Ülke genelinde artan antisemitizme karşılık olarak çıkarılan yasa kapsamında Nazi selamı verenlere bir yıl hapis cezası verilmesi bulunuyor.
Avustralya parlamentosu geçtiğimiz hafta, nefret ve terör suçları karşılığında bir ila altı yıl arasında değişen hapis cezaları içeren çığır açıcı bir yasayı yürürlüğe koydu. Hükümet yetkililerinin ‘Nefret suçlarına karşı Avustralya'nın bugüne karşı çıkardığı en sert kanunlar’ olarak nitelediği yasa, Nazi selamı vermek gibi 'daha hafif' nefret suçları için en az 12 ay hapis cezası öngörmekte. Ayrıca terörizmle bağlantılı nefret suçlarına altı yıla kadar hapis cezası verilecek.
Bu güçlü yasanın ortaya çıkışının temelinde ülke genelinde ciddi tartışmalara sebep olan antisemit olayların artışı yer alıyor. Geçtiğimiz hafta saldırganlar bir Yahudi okulu ve sinagogun bitişiğinde bulunan bir çocuk bakım merkezini hedef alarak binayı antisemit grafiti ile tahrip etti. Aralık ayında ise Melbourne'daki bir sinagog içinde cemaat üyeleri bulunduğu sırada kundaklandı. Olayda ciddi bir can kaybı yaşanmamasına rağmen, saldırı ülkeyi derinden sarstı.
Başbakan Anthony Albanese yaptığı açıklamada, "Antisemit saldırılar düzenleyen kişilerin hesap vermesini, hüküm giymesini, hapse atılmasını istiyorum" dedi. Albanese, Yahudilere yönelik artan tehditlere karşı yönetiminin yetersiz tepki verdiği düşünceleri sebebiyle İsrail'den yoğun eleştiriler almıştı. Bu eleştiriler arasında İsrail Başbakanı Netanyahu'nun doğrudan kınaması bulunuyordu.
Yasa Avustralya'da sert siyasi tartışmalara sebep oldu. Suçtan caydırmada başarısız olduğu ve yargısal takdir yetkisini tehlikeye attığı düşüncesiyle tarihsel olarak zorunlu cezalandırmaya karşı olan İşçi Partisi, yaygın eleştirilerle karşı karşıya kaldı. Eski Sanayi ve Bilim Bakanı Kim Carr "İşçi Partisinin ulusal platformunu açıkça ihlal ettiği" gerekçesiyle kendi partisini eleştirdi. Muhalefet ise hükümeti geç harekete geçmiş olmakla suçluyor.
İçişleri Bakanı Tony Burke, yasa değişikliklerinin sunumu sırasında parlamentoya hitap ederken, ‘bunun siyasetle ilgili olmadığını’ vurgulayarak, "Soru, Avustralya Parlamentosu'nun, kişinin kim olduğu, kime dua ettiği veya kimi sevdiğinden dolayı diğer bir kişinin onu tehdit etmesi veya ona şiddet uygulamasının kabul edilebilir olduğuna inanıp inanmamasıdır" dedi.
Geçtiğimiz sene Canberra parlamentosuna ilk sunulan yasa teklifleri, ırk, milliyet, kök veya etnik köken yanında siyasi görüş, cinsel yönelim, cinsiyet ve diğer korunan özellikler temelinde tehditte bulunan veya şiddet uygulayan kişilere ağırlaştırılmış cezalar verilmesini önermekteydi. Ancak son zamanlarda, Avustralya'da çok belirgin olduğu düşünülen, antisemit olaylardaki artışlar yasanın yürürlüğe gelmesini hızlandırarak önemini arttırdı.
