Şam ve Halep asırlar boyunca, Suriye´de Yahudi mirasının merkezleri oldular. Her iki şehirdeki Yahudi mahallelerinde, eşsiz sinagogları, evleri ve atölyeleriyle son derece canlı ve hareketli bir hayat sürmüştü.
Dünya üzerindeki en eski Yahudi topluluklardan olan Suriye Yahudi Cemaati, kültür zenginliği ve azmin bir sembolü haline gelmiş, İkinci Tapınak zamanlarına dayanan kökleriyle cemaat, yüz yıllarca refah içinde yaşamış fakat zülum ve savaşa teslim olduktan sonra bir zamanlar sürekli gelişen varlığının ancak izleri kalmıştı.
Şam ve Halep, yüz yıllar boyunca Suriye’de Yahudi mirasının merkezleri olduklarından bölgede yapılan arkeolojik kazılarda bulunanlar arasında Şabat kandilleri, kaşerut kırallarına uygun saklama kapları, mikve banyoları gibi Yahudilerin gündelik yaşamlarından izlere rastlanmıştı.
Fırat Nehrinin güneybatı kıyısından 90 metre yükseklikte bir yamaç üzerine kurulmuş bir sınır kenti olan Dura-Europos ise, bölgedeki antik Yahudi yaşamına başka bir bakış açısı getirdi. Çoğunlukla Yahudilerin yaşadığı bir şehir olmamasına rağmen bölgedeki etkileyici sinagogda, Mısır’dan çıkış ve Tevrat’ın verilişi gibi Tevrat’tan hikayelerin anlatıldığı duvar resimleri bulunuyordu. Bu duvar resimleri, bölgede Yahudi olan ve olmayan kişilerin nasıl bir kültürel ahenk içinde yaşadıklarını göz önüne sermesi anlamında önemli görülmüştü.
Ne var ki, 20. yüzyıl, özellikle de II. Dünya Savaşı’nı takip eden Yahudi karşıtlığı ile birlikte, bölgeye kargaşa getirdi. 1942 yılında Suriye topraklarının ileride kurulacak İsrail Devleti topraklarına katılacağı dedikodularıyla ateşlenen halk isyanları, Şam’ın Yahudi mahallesini hedef aldı. 1947 yılında Birleşmiş Milletler’de oylanan Taksim Planı sonrası, yıkım arttı. Şam ve Halep’te sinagoglar dahil Yahudi mahallesini yıkıp geçen isyanlar sonrasında pek çok Yahudi çareyi bölgeyi terk etmekte buldu.
1949’da el bombalarıyla yapılan bir saldırıya maruz kalan El-Manshiyeh Sinagogu’nda çoğu çocuk on iki kişi hayatını kaybetmişti. Bu olay, Suriye’deki Yahudi toplumun tarihinde bir dönüm noktası oluşturdu.
Yakın zamanda başlayan ve süren Suriye’deki sivil savaş ise kalan nadir anıtların da çoğunun yıkımına yol açtı. Eliyahu adlı peygamberin yaşadığı var sayılan Cobar adlı şehirde bulunan Eliyahu Hanavi Sinagogu, savaşta atılan roketlerde isabet alarak yıkıldı, bir zamanlar kutsal sayılan mezarlık alanları yağmalandı, mezar taşları kırıldı ya da çalındı.
Bu gün Suriye’nin Yahudi Cemaati, sadece birkaç kişiden oluşuyor. Diğer yandan başta İsrail’de yaşayanlar olmal üzere Suriye Cemaati’nden gelenler, eşsiz gelenekleri ve dualarıyla kültürel miraslarına bağlı kalarak değer göstermeye devam ediyorlar. Parçalanmış cemaat, tekrar bir araya gelme ve Suriye Yahudiliği ruhunu canlı tutma umudu taşıyor.