“A Ğ A T A K I L A N L A R”

Bu sabah bakıyorum bizim medyanın bir bölümünde de zafer haykırışları gırla… Neymiş, Hamas direnmiş. Dimdik ayaktaymış. Aldatmayın kendinizi. Filistin halkının iki-üç neslinin belini doğrultması zor artık. İşte o yüzden zavallı Gazze halkının sevincini anlıyorum. Gönülden paylaşıyorum. Ama Hamas militanlarının zafer işaretini, onu hiç eleştirmeden hep pohpohlayanları… İşte onların zafer şarkılarını anlamıyorum. Çok bencil bir davranış olarak görüyorum o zafer işaretlerini… Kendi halkının hüsran mezarlığı üstünde zafer kutlaması yapılamaz diye düşünüyorum. Ertuğrul Özkök- www.bizimtv.com.tr

İzak BARON Diğer
29 Ocak 2025 Çarşamba
  • Bu Haftanın “Takılanlar”ı

 

  • İYİLİĞE ADANMIŞ BİR HAYAT - İSAK NİNO DEBEHAR

Burgazada’da ise Rav Haleva duaları yöneten, gençlere din dersleri veren, onları Musevilikteki onüç yaş törenlerine hazırlayan bir öğretmen ve bir yol gösterici idi. Burgazada’nın tüm esnafları, tüm yaşayanları onu tanır, sever ve onunla muhabbet etmeye bayılırlardı. Hahambaşı olunca koruması vardı ama onu halk arasında kahve içerken, sohbet ederken korumasız olmasına herkes alışıktı.

Ben ise ona her fırsatta zor sorular sorar ve verdiği akıl ve hikmet dolu cevaplara da hayran kalırdım.

Burgazada’da dolaşması için bir elektrikli arabası vardı ve genellikle koruması kullanırdı. Bir Pazar akşamı arabayı kendisi kullanırken yolunu kestim. Arabanın önünde durdum ve ne yapıyorsun dedim. O da bana görmüyor musun araba kullanıyorum diye cevap verdi. Ben de koruma nerede diye sorunca bana göğü gösterdi ve koruma orada dedi.

İşte bizim çok sevdiğimiz Hahambaşımız böyle zeki ve inançlı biri idi.

Burgazadalılar önümüzdeki yaz onun zeka dolu cevaplarını, neşeli nüktelerini çok arayacaklardır.

https://www.muhalif.com.tr/kose-yazisi/3910/iyilige-adanmis-bir-hayat

 

 

  • 7 EKİM 2023 SABAHI MİT’İN BİR SALONUNDA YAŞANAN OLAY - ERTUĞRUL ÖZKÖK

7 Ekim 2023 sabahı İstanbul’daki MİT binası.

Binada Hamas’ın sivil kanadından bir grup var.

Türk istihbarat yetkilileri ile görüşüyorlar.

O sırada haber geliyor…

Hamas’ın askeri kanadı o gece İsrail için de büyük ve şok bir operasyon yapmış.

Henüz kaç kişi ölmüş belli değil.

Ama en az 1000 İsraillinin öldürüldüğü bilgileri var.

MİT salonunda önce bir sessizlik oluyor.

Sonra Hamas yetkilileri “Allah-u ekber” deyip sevinç çığlıkları atmaya başlıyor.

MİT yetkilileri bu sahneyi sessizce izliyor.

Sonra üst düzey bir yetkili ağır ağır konuşmaya başlıyor.

“Çok büyük bir eylem yapmışsınız. Gerçekten beklenmeyecek kadar büyük bir eylem. Ama bu eylemin ikinci adımı ne olacak? Hiç düşündünüz mü?”

Hamas yetkililerinde ses yok…

Bunun üzerine MİT yetkilisi devam ediyor:

“Eylem büyük ve İsrail’e karşı durumu 1-0 yaptınız. Ama planladığınız ikinci bir golünüz, adımınız var mı?”

Hamas heyeti yine suskun.

MİT yetkilisi devam ediyor.

“Şimdi siz durumu 1-0 yaptınız. Ama biliniz ki İsrail durumu 1-1 yapmayacak. 2-1 de yapmayacak, 3-1, 4-1 de yapmayacak. Netanyahu’yu ve İsrail’i biliyoruz. Onlar durumu 10-1, hatta 12-1 yapacak. Buna karşı ikinci bir hamleniz, planınız var mı?”

Savaş durmuş, vahşet bitiyor, evlerine dönecekler, çocuklar ölmeyecek….

Güzel bir duygu…

O sevince ben de katılıyorum.

Ama bir sahne var ki…

İşte ona hiç katılamıyorum.

İsrailli rehineler iade edilmek özere Saraya Meydanı’na getirildiğinde arabanın yanında ve üstünde kar maskeleri ile yüzlerini kapamış, alınlarında bantlar, ellerinde kalaşnikof silahlarla birtakım insanlar var.

Belli ki Hamas askeri kanadının militanları…

Ellerini havaya kaldırmış, iki parmakları V şeklinde açılmış.

Zafer işareti yapıyorlar.

Arada bir de ellerindeki keleşlerle havaya ateş ediyorlar…

Resmen zafer kutlaması yapıyor maskeliler.

Dakikalarca seyrettim.

Hayret içinde seyrettim.

İçimden haykırarak seyrettim.

Bu sabah bakıyorum bizim medyanın bir bölümünde de zafer haykırışları gırla…

Neymiş, Hamas direnmiş.

Dimdik ayaktaymış.

Aldatmayın kendinizi.

Filistin halkının iki-üç neslinin belini doğrultması zor artık.

İşte o yüzden zavallı Gazze halkının sevincini anlıyorum. Gönülden paylaşıyorum.

Ama Hamas militanlarının zafer işaretini, onu hiç eleştirmeden hep pohpohlayanları…

İşte onların zafer şarkılarını anlamıyorum.

Çok bencil bir davranış olarak görüyorum o zafer işaretlerini…

Kendi halkının hüsran mezarlığı üstünde zafer kutlaması yapılamaz diye düşünüyorum.

Sen bir vahşet yaptın…

Karşılığı bütün dünyayı acılara boğan insafsız, insanlık dışı bir katliam, bir soykırım oldu…

Netanyahu katiline bu bahaneyi sen verdin…

Bedelini senin halkın, senin çocukların, kadınların, yaşlıların, gençlerin ödedi…

Şimdi kalkmış zafer işareti yapıyorsun.

Neyin zaferidir bu arkadaş?

Geride kendi halkından 45 bin ölü…

100 binden fazla yaralı bırakmışsın…

İnsanlar evlerini, barklarını, umutlarını kaybetmiş.

Onlar kaybetmiş…

Ama sen kazanmışsın…

Onlara şunu hatırlatmalı…

“Netanyahu hakkında tutuklama kararı çıkaran Uluslararası Ceza Mahkemesi, senin liderlerin için de aynı savaş suçlusu kararını aldı.”

Yani arkadaş…

Netanyahu suçluysa eğer…

Sen de hiç masum değilsin…

O yüzden indir bencilce zafer işareti yapan parmaklarını aşağıya…

https://bizimtv.com.tr/yazarlar/ertugrul-ozkok/7-ekim-2023-sabahi-mitin-bir-salonunda-yasanan-olay-2440

 

  • GAZZE'DE ATEŞKESİN KADERİ 16'NCI GÜNDE ÇİZİLECEK - AYŞE ÖZEK KARASU

Ateşkesin en geç 16’ncı günü, ikinci aşamada atılacak somut adımları görüşmeye başlayacaklar. Her iki taraf da İsrail ordusunun çekilmesine dair ayrıntıları masaya getirecek – asker çekilirken aynı zamanda Filistinliler kuzeye dönebilecek mi? Geri dönüş nasıl ve kimin kontrolünde olacak? İsrail cezaevlerinden hangi Filistinliler salıverilecek?

Bu konularda taraflar büyük ölçüde farklı pozisyonlarda ve kısıtlı bir takvimde müzakerelerin tıkanması riski var. İsrail ve Hamas ikinci aşamaya birkaç hafta kala ihtilafa saplandığı takdirde ateşkes son bulabilir, geri kalan rehineler serbest bırakılmaz, ordu Gazze’de kalır ve savaş kaldığı yerden devam eder. Bu durum Netanyahu açısından Trump’ın dilekleriyle kabine şahinlerinin tehditleri arasında bir orta yol olabilir. O aşamada rehinelerin bir kısmı bırakılmış olacak, İsrail askeri ise Gazze’deki varlığını koruyacaktır. Savaş devam ederken, aşırı sağcıların yeni yerleşimler kurmak istediği Kuzey Gazze’ye Filistintilerin dönüşü suya düşer. Zaten Netanyahu’nun yakın çevresi, ilk altı haftadan sonra silahların yeniden ateşlenmesi ihtimalini dile getiriyor. Bu kesime göre neticede Trump, İsrail ordusu Gazze’nin neresini işgal altında tutuyor meselesiyle ilgilenmez, ayrıca Netanyahu uzlaşmaz tarafın Hamas olduğunu ABD başkanına izah eder!

Bütün rehineler serbest bırakılıp İsrail askeri tamamen çekilse bile barışın ne kadar süreceği şüpheli. Çünkü Gazze kimin kontrolünde olacak henüz belli değil. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Gazze’nin tam yetkili sorumluluğunu üstlenmeye hazır olduklarını açıkladı. Ancak bu irade, 2007’de Gazze yönetimine hakim olan Hamas ile Batı Şeria’daki Fetih kadrosunu yeniden çatışma eşiğine getirebilir. Mevcut İsrail hükümeti de Abbas’ın Gazze’de kontrolü ele almasını kategorik olarak reddediyor; Gazze'ye yeniden yerleşme hayalleri dışında siyasi bir planları olmadığı da ortada. Belki bir teknokratlar hükümetinin iş başına gelmesi çözüm olabilir ki, Hamas aylar önce bu öneride bulunmuştu. Ancak Ramallah’ın katılımı olmadan imkansız görünüyor. Katar veya Mısır’ın bu rolü üstlenmesi ise ihtimal dışı.

Bu şartlarda geriye tek seçenek kalıyor, Hamas’ın Gazze’deki hakimiyetini sürdürmesi. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken geçen hafta, Hamas’ın kaybettiği savaşçı kadar yeni kuvvet topladığını açıkladı. İsrail hava bombardımanları ve kara muhareberinde, Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el Kassam Tugayları’nın 21 taburuna önemli ölçüde kayıp verdirdi. Hamas’ın ölen savaşçılarının sayısı bilinmiyor, İsrail’in iddiasına göre 20 bini buluyor. Hamas’ın topladığı eğitimsiz yeni kuvvetler de otomatik silahlar ve roketatarlarla aylardır gerilla savaşı yürütüyor. Bu nedenle İsrail’in, İsmail Haniye’den Yahya Sinvar’a Hamas’ın lider figürlerini öldürmesi pek ağırlık taşımıyor.

İsrail ordu istihbaratta Filistin masasının eski direktörü Michael Milshtein’a göre, Hamas ateşkesten yararlanarak yeniden silahlanıp askeri yapısını yeniden inşa edecek. Hamas sadece yenilmemekle kalmadı, savaşla geçen 15 ayın ardından Gazze’deki egemen güç olmaya devam ediyor.

https://www.haberturk.com/ozel-icerikler/ayse-ozek-karasu/3757404-gazzede-ateskesin-kaderi-16nci-gunde-cizilecek

 

  • Adelina Sfishta@AdelinaSfishta

İsrail "zafer" mi kazandı? HAMAS "yenilmedi" mi?

7 Ekim 2023 sabahı, dehşetle uyandık.. HAMAS 4000 askerle İsrail'e baskın gerçekleştiriyordu.. Karadan ve havadan.. İsrail Sınır Tümeni'nin tankları ele geçiriliyor, siviller öldürülüp, kaçırılıyordu..

1200 kişi öldürüldü 250 kişi de kaçırıldı..

İsrail; devlet yönetimi ve ordusu adeta şoka girdi. Tam 20 gün, nasıl karşılık vereceğini kestiremedi. Hava kuvvetlerini 2 gün içinde devreye soksa da, başarı vaadedici bir askeri yöntem değildi.

HAMAS bu 20 günde toparlandı, savunma stratejisi geliştirdi.

İsrail ordusu hala 1973 konvansiyonel cephe savaşında kalmış, kitlesel gücüyle sorunu çözeceğini düşünüyordu. Oysa, paramiliter savaşın cephesi yoktu. Heryer savaş alanıydı.

Şehirleri, binaları, sivil tesisleri ve yerin altındaki tünelleri "savaş alanı seçmiş paramiliterlere karşı" o kadar hazırlıksızdı ki, ancak 20 gün sonra karadan girebildi.. O da, ağır ağır ve araya büyük ateşkes zamanları koyarak.

HAMAS için bu boşluklar, fasılalar harikaydı.

HAMAS'ın komutanlarını öldürdü, hatta lideri Sinwar'ı bile..

HAMAS'ın savaş tünellerini yıktı, ama harabeye dönen bütün şehirler zaten tünel olmuştu.

Özetle; İsrail paramiliter savaşı başaramadı, HAMAS'ın savaşma iradesini yok edemedi. Makro plandaki başarıları, mikro plandaki gerçeği kıramadı.

İsrail ordusunun az zayiat vermesini, HAMAS'ın; roket sistemlerini, roket üretim yerlerini ve askeri lojistik alt yapısını önemli ölçüde  tahrip etmesini, İsrail ordusunun başarısı sayılabiliriz.

HAMAS'a gelirsek...

HAMAS'ın askeri başarısını ise; "kesin sonuçlu çatışmalara girmemesi ve kendini korumaya ağırlık vermesi" olarak görebiliriz. HAMAS kesin sonuçlu çatışmalara girmedi ve şehir gerilla teknikleri kullandı.

HAMAS ve İslami Cihat'ın yaklaşık 40.000 askeri vardı. Savaşta 45.000 kişinin öldüğü söylense de bu rakam abartılı olabilir ve ne kadarı asker bilinmiyor. HAMAS ve İslami Cihat, ateşkes günü, "yıkılmadık ayaktayız" görüntüsü verdi. Elbette propaganda olabilir, ama HAMAS hala insani yardımları organize edebiliyorsa, ateşkesi organize edebiliyorsa, ciddi bir varlıktan söz etmek mümkün.

Ama bu; eski HAMAS, eski İslami Cihat var demek değil. Sınırlı roket kapasitesi, sınırlı silah ve cephane lojistiği ve halkın üzerindeki bezginlik ya da silahla çözüm olmayacak psikolojisi, HAMAS ve İslami Cihat'ın yeni dönemdeki zorlukları olacak.

HAMAS, eğer Gazze'de yönetimde yer alamazsa; ki bu çok güçlü bir ihtimal, HAMAS ve İslami Cihat, giderek kendi halkına da yabancılaşabilir. Pek çok anket, halkın HAMAS'ın silahlı mücadelesinden bezdiğini gösteriyor. Yapılacak serbest seçimler Gazze'de iktidarı değiştirecek ve HAMAS'ın silahlı gücü illegaliteye doğru itilecektir. 

İsrail'in esas başarısızlığı; karşı saldırısı meşru olmakla birlikte, "halkın rızasına dayanan" bir zemininin olmamasıydı.

HAMAS'a mı saldırdı, Filistin halkına mı saldırdı? Bu keskin hatlarla ortaya çıkmadı. Savaşın neticeleri Filistin halkına çok yansıdı.

Devletler; "rıza zemininde" terörle mücadele etmezse, zafere ulaşamazlar. İsrail'in karşı saldırısı, HAMAS'ın 7 ekim saldırısına karşılık verme olduğu için "meşru" idi, ama üretilmiş bir "rızaya" dayanmıyordu. İsrail, Filistin halkı için "rıza" üretmemişti. Kaba bir saldırı planlamıştı.

Ne demek bu?

Filistin halkının "var olma isteğinin tanındığı" İsrail tarafından deklare edilmedi. Yani bu "meşruiyet" açık seçik ortaya konulmadı. HAMAS'la ve İslami Cihat'la mücadele ediyoruz dense de, savaştan halk da etkileniyordu ve halk gelecek adına bir umuda sahip değildi.

Silahlılarla mücadele, halkla mücadele birbirine karıştı.

Daha savaşın ilk günü, yapılması gereken; "HAMAS ve İslami Cihat'la mücadele biter bitmez, Filistin Devleti'nin kurulacağının" ilanıydı. Filistin halkına, kendi geleceğini kendisinin belirleyeceği zemininin var olduğu, gösterilmeli ve çözümsüzlüğü HAMAS'ın dayattığı anlatılmalıydı.

Filistin halkı; hem zulüm gördü, hem de gelecek adına hiç bir ümit ortaya konulmadığı için, HAMAS ve İslami Cihat'la bağlarını koparamadı.

Netanyahu ve onun aşırı sağcı ortakları, elbette bunu yapmayacaklardı ve yapmadılar da. Kibirli ideolojileri buna engeldi. Filistin halkını sadece "ezdiler" ama onlardaki silahlı mücadele fikri tükenmedi.

Üstelik, "İsrail devleti ve Yahudiler bütün olumsuzlukların sebebidir algısı" son 50 yılın zirvesine ulaştı. Dünya nüfusu içinde yetişkin insanların yaklaşık % 50'si, bütün kötülüklerden İsrail'i sorumlu tutar hale geldi.

Çünki yaptıkları adil değildi. Filistin halkını HAMAS'tan ayırmadan savaştılar.

İsrail'in, ABD desteği ile başardığı makro planda önmeli şeyler de var elbette: Hizbullah'ın askeri kanadının etkisizleştirilmesi ve Lübnan siyasetinin Hizbullah vesayetinden kurtarılması, Suriye'de Esat Rejiminin devrilmesi ve İran'ın bölgedeki 250.000 paramiliterini kullanamaz hale gelmesi, İran'ın askeri gücünün zayıflatılması gibi..

Sonuç olarak;

İsrail:

İsrail Makro planda oldukça kazançlı

Filistin devletinin kurulması için adım atmaması nedeniyle Filistin halkını kazanamadı, savaşın kapısını kapayamadı

HAMAS ve İslami Cihat'ın silahlı mücadele zeminini kıramadı

Ordusu paramiliter savaşlara hazır değil

İsrail devleti ve Yahudi imajı küresel kayıplara uğradı

HAMAS:

Askerlerini mümkün olduğunca koruyabildi

Filistin Halkıyla bağları kopmadı ve halk üzerinde silahlı otoritesi sürüyor

Askeri lojistik alt yapılarını önemli ölçüde kaybetti

İran-Lübnan-Suriye desteğini tamamen yitirdi

Mikro planda başarılı, makro planda askeri kapasitesini kaybetti.. diyebiliriz..

Anlayacağınız... Her iki taraf için tam bir "Pirus Zaferi"... Kazanmanın kaybetmek de olduğu bu yöntemle sorunun çözülmesi imkansız.. Barışla çözüm arayanlar etkisiz...

Adelina Sfishta

https://x.com/AdelinaSfishta/status/1881594958102102352

 

  • “TRUMP’I UNUTUN! ATEŞKES NETANYAHU’NUN KENDİ HESABIYDI” - MERON RAPOPORT / +972 MAGAZİNE

Haaretz muhabiri Chaim Levinson çarşamba günü attığı tweet’te “Büyük ve kudretli Donald Trump, Netanyahu’nun elini tutup kolunu arkasından bükmeseydi, sonra biraz daha bükmeseydi, sonra biraz daha bükmeseydi, sonra kafasını masaya itmeseydi, sonra kulağına birazdan testislerini tekmeleyeceğini fısıldamasaydı anlaşma olmazdı” diyerek genel hissiyatı özetledi: “Biden’ın bunu uzun zaman önce fark etmemiş olması çok yazık.”

Witkoff ve Netanyahu arasındaki görüşmede tam olarak ne konuşulduğunu bilmiyoruz. Trump’ın Netanyahu’yu tehdit etmiş olması ve İsrail Başbakanı’nın seçilmiş Başkan’ın gazabından korkmuş olması mümkün. Ancak daha yakından bakıldığında işin içinde farklı dinamikler olduğu ortaya çıkıyor. Gerçekte ateşkes anlaşmasını kabul etme kararının Trump’tan ziyade İsrail içinde değişen savaş algısıyla ilgisi var gibi görünüyor.

https://harici.com.tr/trumpi-unutun-ateskes-netanyahunun-kendi-hesabiydi/

 

  • Savaşın Analizi "Barışa Odaklanın" Diyor... - Adelina Sfishta

Bu şavaşın pek çok yan etkisi de ortaya çıkmıştır.

Hizbullah'ın tükenmesi ve Esat rejimini destekleyemez hale gelmesi, ABD'nin bölgeye yığdığı güçlerle, Irak'taki Haşdi Şabiyi ve de İran'ı bölgeden uzak tutmuş, Suriye'ye destek vb. şansı kalmamıştır. Bu uygun ortamda  HTŞ'ye yürü denilince HYŞ de Esat rejimin 10 günde yıkmıştır. Suriye'nin yeni rejimi S.Arabistan-Körfez çizgisinde ve İsrail'le de barışacak kıvamdadır. Fetihçi Siyasal İslamcılıktan, Wahabi mülayimliğe terfi etmiştir.

Lübnan'da etkisizleşen Hizbullah, hem Lübnan siyasetinde hem askeri gücünde gerilemiş, Lübnan yönetimi ABD-S.Arabiztan yanlılarının kontroluna geçmiştir.

Suriye Kürtleri, özerklik imkanına çok yaklaşmış, Kürtlerle-İsrail arasında ilk kez bu denli aşikar ve güçlü bağlar oluşmuştur.

Bütün bu yaşananlar, aklı başında insanlara bu yolun çıkmaz olduğunu bir kez daha haykırıyor. Tam 100 yıl savaş yöntemi denendi ve çözüm olmadı. Aksine savaş isteyenler % 45 topraktan % 26 toprağa geriledi. İçine düştükleri şu durum, Filistin Milletinin yokoluşuna bir adım mesafede.

Toprak kazanmak için savaşılırken, Filistin halkının geleceğini yok ettiler. Oysa, kötü de olsa bir barışla bir devlet kurulsaydı ve bütün enerji Filistin halkının kalkındırılmasına harcansaydı, işler bambaşka olurdu. Yahudiler de Filistinliler de huzur ve barış içinde bölgede birlikte yaşarlardı.

https://adelinasfishta.blogspot.com/2025/01/savasn-analizi-barsa-odaklann-diyor.html

 

  • SAYIN TRUMP, CESARETİNİZ VARSA ORTA DOĞU’YU BAŞTAN YARATABİLİRSİNİZ - THOMAS L. FRİEDMAN

Hamas’ın Filistin halkının başına lanet gibi musallat olan dinci ve faşist bir örgüt olduğu doğru. Ama bir hareket olarak ancak başka ve daha ılımlı Filistinliler tarafından bertaraf edilebilir. Netanyahu hiçbir zaman Hamas’a alternatif, gelişmiş ve reforme edilmiş bir Batı Şeria Filistin Yönetimi istemedi ve bunun inşasına yardımcı olmadı. Askerlerini Gazze’ye yollayıp tam da bu köşede öngördüğüm şeyi tetikledi: Irak’ta Amerika’nın yaptığı gibi, net bir strateji olmadan kargaşa tetiklendi. Tıpkı Irak’taki gibi, patlamamış İsrail mühimmatından yapılan yol kenarı bombalarıyla son zamanlarda Gazze’de kaç İsrail askerinin öldüğünün farkında mısınız?

ABD’nin politikası mevcut ateşkes anlaşmasındaki üç aşamanın da yerine getirilmesini ve bunun devamında daha geniş bir yerleşim için hakiki bir diplomatik süreç gelmesini sağlamak olmalı. İsrailli stratejist Gidi Grinstein, Gazze’de Hamas’ın yerini ancak reforme edilmiş ve iyileştirilmiş bir Filistin Yönetimi’nin alabileceğini fakat bunun için de Filistin Yönetimi tarafından güvenlik ve yeniden inşa konularında yardım için davet edilmiş uluslararası veya Arap bir kuvvetin desteğine ihtiyaç olduğunu söylemişti. Aynı fikirdeyim.

Ardından tıpkı Oslo Anlaşması’nda Batı Şeria için söylendiği gibi Gazze de dört yıllık geçiş dönemi için A ve B olmak üzere iki bölgeye ayrılmalı. Yüzde 80 uluslararası kuvvetler/Filistin kontrolü altındaki A bölgesinde, genel olarak mücavir bölgelerden oluşan yüzde 20 ise İsrail’in güvenliği sağlanana kadar İsrail askeri biriminin hakimiyetinde olmalı.

https://gazeteoksijen.com/yazarlar/thomas-l-friedman/sayin-trump-cesaretiniz-varsa-orta-doguyu-bastan-yaratabilirsiniz-233424

 

  • KOVULDUN! - FEHİM TAŞTEKİN

İran 7 Ekim Aksa Tufanı’yla cehennemin kapıları açılmadan önce ABD ile nükleer anlaşmayı (JCPOA) diriltip yaptırımlardan kurtulma arayışı içindeydi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevad Zarif, Davos’ta diyor ki; “7 Ekim'den haberimiz yoktu. 9 Ekim'de Amerikalılarla JCPOA'in yenilenmesi konusunda bir araya gelmeyi planlıyorduk ancak operasyon bunu mahvetti.”

Hizbullah’ın darbe alması İsrail’in İran’ı vurma konusundaki cesaretini artırdı. Suriye gibi bir müttefik gitti. Irak’ta İran’ın oyun alanı daraldı. Bu gelişmeler İran’ın müdahale ve çöküş senaryolarından kaçınmak için iç cepheyi tahkim etme, savunma açıklarını giderme, Batı ile diyalog arayışını artırmaya itti. Bu ortam Trump’ın müzakereden sonuç alma inancını pekiştiriyor.

Ama İran’ın kırmızı çizgilerini aşındıran bir kibir sonuç vermez. Trump “İran ile düşman olmak istemiyorum. Onlarla iyi geçinmeyi çok isterdim ama nükleer silahları olamaz” diyerek askeri harekâta geçilecek eşiğe işaret ediyor. Ama İran o eşikte değil. Anlaşma çıkmadı diye askeri seçeneğe geçerlerse, Amerikalıların da kaçındığı senaryo tetiklenebilir: Saldırı tehdidi altındaki İran caydırıcılığını korumak için nükleer silah edinmeyi yasaklayan doktrinini değiştirebilir. Ayrıca yerin derinliklerine taşınmış nükleer tesislere saldırılar belki ilerlemeyi bir-iki yıl geciktirebilir ama kapasiteyi yok edemez. Stratejik tesislerini savunacak kapasitede olmasa da aldığı darbeler kadar balistik füzeler sayesinde darbeler vurabilir.

Trump yemin töreninde dedi ki; “Başarımızı sadece kazandığımız savaşlarla değil, sona erdirdiğimiz savaşlarla da ölçeceğiz. Ve belki de en önemlisi, asla girmediğimiz savaşlarla. Barışı sağlayan ve birleştiren kişi olmak benim en fazla gurur duyduğum mirasım olacak.”

https://www.gazeteduvar.com.tr/kovuldun-makale-1751656

 

  • HAMAS, GAZZE’NİN TÜNELLERİNDEN ÇIKARAK KONTROLÜ HİÇ KAYBETMEDİĞİNİ GÖSTERDİ - SETH J. FRANTZMAN / JERUSALEM POST

Hamas Gazze’de kontrolü ele geçirmek ve yeteneklerini sergilemek için hızlı bir şekilde ortaya çıkıyor. Çok sayıda kayıp vermiş olsa da bunu büyük bir zafer olarak göstermek istiyor. Herhangi bir otorite boşluğunun ortaya çıkmasını ya da herhangi bir bölgenin kontrolünü kaybetmeyi istemiyor.

IDF geri çekilirken Hamas hızla devreye girmek istiyor. Kimsenin Hamas’ın zayıf olduğunu ya da örgütü eleştirme fırsatı bulmasını istemiyor. Hamas kitleleri harekete geçirip onları sokağa dökmek isteyecek. Ardından bunu kendi çıkarları için kullanmaya çalışacak.

Hamas yeniden yapılanma sürecine başlamak ve medyayı yıkımı sergilemeye davet etmek isteyecek. Bu süreçteki her adım, Hamas’ın medya makinesi tarafından planlanacak. Hamas, yerel medyadan hastanelere ve okullara kadar Gazze’nin her yönü üzerinde etkileyici bir kontrol sergiliyor ve bunu grup için bir zafer olarak göstermek için harekete geçirecek.

https://harici.com.tr/hamas-gazzenin-tunellerinden-cikarak-kontrolu-hic-kaybetmedigini-gosterdi/

 

  • NETANYAHU İSTİFA ETMEK YERİNE GENELKURMAY BAŞKANINI SEÇECEK - AMOS HAREL (HAARETZ)

Savaş sırasında başlayan eğilimler, özellikle orta düzey subayların ordudan ayrılma kararları, ateşkes döneminde hız kazanabilir. Komutanlar, genç subayları orduda tutmak için ikna çabalarını artırıyor. Bu süreçte hem teşvikler hem de tehditler devreye giriyor. Ancak en etkili argüman, onları yerlerine geçecek kimsenin olmadığına ikna etmek oluyor. Binlerce kişinin öldüğü ve yaralandığı bir dönemin ardından, ordu kalite açısından da taviz vermek zorunda kalabilir.

Bir sonraki genelkurmay başkanının hareket alanı daralacak ve bu arada vahşi, agresif ve radikal bir hükümet altında çalışacak. Hizmet yükünden yıpranmış bir halkla karşılaşacak ve kuvvet inşasında gerekli değişikliklerden, Gazze’de yeni bir alevlenmeye ve İran’daki nükleer tesislere olası bir saldırıya hazırlıklı olmaya kadar olağanüstü uzun bir görev listesiyle uğraşmak zorunda kalacak.

Onu orada bir kamyon dolusu ödül beklemiyor, sadece geçen yılki başarılara rağmen kendini hâlâ 7 Ekim katliamının travmasının gölgesinde, yorgun ve hırpalanmış bir yapı olarak gören bitkin bir ordu var. Eğer yeterince güçlü bir kişi seçilmezse, eski ulusal güvenlik bakanı Itamar Ben-Gvir döneminde İsrail Polis Teşkilatı’nın çöküş hikâyesinin, İsrail ordusu saflarında tekrarlanması tehlikesi doğabilir.

https://harici.com.tr/haaretz-netanyahu-istifa-etmek-yerine-genelkurmay-baskanini-sececek/

 

  • StandWithUs@StandWithUs

https://jpost.com/israel-news/article-838541

Yılın İbranice kelimesi "rehineler" (Hatufim) oldu. Bu kelime, Hamas'ın Gazze'de 94 rehineyi hâlâ rehin tutmasıyla son 15 ayda İsrail toplumunu tanımlayan acının güçlü bir hatırlatıcısı.

https://x.com/StandWithUs/status/1881975093645218254

 

  • Filistin endüstrisi -1 - Kenan Çamurcu

Müslümanlığın Filistin davası tam anlamıyla Filistin endüstrisi. Antisemitik cerahatin toksik piyasası. Hakikate sadakatten bahsedip de ona dönüp bakmamaktaki kesif hipokrasi. Halbuki ellerindeki mushafta iki temel prensip kayıtlı: Kendi aleyhine de olsa adaleti, doğruyu, hakikati ayakta tutacaksın (Nisa 135) ve hastalıklı hissiyatla bir kavme kin duysan da adaletten, doğrudan, hakikatten sapmayacaksın. (Maide 8). İki ilkeyi de umursamıyorlar. Hakikatle uzak yakın alakaları yok. Merak da etmiyorlar. Çünkü Müslümanlık, hiçbir ahlakî ödev, insanî duyarlılık, manevi mükemmelleşme gerektirmeyen alt seviye politik kimlik. Kur’an’da müminlik rütbesine yükseltilme talebi reddedilen (Hucurat 14), pax-Arabiana’nın katılımcısı seviyesindekilerin; dış halka, çeper, kabuk, banliyö idrakin ideolojik mirası.

Türkiye’de her türlü cemaat, tarikat ve gruplarıyla tüm Müslümanlıklar için Filistin, Filistin’le ilgili değil. Öyle olsaydı Türkiye’nin şehirlerinde bağırıp çağırmak, kafelerde kadınları, çoluk çocuğu darlayıp korkutmak yerine, hazır Suriye de fethedilmiş ve İsrail askerleri Suriye topraklarındayken kitleler halinde yüzleşmeye ve hesaplaşmaya koşarlardı. Bir tek kişi cesaret edip de İsrail askerinin karşısına çıkamadı. Kassamcıların kadın, çocuk, yaşlı sivil nüfusun arasına karışıp arkasına saklanarak vuruşmasını stratejik deha sayan idrakin olağan davranışı. Yerleşim yerlerinde kurdukları pusularda başarılı olurlarsa kahramanlık türküleri, aksi olursa İsrail’in sivilleri öldürdüğü ağlak ağıtları.

https://medyascope.tv/2025/01/26/kenan-camurcu-yazdi-filistin-endustrisi-1/

 

  • TRUMP, GAZZE İÇİN NE ANLAMA GELİYOR? - BÜŞRA ÖZTÜRK

Amerikan Kongresi İsrail’e yardım aktarmaya devam edecektir ve olası bir kriz anında Trump İsrail’i destekleyecektir. İç politikada maliyet üretecek bir krize tahammülü olmayan Trump, Amerika’yı savaşa götürecek herhangi bir senaryodan uzak durmaya çalışacaktır. Bununla beraber Trump’ın Filistin ve İran meselelerinde de zafer ilan edeceği başarıları tercih edeceği açık ve bu sebeple Netanyahu’nun İran’a yönelik sert politikaları Trump tarafından sınırlanabilir. Gazze savaşının Demokratlara zarar verdiğini gören Trump, İsrail’in etkisini sınırlandırarak daha dengeli bir Ortadoğu politikası izleyebilir.

Sonuç olarak Trump’ın ikinci döneminin Gazze ve Filistin geneli için karmaşık bir tablo sunduğu söylenebilir. Gazze’de yaşanan insani kriz ve İsrail’in saldırgan politikaları, uluslararası hukuk ve insan hakları ihlalleri konusunda uluslararası kamuoyu tarafından eleştirilmeye devam ediyor. Belki de Birleşik Milletler nezdindeki diplomatik girişimler artık Trump’ın Filistin meselesine dair daha fazla çözüm odaklı adımlar atmasını zorunlu kılabilir. Bu bakımdan İsrail’in uluslararası toplum gözündeki stratejik başarısızlığının, Washington ile olan ilişkilerine yansımaması imkânsızdır. Bu durum, önümüzdeki süreçte İsrail’in ABD siyasetinde dilediği ölçüde rahat bir pozisyonda olamayacağını göstermektedir. Filistin meselesinde kalıcı bir çözümün sağlanması, Trump’ın Orta Doğu politikasındaki çizgisinin netliğine ve uluslararası kamuoyunun baskısına bağlı olacaktır. Ancak Trump’ın, Netanyahu’yu daha sıkı bir denetime tabi tutma ihtimali, Filistin halkı için önemli bir şans yaratabilir.

https://perspektif.eu/2025/01/20/trump-gazze-icin-ne-anlama-geliyor/

 

  • SPİNOZA PROBLEMİ’NDEN NAZİLER, TOLSTOY VE AYETULLAH MUNTAZIRÎ’YE (1) - MEHMET AKİF KOÇ

https://www.yeniarayis.com/yazi/spinoza-probleminden-naziler-tolstoy-ve-ayetullah-muntaziriye-1-10130

 

  • Open Source Intel@Osint613

Javier Milei with Noa Argmani

https://x.com/Osint613/status/1881737210162221250

 

  • ANKARA’NIN TEK MUSEVİ İBADETHANESİ: KAPALI KAPILAR ARDINDA GİZLENEN TARİH - BÜŞRA SAĞLAM

https://www.yeniankara.com.tr/ankara/altindag/ankaranin-tek-musevi-ibadethanesi-kapali-kapilar-ardinda-gizlenen-tarih-94890

 

  • DW Sports@dw_sports

"Affetmek yok, unutmak yok!"

Uluslararası Holokost Anma Günü'ne iki gün kala, Bundesliga'daki çok sayıda kulüp ve taraftar, Holokost kurbanlarını anarak antisemitizme karşı önemli bir mesaj verdi.

Pazartesi günü, Nazi rejimi altında bir milyondan fazla insanın katledildiği Auschwitz-Birkenau toplama ve imha kampının kurtarılmasının 80. yıldönümü.

https://x.com/dw_sports/status/1883175310167859667

 

  • Bundeskanzler Olaf Scholz@Bundeskanzler

Antisemitizmin siyasi motivasyonlu ya da dini, sol ya da sağ, yüzyıllardır burada büyümüş olması ya da ülkeye dışarıdan gelmesinin bir önemi yok. Bunu kabul etmeyeceğiz. Bu bizim sorumluluğumuzdur. Uluslararası Auschwitz Komitesi bize bunu hatırlatıyor.

https://x.com/Bundeskanzler/status/1882437696917999745

 

  • Resul Alkan@ResuALKAN

Nazi Almanyasında ırkçılığa maruz kalan Türk vatandaşı Mümtaz Fazlı Taylan...

II. Dünya Savaşı'nda Almanya’da ticaret yapan Türk vatandaşlarının yaşadıkları ırkçılığa dair çok sayıda örnek var. Bunlardan biri Mümtaz Fazlı Taylan hakkında.

Nazi hükumeti, 1938’de Yahudilerin Alman ekonomisinin dışında bırakılması için kararname çıkartır. Kararnameye göre Yahudilerin Almanya’da ticaret yapması yasaklanır.

Bu kararnameye 1942’de eklenen yeni madde ile ‘Dönmeler’ de yasak kapsamınına alınır.

Bununla beraber ‘Orak’ firmasının sahibi Mümtaz Fazlı Taylan da Almanya'da ticari faaliyetleri yasaklanan Yahudi firmalar listesine eklenmiş.

Ankara’daki Alman Büyükelçiliği’nin Berlin’e Mümtaz Fazlı Taylan’ın dönme olduğu bilgisi aktarılmış ve buna göre bir işlem yapılmış.

https://x.com/ResuALKAN/status/1881291298772324697

 

  • AUSCHWİTZ: "ENDÜSTRİYEL İNSAN ÖLDÜRME MERKEZİ" - CHRİSTOPH STRACK

https://www.dwturkce1.com/tr/auschwitz-end%C3%BCstriyel-insan-%C3%B6ld%C3%BCrme-merkezi/a-71398208

 

  • NAZİLERİN KURDUĞU ÖLÜM KAMPI AUSCHWİTZ'DE SON ESİRLERİN KURTARILDIĞI GÜN

https://www.bbc.com/turkce/articles/c15zlx4j375o

 

  • Aviva Klompas@AvivaKlompas

#HolocaustRemembranceDay arifesinde soruyorum: Bugün Avrupa'da, görünür şekilde tanınan bir Yahudi'nin taciz veya şiddet korkusu olmadan güvenle yürüyebileceği herhangi bir büyük şehir var mı?

https://x.com/AvivaKlompas/status/1883552556737237031

 

  • TREN VAGONLARINDAN GAZ ODALARINA: AUSCHWİTZ’DEN SAĞ ÇIKANLAR 80 YIL GERİYE GİTTİ

https://www.ntv.com.tr/galeri/dunya/trenvagonlarindan-gaz-odalarina-auschwitzden-sag-cikanlar-80-yil-geriye-gitti,QqL1bWkih0adPNZZp47oTQ

 

  • Bundeskanzler Olaf Scholz@Bundeskanzler

Oğullar ve kızlar, anneler ve babalar, en iyi arkadaşlar, komşular, büyükanne ve büyükbabalar: Hayalleri ve umutları olan bir milyondan fazla insan imha kamplarında Almanlar tarafından katledildi.

Empati kuruyoruz ve hatırlıyoruz. Unutmaya tahammülümüz yok, ne bugün, ne yarın.

 

https://x.com/Bundeskanzler/status/1883767829796937907

 

  • ATATÜRK'ÜN HİTLER'İN ZULMÜNDEN KURTARDIĞI YAHUDİ AİLE... 6 METREKAREDE MİCHELİN YILDIZI... - BERRİN TUNCEL BİRER

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün