Şarkı Şabatı-Şabat Şira - 8 Şubat Cumartesi

“...Peygamber Miryam, tefi eline aldı ve tüm kadınlar onun ardından tefler ve danslarla çıktılar” (Şemot 15:20). Beşalah peraşasının okunduğu Şabat, Şabat Şira bu yıl 8 Şubat Cumartesi günüdür.

Kavram
5 Şubat 2025 Çarşamba

Beşalah peraşasının okunduğu Şabat, Şabat Şira/Şarkı Şabat'ı olarak adlandırılır.

Şabat Şira, Tu Bişvat dönemine denk gelir.

Mısır Çıkışı sırasında Tanrı mucizevi bir şekilde Kızıldeniz’i ikiye ayırır ve İsraeloğulları geçtikten sonra, onlar karaya ayak basar basmaz, peşlerinden gelen Mısırlıların üzerine denizi tekrar kapayarak halkının kurtuluşunu sağlar. Bu olağanüstü olayı anlatan ‘Denizin Şarkısı /Şirat Ayam’ her gün sabah duası sırasında okunur (Az yaşir Moşe…).

Şirat Ayam/Denizin Şarkısı, her sabah duasında Sidur kitabından (Sidur kitabı s.96 ve s.534) okunmasına ek olarak yılda iki kere direkt Sefer Tora’dan okunur. Birincisi Kızıldeniz’in yarılış ve şarkının yazılış yıldönümü Pesah’ın yedinci günü. İkincisi ise bu yıl 8 Şubat Cumartesi’ye gelen Şabat Şira günü. 

Şirat Ayam-Denizin Şarkısı ve Kadınlar

Moşe Rabenu’nun ablası Miryam kurtuluşun geleceğine, milletinin bunu şarkılarla ve teflerle kutlayacağına o kadar inanır, o kadar emin olur ki, bu inancıyla daha Mısır’dan çıkarken yanına tef ve davullar alarak kurtuluşu kutlamaya hazırlanır.

Peygamber Miryam

Rebbetzin Chana Bracha Siegelbaum, Şirat Ayam ile kadınlarımız arasındaki bağlantıyı şöyle açıklıyor.

“Tora, denizin yarılmasında Miryam’dan ‘peygamber’ olarak bahseder ve Talmud, onu yedi kadın peygamberden biri olarak sayar. Miryam, annesinin İsraeloğulları’nı kurtaracak bir oğul doğuracağını önceden bildirir. Moşe doğduğunda ve ev ışıkla dolduğunda, babası kalkıp onu öper ve ‘Kızım, kehanetin gerçekleşti’ der. Moşe’yi Nil’e bıraktıklarında ise babası Miryam’a bu sefer ‘Kızım, şimdi kehanetine ne olacak? diye sorar. Bu yüzden, ‘Ablası, ona ne olacağını görmek için uzakta konuşlandı’ (Şemot 2:4) ifadesi, Miryam’ın, kehanetinin sonunun ne olacağını öğrenmek istediğini belirtir (Talmud – Megila 14a).   

Etz Yosef, Miryam’in kehanetinin ancak Mısır’dan Çıkış’ın tamamlanmasıyla tam anlamıyla yerine geldiğini açıklar. Rabbenu Bahaya, Miryam’ın Tora’da peygamber olarak anılan ilk kişi olduğunu belirtir. Tora’da ‘peygamber’ kelimesinin ilk kez bir kadın için kullanılması, kadınların denizde ulaştığı büyük manevi seviyeyi vurgular, çünkü ‘Denizdeki bir cariye bile Yehezkel ben Buzi’den daha fazlasını gördü’ (Mehilta, Beşalah 3). Kli Yakar, kadınların o anda Şehina’yı (İlahi Varlık’ı) görebilecek manevi seviyeye ulaştıklarını belirtir. Onlar, peygamberlik ruhunu yukarıdan aşağıya getirmek için tef çalıp dans ederler; çünkü Tanrı’nın İlahi Varlığı, ancak mutluluk içinde olduğumuzda üzerimize gelir (Şabat 30b).”

Kadınlar ve çöldeki tefler

Rebbetzin Siegelbaum, Mısır Çıkışı sırasında kadınlarımızın yanlarına teflerini almış olmalarına dikkat çekerek burada kadınların verdiği mesajı şöyle açıklar.

“...Peygamber Miryam, tefi eline aldı ve tüm kadınlar onun ardından tefler ve danslarla çıktılar (Şemot 15:20). Kadınlar çölde tefleri nereden bulmuştu? O neslin erdemli kadınları, Tanrı’nın Mısır’dan Çıkış sırasında büyük mucizeler gerçekleştireceğinden o kadar emindi ki, Mısır’dan çıkarken teflerini de yanlarında getirdiler (Raşi, Şemot 15:20). Peki, Mısır’dan tef getirmek nasıl bir erdemdir?

Mısır’dan Çıkış sahnesini hayal edelim. Son üç nesildir Mısır, Yahudilerin evidir. Eşyaları birikmiştir. Ekmeklerinin mayalanmasını bile bekleyecek zamanları olmadığı için, aceleyle ayrıldıkları bu süreçte çoğu eşya mecburen geride bırakılacaktır. Yalnızca eşeklerinin sırtında taşınabilecek şeylerle yola çıkmaktadırlar. Genelde bir kadın uzun bir yolculuğa hazırlanırken, yemek, kıyafet, çeşitli gereçler ve uyku gibi acil ihtiyaçları düşünmek durumundadır. Özellikle Mısır’dan Çıkış gibi baskı altındaki bir durumda, zorunlu olmayan şeylerin, spiritüelliğin, Tanrı’yı övme ihtiyacının bir kenara bırakılması, anlaşılır gelebilir. Ancak, Mısır’daki Yahudi kadınların büyüklüğü, Tanrı’yı sürecin merkezine koymanın her şeyden daha önemli olduğunun farkındalığını hissetmelerinden gelmekteydi. Aynı şekilde, Tanrı’yı hayatımızın merkezine koymadığımız sürece, etrafımızdaki şeyleri anlamlandırabilmemiz de mümkün olmayabilir.”

İnanç ve Tanrı’ya övgü

Rebbetzin Siegelbaum, çoğu insanın, yalnızca büyük bir tehlike altındayken veya zor zamanlar geçirdiğinde Tanrı’yı aradığını belirtir. Siegelbaum’a göre “Mısır’daki Yahudi kadınlar, mutlu zamanlarında da Tanrı ile bağlantıda olmayı ve Tanrı’yı övmeyi biliyordu. Olumsuzlukları fark etmek ve bilinmeyenden korkmak doğal olsa da, Mısır’daki Yahudi kadınlar yalnızca o anki kurtuluş için değil, aynı zamanda tasavvur ettikleri gelecekteki kurtuluş için de Tanrı’yı övdü. Firavunun yaklaşan ürkütücü ordusuna rağmen kadınlar, acele, baskı ve tehlike unsurlarını aşarak, sarsılmaz bir imanla durdu. Erkekler Moşe Rabenu’ya, “Mısır’da mezar mı yoktu da bizi çölde ölmeye getirdin?” (Şemot 14:11-12) diye şikâyet ederken, kadınlar Tanrı’nın yaklaşan mucizevi kurtuluşundan emin olarak bu güvenle hareket ediyorlardı. Mısır’dan kaçtıklarında, sadece fiziksel olarak hayatta kalmaları için gerekli olanları değil, aynı zamanda Tanrı’yı övmek için kullanılacak spiritüel araçlarını – mucizeleri için Tanrı’yı övmek üzere kullanacakları tefleri – yanlarında taşıdılar.”

Şabat Şira günü Tora’dan okuduğumuz Şirat Ayam/Denizin Şarkısı ile Tora, erdemli kadınlarımızın bunu doğal olarak içselleştirdikleri gibi bizim de en stresli ve umutsuz görünen durumlarda bile kurtuluşun yine Tanrı’dan geleceğine inancımızla sağlam bir şekilde durmamızın önemini anlatır.

 

Önemli Not: Yazıda kısa bir özet olarak verilmiş olan bilgiler okuyucuya konu hakkında fikir vermek amacıyla www.chabad.org, www.ou.org, https://holyblossom.org/, aish.com, morashasyllabus.com, https://www.sefaria.org/, https://torah.org/, https://breslev.com/, https://jwa.org/, https://www.chabad.org/ sitelerinden ve Tevrat -Tora Neviim Ketuvim, Jewish Literacy, Gözlem’in El Gid Para El Pratikante ve Yahudilik Ansiklopedisi, Women at the Crossroads kitaplarından derlenerek hazırlanmıştır.

Yazıda konuyla ilgili bulunabilecek sayısız yorumdan sadece bazıları ifade edilmiştir. Cemaatlerin farklı gelenekleri ve uygulamaları olabildiği için özel günler ve uygulamalar hakkında en doğru ve detaylı bilgiler için, cemaatin kendi Rabi’lerine başvurması gerekir.

*Katkıları için Rav İzak Peres’e teşekkür ederiz.

 

Etiketler:

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün