Tripolili Rabbi Mordechai Ha-Cohen'in Libya Yahudi Cemaati arşivleri

Son dönemde Tripolili Rabbi Mordechai Ben Yehuda Ha-Cohen´in oluşturduğu arşiv değerlendirilerek İsrail Ulusal Kütüphanesi´nde ulaşılabilir hale getirildi. Kendisi bir bilim adamı, Alaha (Yahudi Şeriatı) hâkimi ve 20. yüzyılın başlarındaki Libya Yahudi Cemaati´nin bilgilerinin önemli bir derleyicisiydi. Mordechai Ha-Cohen´nin kitabı ´Higgid Mordechai´yı yayınlayan Libya Yahudileri hakkında bir araştırmacı olan Profesör Harvey E. Goldberg, müstesna bir rabbinin ve bir Rönesans adamının öyküsünü paylaşıyor.

Yusuf BESALEL Perspektif
19 Şubat 2025 Çarşamba

Mordechai Ha-Cohen, resmi eğitimini Tripoli’deki Talmud Tora dini okulunda tamamladı; sonrasında 20. yüzyılın başlarındaki Libya Yahudi Cemaati’nin en önemli tarihçisi ve dokümantasyoncusu oldu. 1856’da Tripoli’de İtalyan kökenli bir ailede doğmuştu; babası vefat ettiğinde çok gençti. Doğal merakı; onu kendisini eğitmeye ve Yahudi Aydınlanması Haskala konusunda kitaplar edinerek, sürekli olarak bilgisini geliştirmeye itti. Evinde İtalyancayı da öğrenmişti.

Genç bir yaşta Ha-Cohen, bir Talmud Tora okulunda öğretmenlik yapmaya başladı; gelirini artırmak için saat tamirciliği yaptı. Tripoli ve etrafındaki köylerde seyyar tüccar olarak çalıştı. Ha-Cohen, evlendikten sonra, sebatla İbranice ve Judeo-Arapça dillerinde Rabinik kuralları inceledi ve bir Alaha hâkimi olarak kabul gördü.

Higgid Mordechai

20. yüzyılın başlarında Ha-Cohen, kurumları ve gelenekleri dâhil olmak üzere, Libya Yahudileri hakkındaki kapsamlı ‘Higgid Mordechai’ adlı kitabını derlemeye başladı. Kitap, geniş bir konu yelpazesini içermekte olup, çeşitli kaynaklara dayanmaktaydı. Bunlardan bazıları, Abraham Khalfon’un (1741-1819) Judeo-Arapça olarak yazdığı yayınlanmamış metinlerden kaynaklanmış olup, diğerleri 19. yüzyılda Tripoli’deki Rabinik mahkemede önde gelen hâkimlerden biri olarak 30 yıl görev yapan Abraham Hayyim Adadi’nin yazılarından etkilenmişti.  Ha-Cohen’in yüzyılın ilk yarısı hakkındaki öngörüleri, zamanın yaşlılarıyla yaptığı görüşmelerinden ve kendi araştırma ile gözlemlerinden kaynaklanıyordu.

Kitabın özel bir bölümü, Tripoli havalesinde dağılmış küçük pazar türü şehirlerin yanında yaşayan Yahudilere ithaf edilmişti; Ha-Cohen buralarda seyyah bir tüccar olarak dolaşmıştı. Kitabın başka bir bölümü, bir ‘dayan’ (Rabinik mahkemede bir hâkim) olarak 1919’dan yaşamının sonuna dek görev gördüğü Bingazi Yahudi Cemaati’ni betimlemekte, ayrıca 1911 sonbaharında İtalya’nın Tripoli’yi işgali de dâhil edilmekteydi.

Nahum Slouschz

Nahum Slouschz ile buluşma

1906’da Ha-Cohen, Doğu Yahudileri Cemaatlerini araştıran ve Paris’ten Tripoli’ye Alliance Israélite Universelle tarafından gönderilen Nahum Slouschz ile tanıştı. Buluşmalarında Ha-Cohen, bu kişiye yarısından fazlasını tamamladığı çalışmasının metnini takdim etti. Slouschz, Ha-Cohen’nin kabiliyet ve bilgisinden etkilenmişti; onu Tripoli dışındaki seyahatlerinde bir rehber ve tercüman olarak refakat etmeye ve bunlara evraklar açtırmaya davet etti. Ha-Cohen teklifi kabul etti ve beraberce iki seyahate çıktılar: biri doğuya, Bingazi’ye diğeri de ülkenin derinliklerinde güneye ve batıya kaydı.

1906’da Slouschz, iki ay kaldıktan sonra Libya’dan ayrıldı. Ha-Cohen ile birlikte Şubat 1910’a dek mektuplaştılar. Kararlaştırdıkları gibi Slouschz, 30 yıl boyunca bunları neşriyatlarına dâhil etti fakat Ha-Cohen’in katkılarını fazla vurgulamadı.

Slouschz’un Tripoli’yi terk etmesinden sonra Ha-Cohen kitabına döndü; bu arada da Londra’da ‘Ha-Yehudi’ye makaleler gönderiyordu. Libya’daki İtalyan çıkarları açısından gerginliklerin artması üzerine, kendisi ‘Ha-Herut’a da makaleler göndermeye başladı. Bu yazışmalar, Eylül 1911’de başlayan İtalyan istilasıyla ilgili askeri gelişmeleri içeriyordu. Ancak Tripoli’deki durum göreceli olarak kısa bir sürede sabitleşti ve Ha-Cohen eserini dört bölümde tamamlamaya karar verdi: burada Tripoli ve Bingazi’nin işgali söz konusuydu. Ancak İtalya’ya karşı direniş taşrada uzun yıllar devam etti.

‘Higgid Mordechai’ yayınlandı

Zaman içerisinde, Ha-Cohen’in kitabı ‘Higgid Mordechai’ yayınlandı. Libya’yı yöneten İtalyan Koloniyal Bürosu, kurumlara ve geleneklere odaklanarak, kitabın bir bölümünü tercüme etmeyi üstlendi; Martino Mario Moreno adında bir dil bilimci Doğu araştırmacıları bilimcisi, bunu Ha-Cohen’in katkısı ile tercüme etti.

1915’te Ha-Cohen, daha önceden temas halinde bulunmakla beraber, tercüme hususunda Moreno ile yaptığı bu işbirliği sayesinde, ‘Mordechai’ ilk kez, bir el yazısı eserin tamamlanması, gözden geçirilmesi ve basın evine gitmesi şeklindeki yayınlanma işlemini gerçekleştirebiliyordu. 1924’te çalışma, Bingazi’de basıldı ve Ha-Cohen ve tercüman-yayıncı Martino Mario Moreno’nun notlarını da içeriyordu.

Ⅱ. Dünya Savaşı dâhilinde Ha-Cohen’in ailesi, İngiliz Ordusunda bir din görevlisi olarak çalışmak üzere Libya’ya gelen tarihçi Prof. Ephraim Elimelech ile tanıştı. Kendisi, özellikle Yahudi İngiliz askerlerinin ihtiyaçlarıyla ilgileniyordu ve bunların arasında Filistin mandası için gönüllü olanlar da vardı. Aile, metni daha sonra bunu Kudüs’teki İsrail Ulusal Kütüphanesi’ne nakleden Urbach’a teslim etti. Daha sonraları yazılı metnin sürekli olarak kütüphanede tutulabilmesi için onay alındı. ‘Higgid Mordechai’nin yazılı metni, İbranicenin bir Seferadi Yahudi uyarlaması olan Soliterio usulünde yazılmıştır. Başlarda eser az sayıda bilim adamının ilgisini çekti. Kitap, ancak 1979’da Libya Yahudilerinin antropolojik araştırması kapsamında Harvey E. Goldberg tarafından yayınlandı ve Ben-Zvi Enstitüsü tarafından basıldı.

Ha-Cohen, Tripoli’deki yaşamı süresince teknolojik gelişmelere şahit oldu; şehir su şebekesi, lağım şebekesi, posta ve telgraf hizmetleri gibi… Yahudi Cemaati, hem Yahudilik, hem de batı kültürüne yakındı. Kitabı, sürekli seçtiği konulardan da anlaşılabileceği gibi, Batı Avrupa’daki ‘Aydınlanma’nın edebiyat ve lisanını yansıtmaktaydı. Ha-Cohen, ‘Aydınlanma’nın değerlerini övüyor ama aynı anda da geleneksel Yahudiliği de savunuyordu… İbraniceyi canlandırmak istiyordu ve hatta bu uyuyan dili canlandırmak için Arapçaya bile dönmeyi öneriyordu. 1897-1914 arasında Londra’da yayınlanan ‘Ha-Herut’ ve ‘Ha-Yehudi’ gazetelerine 80’den fazla makale göndererek, Libya’da olup bitenleri nakletmişti.

Ha-Cohen’in tarih tutkusu

Ha-Cohen’in yaşadığı ülkenin servetlerini ve tarihini keşfetme tutkusu bilinmekteydi; çeşitli ülkelerden ziyaretçiler ve turistler ona yönlendiriliyordu ve o da onları bilgilendiriyordu. Ancak kendi cemaati bilimsel uğraşısını pek takdir etmiyordu; o da bilgiye tutkulu olanlara yöneliyordu. Yazılarında tarihsel hassasiyet vardı ve zamanının Yahudi Cemaatini betimlerken en güncel nüfus bilgilerine ulaşıyordu. Açık olmayan konularda yorum yapmıyordu.

Ha-Cohen’in arşivi üç ana öğeden oluşmaktaydı: mektupların kopyaları, yasal konular ve makaleler. Arşivdeki evrakın çoğu, Soliterio üslubunda veya Raşi alfabesiyle, mektuplar ise İbranice ve Judeo-Arapça dillerinde yazılmıştı. Ha-Cohen’in beş kişiyle yoğun iletişimi vardı: Biri, 1904-1908 yılları arasında Tripoli’de bulunan Osmanlı Hahambaşısı Rabbi Hezekiah Shabtai idi. Shabtai, Ha-Cohen’in eserini onaylayan bir mektup da yazmıştı. İkinci kişi Nahoum Slouschz, üçüncüsü de Mario Moreno idi.

Ha-Cohen’in mektupları geniş bir okuyucu kitlesine yayılmıştı ve değişik konular içeriyordu. Bunları iki not defterinde yazmıştı: ‘Netzach Yisael’ ve ‘Rabbeinu Gershom Meor HaGolah’. Bunlar 1925 dolaylarında Bingazi’de yazılmıştı… İlki, 22 sayfalıktı ve antik İsrailoğulları’nın bir ulus oluşturmalarından itibaren siyasal ve dinsel gelişmelerini anlatmaktaydı. Raşi yazısıyla İbranice yazılmıştı ve Ha-Cohen, bunu Libya haricindeki Yahudilerin eğitimine de katkısı olur diye yazmıştı. İkinci metin ise, yerel Yahudi cemaatine yönelikti; eksiklikleri vardı fakat 1922’de Yahudi dini mahkemesindeki bir yargıç Hevra Kadişa’yı (cenaze işleri gönüllüleri) organize ederken, Rabbeinu Gershom onuruna bir şölen düzenlendi. Ha-Cohen, Rabbeinu Gershom’un tarihsel önemini Bingazi Yahudilerine anlatma görevini üstlendi. Bu konudaki çalışması Judeo-Arapça’ydı. Rabbi Mordechai Ha-Cohen 1925’te vefat etti. Birçok meziyeti vardı fakat ‘Higgid Mordechai’nin yayınlanmasının haricinde inisiyatiflerin çoğu semere vermedi1.

Libya Yahudi Cemaati’nin tarihçesi

Libya Yahudi Cemaati’nin kökeni MÖ 3. yüzyıla dek gider. Romalılar döneminde yöredeki Yahudiler müreffeh bir yaşam sürdü. Cyrenica adlı bu bölgede 73 yılında Jonathan adlı bir direnişçi bir isyan çıkardı fakat Romalılar isyana katılan ve katılmayan herkesi öldürdü. Zamanla Yahudilerin nüfusu, Museviliğe dönen Berberiler tarafından arttı. 15. ve 16. yüzyıllarda İspanya ve Portekiz engizisyonlarından kaçan Yahudiler ve İtalya Yahudileri Libya’ya geldi.

Diğer Kuzey Afrika ülkeleri gibi, Libya önce Müslümanlar, sonra Osmanlı İmparatorluğu tarafından işgal edildi ve Yahudiler korunan gayrimüslimler (zımmi) olarak yaşadı. 1911’de Osmanlı hâkimiyeti sona erip, İtalya ülkeyi işgal ettiğinde, ülkede 20 bin Yahudi bulunmaktaydı; bu sayı 1945’te 40 bine çıkmıştı. 1948’de Libyalı milliyetçiler, bir pogrom düzenleyerek İngilizlerden bağımsızlık talep etti; bu arada 18 Yahudi öldürüldü, yüzlercesi de evsiz kaldı. Göç yasağı olmakla beraber 3 bin Yahudi Libya’dan kaçtı ve çoğu 1949’da İsrail’e yerleştiler. İngilizler göçü serbest bırakınca, 30 bin Yahudi Libya’dan ayrıldı.

Yahudilere vatandaşlık verilmedi

1951’de Libya bağımsız bir krallık oldu. On yıl sonra bir vatandaşlık yasası çıkarıldı fakat Yahudiler bu belgeyi alamadı. Zaten Yahudiler oy veremiyor, askere alınmıyor, pasaport alamıyor, gayrimenkul sahibi olamıyor, iş kuramıyor, hatta cemaat işlerini bile yürütemiyorlardı. 1967’deki Arap-İsrail Savaşı’ndan sonra Libyalılar 7 bine düşmüş olan Yahudi cemaatine saldırdı. 18 Yahudi öldürüldü ve İtalyan diplomatları devreye girerek 6 bin Yahudi’nin ülkeden ayrılmasını sağladı; çoğu her şeylerini geride bırakarak Roma’ya gitti. 1961’da Muammer Kaddafi iktidara geldiğinde, ülkede sadece 100 Yahudi kalmıştı. Tüm kısıtlamalara karşın bunlar da ülkeden ayrıldı. 2004’te Libya’da hiç Yahudi kalmamıştı.

Holokost yıllarında…

İtalyanların 1911’de Libya’yı işgalinden 1930’lu yılların sonuna dek, Libya Yahudileri olumlu koşullar altında yaşadı. Ancak bu dönemden sonra kolonide antisemit ve faşist yasalar uygulanmaya başlandı. Bu tarihlerde Yahudiler Tripoli nüfusunun dörtte birisini oluşturuyordu. 1942’de Naziler Bingazi’nin Yahudi mahallesini işgal edip 2 bin Yahudi’yi toplama kamplarına gönderdi; diğer Yahudiler, Tripoli’nin güneyindeki Giado toplama kampına sürüldü. Ⅱ. Dünya Savaşı’nın sonunda İngilizlerin yönetiminde bulunan Libya’da o zamana dek olumlu giden Yahudi-Müslüman ilişkileri bozuldu; anti-Siyonist milliyetçi ayaklanmalar sonucunda 130 Yahudi öldürüldü ve dokuz sinagog yıkıldı. Güvensizlik nedeniyle, özellikle İsrail Devleti’nin kurulmasıyla beraber, Yahudilerin çoğu oraya göç etti2. Ayrıca Bkz: ‘Talihli Libya Yahudileri’, ‘Yahudilik’3 1991’de Libya’da yaşayan Yahudi sayısı 50 kadar tahmin edilmekteydi4. (Günümüzde Libya’da Yahudi yaşamamaktadır.)

1936 yılında Libya Yahudi Cemaati Temsilcileri, Cenevre’deki World Jewish Congress’in kurucu asamblesine üyeydi. 1947 Haziran ve Temmuz aylarında Tripoli ve Cyrenaica cemaatleri WJC’a katıldı. Bir yıl sonra bu iki cemaat birleşti ve Kasım 1951’de Tripoli Yahudi Cemaatleri Konseyi WJC’yi Libya Yahudilerini Birleşmiş Milletlerde temsil için yetkilendirdi. Libya Ulusal Geçiş Konseyi Başkanı Mustafa Abdül Celil’in daveti üzerine Libya’ya Yahudi temsilcisi David Gerbi, 44 yıllık bir sürgünden sonra 2011’de Trablus’a döndü ve şehrin tarihi Dar Bishi sinagogunda çalışmalar yaptı fakat halkın taşkınlıkları ile karşılaştı ve sonuç alamadı5.

----

1 National Library of Israel: Libyan Jewry., Harvey E. Goldberg, 30.10.2024.

2 m.wikipedia.org, Libya Yahudileri

3 Yahudilik, Yusuf Besalel, Gözlem, 2021, S.163.

4 Yahudi Tarihi, Yusuf Besalel, Gözlem, 2001, S.211.

5 Libya Yahudileri Tarihi m.wikipedia.org

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün