Başlık Kramer Kramer´e karşı gibi oldu. Reklamcı üst düzey Dustin Hoffman değil ama konumuz. Robert de Niro Stajyer filmi ile Donald Trump´lı The Apprentice Reality Show bugünkü konumuz.
Geçen haftayı duymayan kalmamıştır. Beyaz Saray tarihi anlardan birine şahitlik etti. Bizim kuşak da fena sayılmaz. Kennedy dosyası gibi dosyalar bir bir açıklanırken 51. Bölge UFO dosyası da açıklanırsa görmediğimiz bir husus kalmayacak gibi. Amerikan başkanı dâhil herkese haber vereceğimiz başka bir konu daha çıkmadan şu yılı kapatırsak 2028’e ve tek haneli enflasyona pek bir şey kalmadı artık.
NBC’de 2004-2017 yılları arasında yer alan şovun (The Apprentice) ilk 14 sezonunda yer alan Donald Trump sunucu ve değerlendirmeciydi. Yarışma programında takımlar ikiye (iki şirkete) ayrılır ve bağış veya reklam kampanyası, ürün satışı gibi görevlerle bir şirket yönetmeleri istenirdi. Başarısız ekip ise sezon sonunda Trump’ın meşhur cümlesi ile veda ederdi: “Kovuldunuz (You are fired!)”. Robert de Niro ise 70 yaşından sonra dijital ekonomi ile tanışan bir emekliyi canlandırıyordu. Moda üzerine bir e-ticaret şirketinde stajyer (The Intern) olarak göreve başlamıştı.
White House Down
Kiev Ulusal Ekonomi Üniversitesinden hukuk mezunu olan eski aktör ve komedyen Zelensky ile UPenn ekonomi mezunu olan eski emlak patronu ve programcı Trump geçen hafta dünya tarihinde önemli bir yer tutacak bir görüşme yaptılar. Konunun bir sürü boyutu olmasına rağmen aslında madenler ve borç ile ilgili bir anlaşma ile ekonomik boyutu ön plandaydı. Fakat konuşmanın arasında belki de en kritik olan “3. Dünya Savaşı ile kumar oynuyorsun ama kartın yok” cümlesiydi. Yani yeter artık blöf yapma elini görüyorum pas geç demek. Sonrası malum, (uluslararası) siyasette kim çırak kim stajyer, yorumu okuyucuya bırakalım ama ‘kovuldun’ kısmı gerçekleşti basın açıklamalarına göre.
Konu birçok kişi için beklenmeyendi. Ama 20 Kasım 2024 tarihli yazımızda nedenini yazmıştık. Konu ekonomik. Bütçe açığı, dış ticaret açığı, Fed’in zararı, enflasyon, istihdam, yumurta fiyatları konu. DOGE ile Elon Musk kamu harcamalarını hem denetleyip hem kısarken aslında alt başlıklardan biri Ukrayna, tabii demokratlarla olan geçmişi de cabası. Yani ABD Kongresinde Trump’ın daha önceki dönemindeki son başkanlık kararnamesi ile araştırılan UFO ve Pentagon bütçesinden bir farkı yok. Artan bütçe açığı ve bunun finansman maliyeti sebep, ‘barış yapmak istemiyorsan kovuldun’ sonuç. Demokratlar Musk ile yaşanan bu yeni dönemi adeta Beyaz Saray Düştü filmi (2013) gibi eleştiriyor. Seçilmemiş bir kişinin politikalara karar vermesi veya bilgi ve belgelere erişimi gibi konular tartışılırken, Trump Musk’tan daha agresif olmasını istemişti.
Black Hawk Down
Dış ticaret açığında esas ve ilk hedef Çin. Hong Kong’un İngiltere’ye devir edildiği yıl 1997’deki Asya Finansal Krizini konu alan Default (2018) filmi döneminde Çin henüz dünyanın tedarikçisi haline gelmediğinden, ödemeler bilançosunda daha 37 milyar dolar fazla veriyordu. 1987 yılında ABD Çin’e az da olsa dış ticaret fazlası verirken, 10 sene sonra Çin’e 12 milyar ihracata karşılık Çin’den ithalatı yaklaşık 45 milyar doların üzerindeydi. Bugün dış ticaret açığı 295 milyar dolar seviyesinde.
Çin, Japonya ile uzun zamandır ABD tahvillerinden kaçıyor yerine altın alıyor. BRICS+ genişliyor, ulusal paralarla dış ticaret doları tahtından sallıyor. Fed bilanço daralttıkça tahvillerin değeri düşüyor, faizi yükseliyor. Merkez bankaları altına gittikçe doların rezervlerdeki payı düşüyor. Trump bu yüzden iklim krizi dinlemiyorsun, tüm limanları, şirketleri alıyorsun, Panama Kanalında burnumun dibine kadar geldin, Arjantin’e IMF’den fazla swapla Yuan cinsi borç verdin diye Çin’i hedefe koymuştu. ‘Kara Şahin Düştü’ filmi (2001) gibi Musk ve DOGE operasyonları ile bu sarmaldan kurtulmaya çalışıyor. Paul Begala (Clinton dönemi bürokrat ve danışman) ‘You're Fired: The Perfect Guide to Beating Donald Trump’ kitabında (4 Ağustos 2020) Trump’ın süper gücü olan dikkat dağıtmak için bölünmeyi kullandığından bahsederek bir sonraki seçimde nasıl kaybedebileceğini kaleme almıştı. Trump 2020’de seçilemedi ama özelliği belli ki hâlâ baki.
The Office
Akla Oval Ofis gelse de dünya ticaretinde 2001 İngiliz versiyonu gibi 2005-2013 arasında NBC’de yayınlanan komedi dizisi gibi bir dönem başladı havası verse de konu aslında çok ciddi. Meksika, Kanada, AB ABD’nin hem dış ticaret açığını fazla verdiği ülkeler hem de Çin’le ticaretini arttıranlar. Neoliberal Milei’nin seçilmesi ve bugünlerde ön plana çıkan ekonomik mucizesi Elon Musk’ın Twitter’ı satın alması gibi tesadüf değil. Arjantin dünyanın en büyük lityum yataklarına sahip, bir nevi Ukrayna’nın madenleri ve nadir elementleri gibi. Grönland benzer şekilde nadir elementler, madenler dışında yeni deniz ticaret yolu Arktik’teki Kanada ve Rusya ile tek kara parçası.
Trump ve Musk kamuda verimlilik ile kamu harcamalarını kısma ve bütçe açığını azaltma, Fed’in faiz düşürmesi, içeride düşüreceği vergiyi dışarıya koyarak dış ticaret açığını azaltma başlıklarını uygulamak zorunda diye 20 Kasım’daki (ve önceki) yazılarımızda işaret etmiştik. Ukrayna ve NATO giderlerine bu yüzden odaklanmış durumda. Ama gözlerden kaçan en önemli kısım şu. AB ve Avrupa ekonomisi zordayken, Almanya’da Merkel sonrası çöküş başlamışken ve otomobil fabrikaları zordayken, Fransa’da bütçe açığı rekorlar kırarken ve ülke kredi notu düşerken, daha önce dünya savaşları noktasında sicili kötü Avrupa’nın Ukrayna ile bu kartı sürekli masada koz olarak tutması. Aslında ‘sizi yine Normandiya Çıkarması ile ben kurtarmak zorunda kalmayayım, beni de buna zorlamayın’ diyen o cümledeki gizli özne. O yüzden altının onsu Fed, Pentagon, Fort Knox denetimi yüzünden mi yükseliyor yoksa başka korkular mı var? Dünya siyasetine mutlaka usta(lar) lazım. Neoliberalizm, globalizm eskide kaldı.