MÜZİK TERAPİ NEDİR? Vol.VI

Renan KOEN Perspektif
5 Mart 2025 Çarşamba

Doğaçlama ve aktif müzik terapi

Daha evvelden de bahsettiğim gibi müzik terapi uygulamaları temel olarak iki unsurdan oluşuyor. Birisi reseptiv müzik terapi yani müziği ya da başka bir deyişle sesleri dinleterek uygulanan bir diğeri ise herhangi bir müzisyenlik koşulu aranmaksızın, danışana bir enstrüman çaldırtma yoluyla uygulanan aktif müzik terapidir. Buradaki enstrüman çaldırtmak, bir enstrüman dersi değildir. Enstrüman bir müzik öğreniminden ziyade sadece ve sadece danışanın anlatmak istediklerini anlatmasına vasıtadır. Dolayısıyla da danışanın o anda seçeceği enstrümanlar içn hiç bir ön koşul aranmaz. Aktif müzik terapi kapsamına giren bu yöntemde bir çok metot bulunmakta. Ben bu yazımda bu metotların içinde son senelerde çok popüler olan doğaçlama uygulamasından bahsetmek istiyorum. Özellikle Avustralya’da bu uygulama çok geçerli. Öncelikle doğaçlamanın ne olduğuna birazcık değineyim. Genellikle improv olarak kısaltılan doğaçlama, önceden planlanmamış bir şeyi yapmak veya oluşturmak için bulunan her şeyi kullanma etkinliği olarak açıklanıyor.. Kelimenin kökeni Latince’de “improvisus”tur. Kelime anlamı ise "öngörülemeyen"dir. Müzikte doğaçlamayı, notaya bağlı kalmadan çalmak olarak açıklayabiliriz. Notayı öngörülen bir metin olarak ele alırsak öngörülmeyen de notadan bağımsız olarak yeni bir fikri ortaya koymaktır.

Müzik terapisi kapsamında uygulanan doğaçlama ise danışan ve terapistin birbirleriyle ilişki kurduğu bir süreç olarak tanımlanır. Danışan, şarkı söyleyerek veya enstrüman çalarak, bir melodi, ritim, şarkı veya enstrümantal bir parça yaratırken doğaçlama yapar. Danışan ve terapist müzik aracılığıyla birbirleriyle ilişki kurarlar. Doğaçlama, bireysel olarak, düet şeklinde veya grup içinde gerçekleşebilir. Burada ses, vücut sesi, perküsyon, yaylı, üflemeli, klavye gibi enstrümanlar ve ses çıkaran her şey yer alabilir.

Terapötik bir ortamda gerçekleşen doğaçlama, danışanın sesler ve müzik yaratmadaki spontane yaratımını içeren bir süreçtir. Bu süreç, danışanın kendisini keşfetmesine yardımcı olur. Doğaçlama ayrıca yeni ve bireyselleştirilmiş müzikal formlar yaratır. Terapötik bir ortamda doğaçlamayı kullanmak, bağımsızlığı artırabilir. Doğaçlamanın etkileşimli kullanımı, sorun çözmeyi kolaylaştırır çünkü bu süreç önceden belirlenmiş olmaktan çok uzak bir şekilde esneklik içerir.  Danışanı doğaçlama deneyimine dahil etmek, sosyal becerilerini ve etkileşimi geliştirebilir. En önemlisi de, duygularını, düşüncelerini, olduğu durumu anlatmak için yaratıcı bir yol bulması, özgürce kendi yaratıcılığına dokunmasıdır.

 

Etkileşimli doğaçlama denilen bu alanda, danışan doğaçlamaya davet edilirken müzik terapistinin rollerinden bazılarını paylaşmak isterim. Bu rollerin her biri aslında bir yöntem olarak geçmiş müzik terapi dünyasına. Bazıları ise;

1)     Yansıtma: Danışanın çaldığı şeyi, olabildiğince aynı şekilde çalmak. Bu, danışana anlaşıldığını, duyulduğunu hissettirerek güvenli bir ortam sağlar.

2)    Eşleme: Terpiast, danışanın müziğiyle uyumlu ancak birebir aynı olmayan, aynı tempo, dinamik vb. parametreler içinde müzikal bir katkı sağlayarak danışanın hikâyesinin anladığını hissettirir.

3)    Empatik doğaçlama ve yansıma: Terapistin, danışana çalarak veya danışanın katkılarını takip ederek, danışanın belirgin duygusal durumunu ifade eden veya yineleyen şekilde çalması; destekleyici ve empatik bir onay sağlar.

4)    Diyalog kurma: Terapist ve danışan müzik aracılığıyla bir iletişim kurar.

5)    Modelleme: Danışanın geliştirebileceği veya yanıt verebileceği bir müzikal fikir veya tema sağlamak.

6)    Eşlik: Terapistin danışanın müziğine, ritim, armoni veya melodi ile hafif hafif eşlik etmesi danışanın anlatmak istediğine destek sağlar.

Daha başka örnekleri de bulunan etkileşimli doğaçlama yönteminin, müzik terapi seansında bir aşama olduğu doğrudur ancak bu tek başına terapötik bşr yöntem olarak görülmüyor. Danışan ile terapist arasında geçen sözlü diyalog ve keşif için bir temel olarak kabul ediliyor.

Yukarıda da bahsettiğim gibi bence ister doğaçlama ile olsun ister olmasın sözel iletişimin olmadığı aktif müzik terapi, kişiye anlatmak istediğini anlatması için başka yolların da mevcut olduğunu öğretiyor. Üstelik kişi bunu yaparken tamamen kendi yaratıcı potansiyelini kullanıyor. Yani kendi özgün sesini ortaya koymaya yaklaşıyor ki bu bence en değerlisi. Kişinin kendisine kavuşması hem bireysel hem de toplumsal olarak çok önemli. Dilediğimiz barışçıl toplumsal ortam için baş şart bana göre.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün