Efsane Köln Konserinin 50. yılı

Sami ASA Sanat
29 Ocak 2025 Çarşamba

Önceki bir yazımda bir dönemin sembolü olmuş Bill Evans sonrası caz piyanistleri kuşağının kanımca en yaratıcı ve müziğe sayısız eser armağan etmiş üçlüsüne değinmiş, iki önemli müzisyen Chick Corea ve Herbie Hancock’un eserlerine yazılarımda yer vermiştim. Bu kez çağdaş cazın ve doğaçlamanın en güçlü temsilcilerinden olan üçüncü piyanistten ve onun bu tarz müziğin sembolü haline gelmiş kaydından bahsetmek istiyorum, cazla biraz haşır neşir olanlar Keith Jarrett’ı ve onun Köln Konseri albümünü kastettiğimi sezmişlerdir!

24 Ocak 1975 gecesi alışılmamış bir saatte Köln Opera binasında bulunan yaklaşık 1300 müziksever, Keith Jarrett’ın solo resitalini dinleyerek unutulmaz bir gece yaşadılar. Cazın bau türü ve hatta müziğin bir başyapıtının kaydedilmesinin canlı şahidi oldular. Çarpıcı olan ise, üzerinden geçtiğimiz hafta tam 50 yıl geçen konserin neredeyse iptal edilecek olması ve gerçekleşse dahi kaydının gönülsüz bir şekilde son anda yapılmasıydı. Nedeni ise, konser öncesi peş peşe oluşan terslikler ve olumsuz koşullardı.

Jarrett’ın Köln konserinin 50. yılı, İngiltere’nin önde gelen caz dergisi Jazzwise’ın Şubat yayınının kapak konusu oldu.

Hikâyemizi birkaç yıl geriye sararak başlayalım. Küçük yaşlarından beri solo müzik üretmeye hevesli olan piyanonun dahi çocuğu Keith Jarrett 1971 yılından itibaren albümlerini, müzik kayıt ve yayın şirketi ECM Records (Edition of Contemporary Music) etiketi altında yayınlamaya başladı. Onu etkileyen, sonraki yıllarda müzik çevrelerinde çok saygın bir yer edinecek olan ECM’in kurucusu prodüktör Manfred Eicher’in ticari kazançtan ziyade müzik kalitesine odaklanmasıydı.

Nitekim 1971 yılında ECM etiketiyle çıkardığı ilk albümü “Facing You” solo piyanosuyla ses getirdi. Bir sonraki adımı ise, yine solo piyanosuyla ancak tümüyle doğaçlama konser albümleri hazırlamak oldu. Sanatçı, hiçbir beste ve basit müzik kalıpları ön hazırlığı dahi olmaksızın, o anki ruh hali ve duygularına göre, benzeri bir daha çalınamayacak doğaçlama bir müzik üretmek niyetindeydi. Bremen ve Lozan konser kayıtlarından bu şekilde derlenen 1973 tarihli albüm, Jarrett’ın kariyerinde dönüm noktası oldu, Time dergisince yılın en iyi caz albümü seçildi. Onu zirveye taşıyan bir sonraki doğaçlama albümü ise yazının odağındaki Köln konserinin kayıtlarıdır.

Özellikle sosyal medyada caz çevrelerinde sıkça dile getirilen Köln konserinin hikâyesini sizlere aktarmayı değerli buluyorum. Müziğinin gerçekliği ve güzelliği, sonraki müzisyenlere ilham olması ve şahsen uzun yıllardır kendimle kalmayı seçtiğimde tekrar dönüp başvurduğum büyülü bir eser olması yeterli gerekçeler.

Keith Jarrett, Bremen ve Lozan konser albümünün beğenilmesi sonrasında 1975 yılının başlarında Manfred Eicher ile Avrupa turnesine çıkmıştı, farklı şehirlerde doğaçlama solo konserler veriyordu. Köln opera binasında vereceği konserin kaydedilmesi planlanmıştı. Tesadüf, o gece akşam saatlerinde operada başka bir konser vardı. Müsait başka bir tarih bulunamadığından, çaresiz konserin o gece ancak 23.30 gibi geç bir saatte başlamasına karar verilmişti. Jarrett artık Avrupa’da da saygın bir müzisyen olduğundan, biletler buna rağmen günler öncesinden satılmıştı. Zorlayıcı olan sadece konserin saati değildi. Şehirlerarası yolculuk ve dinlenme dikkate alınarak, konserler genelde aralarında iki gün olacak şekilde düzenleniyordu. Lakin konser mekânlarında tarihlerin uygun olmamasından, Köln konseri Lozan’da verilecek konserin ertesi akşamına denk gelmişti. Bir gün içinde yolculuk yapmak ve akşamki konsere hazırlanmak yorucuydu. Köln’deki konseri düzenleyenler yolculuğun en kısa sürede yapılabilmesi için onlara uçak bileti temin ettiler. Bilinmeyen bir nedenle, Jarrett ve Eicher yaklaşık 700 kilometrelik yolu uçak yerine karayolu ile küçük bir arabayla yapmayı seçtiler. Nihayet Köln’e vardıklarında, önceden yorgun olan Jarrett bitkindi ve şiddetli bel ağrıları vardı.

Öngörülemeyecek trajik sürprizler zinciri henüz başlıyordu. O tarihte henüz 17 yaşında tecrübesiz bir genç olan Vera Brandes konserin organizatörüydü. Jarrett, konseri için Bösendorfer Imperial tipi bir piyano temin edilmesini talep etmişti. Operaya yerleştirilen ise küçük bir Bösendorfer piyanoydu. İstenilen tipte piyano bulunamamıştı, üstelik akordu bozuktu. Dahası, orta bölümdeki siyah tuşların bazıları ve notaların gerektiğinde uzamasını sağlayan pedal çalışmıyordu. Hayal kırıklığı yaşayan öfkeli Jarrett piyanoyu denedi, Eicher’den aynı denemeyi yapmasını istedi, sonrasında aralarında konuştular ve uzun bir sessizlik oldu. Eicher, organizatör Brandes’e bu şartlarda konserin yapılamayacağını söyledi, başka bir piyanonun acilen getirilmesinde ısrar etti. İkili saatlerdir yemek yememiş olduklarından bu sırada yakındaki bir İtalyan lokantasına gittiler. Terslikler burada da devam etti, garson ısmarlanan yemekleri karıştırıp yanlış getirdi, doğru yemekler geldiğinde artık konser için ayrılmaları gerekiyordu. Pek bir şey yiyemeden opera binasına geri döndüklerinde, aynı piyano yerli yerinde duruyordu. Yeni bir piyanonun bu kısa sürede başka bir mekândan getirilmesi ve konser için hazır edilmesi mümkün değildi. Sadece mevcut piyanoda bazı yetersiz düzeltmeler yapılabilmişti. Sonuçta, Jarrett son derece gönülsüz olmasına rağmen konserin gerçekleşmesini zoraki kabul etti, izleyicilerin geri çevrilmesi mümkün değildi. Kayıtları sadece kendileri için yapacaklardı. Malum, bu şartlarda kaliteli bir kaydın alınabilmesi olası görülmüyordu, albüm haline getirilmeyecekti. Jarrett ağrılarını bir nebze azaltmak için beline bir korse giydi ve hafızalara kazınan konserine başladı.

Mucizevi bir şekilde sanatçının yaratıcı, yenilikçi ve şiirsel emprovize müziğinin kaydı dört milyon üzerinde satışla, caz tarihinin en çok satan solo piyano albümü oldu. ECM’in sembol albümü haline geldi. Jarrett’ın birçok doğaçlama konser albümü yayınlandı, bazı cazseverler diğer albümleri daha çok beğendiler, ancak öyle dahi olsa, bu albümler her zaman Köln konseri kaydıyla kıyaslandı, bu kayıt kıyas için hep referans noktası oldu.

Konserin 26 dakika uzunluğundaki ilk parçası basit ama meditatif dört nota ile başlıyor. Genelde doğaçlama müzikler, sanatçıların akıcılığı arayışıyla daha köşeli ve sanki ritmini bulmakta bocalayan notalarla başlarlar. Jarrett burada istisnai olarak daha baştan akıcılığıyla dinleyiciyi teslim alıyor. Buna karşılık orta bölümde (18:00 ile 21:00 dakikalar arası), suyun akacağı yolu araması veya yokuş yukarı koşan bir sporcunun düzlüğe varmak için zahmetli ama oraya ulaşmak için heyecanlı şevki gibi, akacak notaların arayışı içinde. Sanatçının konuşurcasına duygularını notalara döktüğü anlık ortaya çıkan müzik, cazın yanında, klasik, gospel ve country müziğinden ögeler barındırıyor.

Mükemmeliyetçiliği ile tanınan Jarrett’ın, mükemmeliyetten çok uzakta olan piyanosuyla biraz da enstrümanının kusurlarını örtecek şekilde böylesine büyüleyici bir müzik ortaya çıkarması, hayatın nadiren de olsa karşımıza çıkardığı tezat ve ironi olsa gerek! Bir sonraki notayı önceden bilmeyip arayış içinde o anda bulmak, iyi müzisyen olmanın yanı sıra özel bir ruh hali, saf bir coşku ve odaklanma gerektiriyor olmalı! Jarrett’a göre önemli olan bu ruh halidir, düşünce ise müzikte akıcılığın düşmanıdır.

Bir müzik eleştirmeninin Jarrett’ın beğendiğim tarifini şöyle alıntılıyorum1: “Şimdiye dek hiç çalmadığı, kimsenin çalmaya cesaret edemediği ve kimsenin bir daha tamamen aynı şekilde çalamayacağı müziği çalan bir sanatçı”

Seçkide başta Köln konseri olmak üzere sanatçının daha çok doğaçlama solo albümlerinden parçalara yer verdim. Müziğe tümüyle odaklanmaya çalışmanızı, sizin için yeniyse alışmak için biraz çaba göstermenizi öneriyorum. Müziğin ruhu bir nebze olsun sizlere ulaşmayı başarırsa, ödülünün değerli olacağının sözünü verebilirim.

Seçkide başta Köln konseri olmak üzere sanatçının daha çok doğaçlama solo albümlerinden parçalara yer verdim. Müziğe tümüyle odaklanmaya çalışmanızı, sizin için yeniyse alışmak için biraz çaba göstermenizi öneriyorum. Müziğin ruhu bir nebze olsun sizlere ulaşmayı başarırsa, ödülünün değerli olacağının sözünü verebilirim.

1 F. Marmande, Le Monde (2016)

 

KAYNAKÇA:

https://www.udiscovermusic.com/stories/koln-concert-keith-jarrett/

https://www.grammy.com/grammys/news/pianist-keith-jarrett-story-köln-concert

https://www.jazzmessengers.com/stories/koln-concert-keith-jarrett/en/6879/Keith-jarrett/the-koln-concert

https://www.youtube.com/watch?v=wIXMkZAcgRo

https://en.wikipedia.org/wiki/The_K%C3%B6ln_Concert

 

KEITH JARRETT

λ Köln, January 25, 1975 – Pt. I & Pt. II C Live / “The Köln Concert”

λ Blues, Live at Salle Pleyel / “Paris Concert”

λ Encore from Tokyo / “Sun Bear Concerts”

λ Pretty Ballad / “Foundations – Keith Jarrett Trio”

λ Part VII Live / “Budapest Concert”

λ Rio Part XI / “Rio”

λ Vapallia / “Facing You”

λ The Sun Whose Rays / “Live at Teatro La Fenice, Venice”

λ Encore, “Live at Teatro Carlo Felice, Genova / “A Multitude of Angels”

Spotify / Sami Asa, Playlist adı: MY_25_250129_Jarrett_Köln Concert

https://open.spotify.com/playlist/1OW6nmKpZv1Gw0ywt2wbkL

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün