Tarihten sahneye: 12. Gece

Yılın ilk yazısını, az bilinen ancak tarih, edebiyat ve gastronomi açısından son derece zengin bir geleneğe, 12. Gece´ye ayırmak istedim. Noel´den başlayarak 12 gün süren kutlamaların son gecesi olan bu gelenek, Hristiyanlıkla bağlantılı bir ritüel olmasına rağmen kökenlerini Pagan festivallerinden alır. William Shakespeare gibi edebi devlerin eserlerinde iz bırakan bu ritüel, aynı zamanda gastronomi dünyasına da ilginç katkılarda bulunmuştur. Şimdi gelin tarihte hızlıca geri gidelim.

Bahar AKPINAR Perspektif
22 Ocak 2025 Çarşamba

12. Gece’nin kökenlerini anlamak için Roma İmparatorluğu’nun en coşkulu ve şenlikli kutlamalarından biri olan Satürnalya festivallerine bakmamız gerekiyor. Antik Roma’da aralık ayının ortasında başlayan ve bir hafta süren bu festival, hasat tanrısı Satürn onuruna düzenlenen şenliklerden biriydi. Bu dönem, kış gündönümünün getirdiği karanlığın yerini ışığa ve yeniden doğuşa bıraktığı bir geçişi simgeliyordu. Pagan festivalleri arasında Satürnalya, kaotik ve eğlenceli ruhuyla dikkat çeker. Bu festivaller boyunca toplumsal roller tersine çevrilir, köleler geçici olarak efendilerden daha yüksek bir konuma gelir, efendiler ise kölelere hizmet ederdi. Ek olarak, masalar ziyafetlerle donatılır, insanlar şarap eşliğinde dans eder ve maskeli balolar düzenlenirdi. Hediyeleşme alışkanlığı da bu dönemde yaygındı; özellikle mum gibi sembolik hediyeler verilirdi, bu da ışığın karanlığa galip gelmesini simgeliyordu.

Satürnalya, yalnızca bir eğlence dönemi değil, aynı zamanda toplumsal sınırların ve günlük yaşamın sıkı kurallarının geçici olarak kaldırıldığı bir zaman dilimiydi. Bu tür şenlikler Orta Çağ Avrupa’sında karnavallar olarak karşımıza çıkmaya devam etse de Satürnalya şenlikleri Hristiyanlığın yayılmasıyla birlikte Epifani ve 12. Gece kutlamalarına dönüştü. Orta Çağ’da, bu Pagan gelenekleri dini bir bağlama oturtularak Epifani ile birleştirildi. Bu dönemde, özellikle İngiltere, Fransa ve İspanya gibi Batı Avrupa ülkelerinde 12. Gece kutlamaları popüler hale geldi.

12. Gece, Noel’den sonraki 12. geceye, yani 5 Ocak tarihine denk gelir. Hristiyan dünyasında bu gecenin ardından gelen 6 Ocak günü Epifani olarak bilinir ve İsa’nın Üç Bilge Adam tarafından ziyaret edilmesini simgeler. Orta Çağ’da ve Rönesans döneminde 12. Gece, büyük eğlencelerle kutlanırdı. Yemek şölenleri, danslar, maskeli balolar ve tiyatro gösterileri bu gecenin vazgeçilmez unsurlarıydı. Özellikle toplumsal rollerin tersine çevrilmesi ritüelleri dikkat çekiciydi. Bir hizmetlinin gecenin kralı ya da kraliçesi ilan edilerek liderlik rolünü üstlenmesi, bu mizahi yaklaşımın bir örneğiydi. Kutlamaların önemli bir parçası olan 12. Gece keki ya da kurabiyesi, bu tersine çevrilme geleneğini temsil ederdi. Kekin içine saklanan bir fasulye ya da badem, kimin kral ya da kraliçe olacağını belirlerdi.

Bu kimlik değişimi ile 12. Gece kutlamaları toplumsal sınırların, rollerin ve sınıf farklarının geçici olarak unutulduğu bir zaman dilimi olarak yerleşerek, toplumu birleştiren özel bir ritüel halini aldı. Sergilenen yalnızca bir oyun değil, aynı zamanda toplumsal bağları güçlendiren mizahi bir eleştiriydi.

Holinshed Kronikleri’nde, Orta Çağ İngiltere’sindeki 12. Gece kutlamalarına dair kayıtlarla karşılaşırız. “Tüm kasaba müzik ve dansla dolarken, masalar ballı kekler ve sıcak şaraplarla donatılırdı” sözleriyle anlatılan şenliklerin halk için coşku dolu bir atmosfer yarattığını söylemek yanlış olmaz. Bu gelenek Tudor ve I. Elizabeth dönemlerinde altın çağını yaşar. 1516 yılında Tudor Kralı VIII. Henry’nin sarayındaki 12. Gece kutlamasında, saray mutfağında devasa kekler, baharatlı şaraplar ve egzotik meyveler hazırlandığı kayıtlara geçmiştir. Yine bu kaynaklardan öğrendiğimize göre, gece boyunca sahnelenen tiyatro oyununda kullanılan kostümler ve aksesuarlar için büyük miktarda altın harcanmıştır. I. Elizabeth’in sarayında sergilenen tiyatro oyunlarına baktığımız zaman 12. Gece kutlamaları bizi doğrudan Shakespeare’e götürür. Pek çok oyununu ilk defa Elizabeth’in sarayında oynayan Shakespeare, dönemin 12. Gece kutlamalarını saraydan alıp sahneye taşır.

Shakespeare’in dönemin geleneklerinden ilham alarak yazdığı 12. Gece adlı komedisi ilk olarak 1601 yılında sahnelenir. Oyunun toplumsal rollerin tersine çevrilmesi, aşk karmaşaları ve yanlış kimlikler üzerine kurulu eğlenceli bir hikâyesi vardır: Bir gemi kazasından kurtulan Viola erkek kılığına girerek Duke Orsino’ya hizmet etmeye başlar. Viola’nın kılığı ve yarattığı karmaşa, 12. Gece’nin mizahi ve kaotik ruhunu yansıtır, toplumsal eleştiri ve mizahını zekice işler. Sosyal statü, cinsiyet rolleri ve aşk konularında yaptığı göndermeler, oyunun zamansız olmasını sağlar.

Antik Roma’dan gelen bu şenliğin ruhunu mutfağına taşımak isteyenler için denemesi kolay bir 12. Gece kurabiyesi tarifi bırakarak yazının gastronomi kısmına kısaca dokunmuş olayım. 200 gram tereyağı, 150 gram toz şeker, bir yumurta, 300 gram un, bir çay kaşığı tarçın ve bir tutam tuzu karıştırarak bir hamur yapın. Hamuru dinlendirdikten sonra istediğiniz şekli verin ve bir tanesine bir badem gizleyin. 180°C’de 12-15 dakika kadar pişirin. Kurabiyeler soğuduktan sonra pudra şekeriyle süsleyin. Bu tarihi lezzet artık mutfağınızda.

Satırlarımı değerli Hahambaşı Rav İsak Haleva’nın kaybından duyduğum üzüntüyle tamamlıyorum.  O’nun bilgeliği ve toplumsal birleştiriciliği, bizler için önemli bir ilham kaynağı olmaya devam edecek. Kendisini saygıyla anıyor, başta ailesi olmak üzere hepinize başsağlığı ve sabır diliyorum.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün