Yaşamak için öldürmek!

Spor
25 Aralık 2024 Çarşamba

18 Temmuz 1949, Rhode Island, ABD!

25 yaşında 17 maçının 16’sını knock-out ile kazanmış ve üç yıl sonra Ağır Siklet Dünya Şampiyonu ünvanını alacak olan İtalyan asıllı Rocco Francis Marchegiano ile 24 yaşında kariyeri bilinmeyen Harry Haft adında bir genç binlerce seyircinin çılgın tezahüratları ile ringde. İtalyan boksör daha sonra Rocky Marciano olarak tanınacak ve dünya boks tarihine geçecektir ama daha zamanı vardır. Önlerinde on raundluk bir maç vardır iki genç sporcunun. Fakat henüz üçüncü raund biterken Marciano rakibini nakavt eder. Elbette seyircilerin protestosu yükselir, çünkü ciddi para vermişlerdir ve uzun bir maç beklerlerken üç raund ile evlerine dönmek kimsenin hoşuna gitmez. O yıllarda boks Amerikanın en popüler sporudur ve beyzbol ile yarışır. Tabii yine o yıllarda, gerçi sonraki yıllarda da, profesyonel boks özellikle İtalyan mafyasının ve bahis şirketlerinin elindedir. Bu durumda kimin nasıl şampiyona olduğu, soyunma odalarında nelerin döndüğünü, maçların nasıl bağlandığını bilmiyoruz. Fakat bu maçla ilgili bildiğimiz bir şey var, o da pek 3 raundda nakavt olmayacak gibi duran Harry Haft, maçtan sonraki açıklamalarında “soyunma odasına silahlı adamların gelip kendisini tehdit ettikleri ve üçüncü raundda nakavt olmazsa öldüreceklerini” söylüyordu. Doğruluğu elbette tartışılır, gerçek de olabilir uydurma da. Bu maçtan sonra Marchegiano yürüyüp Marciano olurken, Harry Haft’ın de bir süre daha boks ringlerinde debelenip, para karşılığı çoğunluğu bağlanmış maçlarda ringe çıkıp daha sonra da bıraktığı yazılıyor. 1949 yılında evlenip Brooklyn’de bir manav dükkanı açmış, iki oğlu ve bir kızı olmuş. Harry Haft 2007 yılında 82 yaşında kanserden ölmüş.

Harry Haft aslında sıradan Amerikalı eski bir boksör ve hikayesinin bir özelliği yok gibi görünüyor fakat var.

 

16 yaşında kamp hayatı

Hertzko ‘Harry’ Haft 28 Temmuz 1925'te Polonya'nın Belchatow kasabasında doğmuş, sekiz çocuklu bir ailenin en küçüğüdür. Biyografisine göre çocukluğunda bile antisemit uygulamalarla karşılaşmış hatta Yahudi olduğu için ayrımcılık yapan bir öğretmenine taş attığı için okuldan uzaklaştırılmış.

Nazi işgali altında Harry ve abisi Aria ufak tefek kaçakçılık işleri yaparak ailenin geçimini sağlıyorlar.

Haziran 1941 tarihinde 16 yaşından büyük bütün erkeklerin kayıt yaptırmaları istendiğinde, abisi Aria bunun bir iş için olabileceğini düşünüp gidiyor ve bir daha da dönmüyor. Harry’nin henüz 16 yaşına bir ay kaldığı için kayıt yaptırması gerekmiyor. Ancak Aria kayıttan dönmeyince aramaya çıkıyor. Kasabada kayıt yaptırmış tüm Yahudi erkekleri itfaiye binasında toplanmış buluyor. Haft orada hayatını değiştirecek bir karar verdi. Kardeşinin kaçabilmesi için dikkat dağıtacak bir şey yaptı. Ancak Aria kaçtığında, Nazi muhafızları Harry'yi yakaladı. O akşam, Harry Haft bir kamyona yüklendi - ve sonradan dolaştırılacağı birçok toplama kampından ilkine gönderildi.

Yaşının küçüklüğüne bakmadan yapılan kayıt ardından Harry Haft ve kasabasındaki diğer erkekler Polonya'nın batısındaki Poznan'da bulunan çalışma kamplarına gönderildi. Nazi muhafızları onu ve diğerlerini rasgele ‘sola’ ya da ‘sağa’ göndererek iki gruba ayırdı. Haft sola gitti. Sağa gönderilen adamları bir daha hiç görmediğini anlatıyor anılarında. Ardından Polonya'nın Lodz kenti yakınlarındaki başka bir kampa gitti ve sonra da Auschwitz'e gönderiliyor. Harry’nin anlattığına göre mahkumlardan biri Nazi muhafızlara nereye gittiklerini sorduğunda “Mezara” cevabını alıyor. Harry ve diğerleri fazla kalmadıkları Auschwitz’den sonra birçok alt kamptan biri olan Jawozna Kampı'na gönderiliyorlar.

İşte Harry’nin hayatını değiştiren olaylar burada yakaladığı bir ‘şans’ ile başlıyor. Anlattığına göre kampta bir Alman subayıyla arkadaş oluyor. Bir anlaşma yapıyorlar. Subay Harry’i kampta kollayacak, Harry de onu savaş bittikten sonra!

Nazi subayının bir fikri vardır. Harry uzun boylu ve güçlü fiziğe sahip olduğu için kullanmak ister. Kamptaki subaylar arasında her pazar bir organizasyon yapıyorlardır ve eğlencenin odağı da Yahudi esirler arasında boks maçıdır. Özellikle ‘yarı ölü’ durumundaki esirlerle yapılan bu insanlık dışı gösteri aylarca sürer. Maçı kazanan hayatta kalırken kaybeden de kurşuna diziliyordur. Alman subay büyük ihtimalle Harry üzerine bahis oynatıyor olmalıdır ama bu kısım biyografide yazmıyor.

Harry Haft, kendisine "Yahudi Hayvanı" diyen gardiyanların önünde 76 dövüş yaptı. Rakibini acımasızca yendiğinde gardiyanların daha yüksek sesle tezahürat yaptığını görerek her birini kazandı. "Bana saygı duymadılar," diyordu "Biz sadece hayatta kalanlardık ve onları eğlendiriyorduk."

Ancak bu dövüşler eğlenceden daha fazlasıydı. Dövüşçünün hayatı dövüşün sonuna kadardır. Yani kazanan bir sonraki dövüşe kadar yaşayacaktır. Yenilen idam ediliyordu. Dövüşüp kazandığı ve idam edilenlerin bazılarını tanıyor olmalıydı. Çünkü bazıları Harry ile aynı kasabadan olabileceği gibi kamptan da tanışıyor olmalıydılar.

Bir noktada, Haft'ın daha zorlu bir rakibi vardı, kendisi gibi Nazi muhafızları tarafından nispeten sağlıklı tutulan bir Fransız ağır sıklet şampiyonu. Ama Haft onu da yendi. Daha sonra, iki el silah sesi duyduğunu hatırladı. Ve Fransız'ı bir daha hiç görmedi.

Harry Haft toplama kamplarında yaklaşık beş yıl geçirdi. Ancak 1945'in başlarında savaş Nazilerin aleyhine dönmeye başlayınca Haft kaçma şansını yakaladı. Kampın çıkışında bir Alman askerini öldürdü, üniformasını giydi ve kaçtı. Yol üzerinde bir çiftlik evine sığındı fakat Harry’den şüphelendiler. Bunun üzerine evdeki karı kocayı da öldürdü.

ABD ve boksörlük

Savaşın ardından Harry Haft dövüşmeye devam etti. Yerinden Edilmiş Kişiler Kampında, Münih'teki bir boks turnuvasına kaydoldu ve Ağır Sıklet Şampiyonluğunu kazandı. Haft ayrıca turnuvanın ‘seçkin boksörü’ seçildi ve Amerikalı General Lucius Clay tarafından kendisine bir ödül verildi.

Kısa bir süre sonra Marine Marlin adlı bir gemiyle Amerika Birleşik Devletleri'ne gitti. Miriam adında Amerikalı bir kadınla evlendi, çocukları oldu ve Amerika Birleşik Devletleri'nde boksör olarak başarılı olmaya çalıştı.

Profesyonel boksör olarak geçirdiği iki yıl boyunca yaptığı 22 maçın 14’ünü kazandı, ancak kariyeri ağır sıklet şampiyonu Rocky Marciano'ya yenilmesiyle sona erdi. Ancak daha sonra, maçtan kısa bir süre önce birkaç gangsterin soyunma odasına geldiğini ve kaybetmemesi halinde hayatını tehdit ettiğini iddia edecekti.

Haft'ın kazanamadığı daha büyük bir dövüş de vardı.

Yıllar geçtikçe, Haft'ın II. Dünya Savaşı sırasında yaşadıkları ona eziyet etmeye devam etti.

Oğlu Alan, Brooklyn, New York'ta büyürken babasını korkunç ve şiddet dolu bir varlık olarak hatırladığını söylüyor.

“1950'lerde Amerika’da çok fazla İngilizce konuşamayan, okuma yazma bilmeyen, her an patlayabileceği için gerçekten konuşamadığınız bir babayla büyüdüm,” diye anlatıyor oğlu Alan.

“Şiddetle sonuçlanabilen psikotik atakları vardı. Bir keresinde evdeki tüm camları kırmıştı. Hiçbir şeye itiraz edemiyordum, yoksa dayak yerdim. Bu yüzden çılgıncaydı.”

Harry Haft, Holokost sırasında gördükleri ve yaptıkları hakkında ağzını sıkı tutmaya devam etti.

Büyük oğlu Alan Scott Haft 2003 yılında yani babasının sözlü anlatımlarından biyografisini hazırlıyor ve 2006 yılında basılıyor. Bugüne kadar 14 dile çevrilmiş biyografisi 2020 yılında Hollywood tarafından filme çekildi.

Harry Haft’ın hikayesinde bazı yerlerde çok abartılı anlatımlar olduğu söyleniyor ve normaldir. 16 yaşında toplama kampına gönderilmiş ve hayatta kalmak için belki de arkadaşlarını ölüme göndermek zorunda kalmış bir çocuktan bahsediyoruz. Geçirdiği travma, uzun yıllar boyunca asla kazanamadığı bir dövüşün derin izleri olarak hem kendi hayatında hem de ailesinde yer etmiş olmalıdır.

Hikayesinin insani ve ahlaki olarak değerlendirmesini bugünden geri gidip o günün şartlarında yaşamayanlar olarak biz yapamayız.

Geçmişi bugünün penceresinden görmek mümkün değildir.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün