, halkla işbirliği yaparak beni bitirmeye çalışıyor” diyor. Netanyahu yasadışı sızıntıları gerekçe göstererek İsrail’de filmin gösterimini yasaklatmayı başardı.
The Bibi Files - Official Trailer
https://www.youtube.com/watch?v=qaA4uZ5zbHM
Polis sorgusunda Netanyahu kendisine siyasetle ilgili sorulan bir soru sonrası, “Bakın bu ifadenin sızmasına asla izin veremezsiniz. Bu güvenlikle alakalı. Bizim düşmanlarımız var. Ben onlara bazen yalan söylerim, onları aldatırım ve sonunda onların kafasına vururum” diye yanıt veriyor. Bir başka soruya ise Godfather (Baba) filminden bir replikle yanıt veriyor: Dostlarını yakınında tut, ama düşmanlarını daha yakınında tut.
https://gazeteoksijen.com/dunya/oscarli-yonetmen-netanyahunun-biletini-kesti-229780
İsrail’de Başbakanlık Ofisinden gizli belgelerin yabancı basına sızdırılması skandalının ardından İsrail Meclisinde (Knesset) ön oylamada kabul edilen, hükümet tarafından desteklenen yasa tasarısı tartışmalara yol açtı.
The Times of Israel gazetesinin haberine göre, başbakana ya da savunma bakanına yetkisiz gizli belge transferi yapan askerleri cezai sorumluluktan muaf tutan tartışmalı yasa teklifi, Knesset’teki ön oylamada kabul edildi.
https://harici.com.tr/feldstein-yasasi-tartisiliyor-netanyahu-adina-casusluga-yasal-koruma/
Sonuçta Suriye’de bu olan bitende epey kaybeden olduğu görülüyor. Ancak ortada bir İsrail- Rusya- Türkiye mutabakatı olsa dahi en muzaffer aktörün İsrail olduğuna şüphe yok. Gelgelelim İsrail için “mesele kapanmıştır” denilecek noktadan da çok uzağız. İran’ı bölgeden atan bir kurgunun oyun kurucularından biri olarak Tel Aviv’in arkasına yaslanmadan önce emin olmak isteyeceği daha epeyce husus olacaktır. Birincisi, Suriye’yi terk etmek durumunda kalan Şii milislerin, ayrıca silah ile mühimmatlarının Lübnan’a nakline engel olmak isteyecektir. İsrail Hava Kuvvetlerinin bu hedefe yönelik hava saldırılarının sürdüğünü görüyoruz. İkincisi Şam yönetiminin sahip olduğu stratejik silah ve mühimmatın cihatçı güçlerin eline geçmesini de istemeyecektir. Bu anlamda da sahayı kolluyor, gerektiğinde bu silah ve mühimmat depolarını da imha etmek üzere tetikte bekliyordur. Üçüncüsü, tüm bu olup bitenler karşısında “güvenli bölge” ihtiyacının doğduğunu düşünmesi olacaktır.
İsrail’in Suriye’ topraklarına yönelik tasarrufu, stratejik Golan tepelerini işgal altında tutmakla sınırlı olmadı. Tel Aviv, Suriye topraklarında güvenli bölge/tampon bölge oluşturmak ve zamanla sınırlarını -belki Dera, Kuneytra ve hatta Suveyda’yı da içerecek şekilde- Golan’ın da ötesine geçmek üzere genişletmek için zaman kolluyor olabilir. Şu an sanki baş aktörmüş gibi (!) cihatçılardan rol çalıp sahaya inmesi “hoş olmaz,” “iyi görüntü vermez,” belki ama Dera ve Süveyda’yı Suriye ordu birliklerinin çekilmesiyle teslim almış olan cihatçı güçler kimi yerlerden buraları İsrail’e bırakırcasına çekilirse şaşırmamak lazım. Zaten çekilmezlerse de, İsrail arzuladığı tampon bölgeyi kurmak üzere bizzat sahaya inip, affedersiniz (!) zor kullanmak durumunda kalabilir.
…
Wall Street Journal gazetesinden Rory Jones, Noam Raydan ve Suha Ma’ayeh, 2017 yılı Haziran ayında yaptıkları “Israel Gives Secret Aid to Syrian Rebels” başlıklı haberlerinde, İsrail’in Suriye’nin güney cephesindeki silahlı gruplara gıda, ilaç ve yakıt yardımının yanı sıra nakit para yardımı da yaptığını ortaya koymuşlardı. Haberde açıklamalarına yer verilen Furkan el Culan grubunun sözcülerinden Mutasım el Culani, “İsrail kahramanca yanımızda durdu. Onların yardımı olmasaydı ayakta kalamazdık,” diyordu.
Nitekim İslamcılar ne Yahya Sinvar, ne Ebu Ubeyde yardım çağrısı yaptığında koşmuşlardı yardıma. Ama Culanilerin Netanyahu planları söz konusu olduğunda neferi gibi hareket edip yardıma koşmaları çok şaşırtıcı değil.
https://t24.com.tr/yazarlar/akdogan-ozkan/orta-dogu-da-arap-sonbahari,47572
İtalyan sanatçı ve aktivist aleXsandro Palombo, Auschwitz-Birkenau'dan kurtulan İtalyan senatör Liliana Segre ve yazar Sami Modiano'yu, Nazilerin Yahudilere zorla giydirdiği sarı Davut yıldızının yer aldığı kurşun geçirmez ceketlerle, imha kampının çizgili üniforması içinde tasvir eden bir duvar resmi yaptı.
Eser, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını tetikleyen 7 Ekim Hamas saldırılarının yıl dönümü öncesinde, eylül ayında tanıtıldı. Milano’daki Piazzale Loreto’da sergilenen duvar resmi, 11 Kasım’da vandalizme uğradı, yüzler ve sarı yıldızlar kazındı.
Palombo, bu hafta eserin tamamen kaldırıldığını doğruladı ve durumu "son derece utanç verici" olarak değerlendirdi. Sanatçı, kaldırılmayı "suç üstüne suç" olarak nitelendirerek, bunu "antisemitizmin yayıldığı bir dönemde, antisemitizmi gizlemenin bir yolu" olarak eleştirdi. Ayrıca, bir Holokost kurtulanına onursal vatandaşlık verilmesinin reddedilmesine de göndermede bulundu.
https://x.com/PalomboArtist/status/1863693056622416354
Palombo, politik sokak sanatıyla tanınan bir isim. Geçen yıl, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının ardından, Anne Frank ile Gazzeli bir kızı yan yana tasvir ettiği bir duvar resmi yapmıştı. Ayrıca, Hamas üyesi gibi giydirilmiş Gazzeli bir çocuk ile silahlarını Holokost döneminden kalma tanınmış bir çocuğa doğrultmuş yetişkin bir teröristi resmettiği başka bir eserle bu çalışmayı tamamlamıştı.
Palombo, o dönem yaptığı bir açıklamada şunları yazmıştı: "Hamas tarafından serbest bırakılan antisemitik öfke, dünyanın her yerindeki Yahudileri eziyor. Geçmişten yeniden ortaya çıkan bu dehşet, hepimizi düşündürmeli çünkü hepimizin özgürlüğünü, güvenliğini ve geleceğini baltalıyor. Terörizm, insanlığın inkârıdır ve direnişle hiçbir ilgisi yoktur; insanları kötülüğün uçurumuna, sonu olmayan bir cehenneme sürükler. Terörizmin kökü kazınana kadar barış mümkün değildir; onu meşrulaştırmak, tüm insanlığı ölüme mahkûm etmektir."
Palombo’nun 7 Ekim Hamas saldırılarından sonra yaptığı bir başka duvar resmi de vandalizme uğradı. Yıl dönümünde sergilenen ve Vlada Patapov'un Hamas saldırılarından kaçışını tasvir eden yeni bir duvar resmi de kısa süre içinde tahrif edildi.
https://www.youtube.com/watch?v=yjF2Q8RvNv0
“Konuyla neden yakından ilgili ve kaynaklara nasıl vâkıf olduğumu merak edenler için açıklayayım. Nissim Taranto ve ailesi hakkında bir yıldan beri süre gelen bir kitabın araştırma ve yazım safhasının sonundayım. Konuya ilgimin ve kaynaklara vukufumun sebebi bu.”
https://www.k24kitap.org/canim-bir-okuma-hatasidir-muhim-degil-deyip-gecmeyin-4919
“Matan’dan bir yaşam belirtisi — Matan’ım yaşıyor.”
Rehine Matan'ın annesi Einav Zangauker, 14 ay süren uykusuzluğun ardından oğlunun Gazze'de hayatta olduğunu gördüğünü söyledi.
Teröristler bugün erken saatlerde Matan'ın yer aldığı bir propaganda videosu yayınladı.
Matan, 7 Ekim'de Kibbutz Nir Oz'daki evinden kaçırılmıştı.
https://x.com/AvivaKlompas/status/1865437129343471771
Avustralya'nın Melbourne kentinde Holokost'tan sağ kurtulanlar tarafından inşa edilen bir sinagog, antisemitistler tarafından bombalandı.
https://x.com/DGreenbaum/status/1865021061042975105
Avustralya'nın Melbourne kentinde dün gece bir sinagoga düzenlenen yangın bombalı saldırıda Tevrat tomarları zarar görmeden kurtuldu.
https://x.com/JewsAreTheGOAT/status/1865078547158646819
Ben apartmanın ikinci katındayım benim altımda aydın hayata bağlı, köküne ve kültürüne bağlı, hayırsever bir komşumuz oldu Türk Yahudi Cemaatinden Berta Magriso, bu yazımda onu tanıtacağım.
Madam Berta ile on sekiz komşuluk yaptık. Bildirici ailesi olarak ziyaret ettik, çayını içtik, sohbet ettik. Berta ile ortak acımız var. Kızlarımız Özlem ile Stella'yı 2011 yılında art arda kaybetmemiz oldu. Madam Berta son yılında Galata Kuledibi Musevi Cemaati Huzur evinde geçirdi, 6 Şubat 2023 tarihinde hayatını kaybetti ve Kilyos Musevi Mezarlığında toprağa verildi.
Ölümünden sonra gelini Madam Rozet ile tanıştım. Oturduğu ev satıldı. Madam Rozet kayınvalidesinin Musevi Cemaatine hizmetlerini gösteren yayınları ve fotoğrafları bana emanet verdi onu daha yakından tanıdım. Kendisine teşekkür ederim.
Bu tarihi yapılardan bir taneside Altındağ ilçesinde yer alan Yahudi Mahallesi'ndeki tarihi Sinagog çeşmesidir. Bu çeşme, Mimari özellikleri ile, geçmiş tarihin izlerini günümüze taşıyor. Sinagog çeşmesi, Anafartalar (Yahudi) Mahallesi tarihi Sinagog bitişiğinde, Kargı Sokak, Esen Sokak ve Kumrucuk Sokaklarının kesiştiği yerde duvara gömülü durumda kesme taştan yapılmış olan çeşmenin kitabesi ve yalağı olmadığından tamamen çeşme özelliğini yitirmiş durumdadır. Ayrıca çeşme, günümüzde insanların vermiş olduğu zarar nedeni ile bakımsız bir haldedir.
https://www.polatlipostasi.com/yahudi-mahallesinin-tarihi-sinagog-cesmesi
https://www.gzt.com/skyroad/renklerle-dokunan-hayaller-marc-chagall-3791215
https://www.turkisrael.org.il/single-post/amal-nasraldi-n-i-srai-lli-d%C3%BCrzi-leri-anlatiyor