Bir zamanlar uzay yolculuğunu demokratikleştiren, elektrikli araç devrimini başlatan, teknoloji çağının asi dahisi olarak görülen Elon Musk, bugünlerde bambaşka bir kimlikle gündemde “sosyal medya kavgalarının değişmez aktörü, aşırı sağın yeni gözdesi ve kendi markasına en büyük zararı veren CEO”…
Musk’ın Almanya’daki aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) Partisine desteği ve Nazi sembollerine gönderme yaptığı iddia edilen paylaşımları, Almanya’da büyük tepki çekti. Öyle ki, Alman Tesla sahipleri “Bu arabayı Elon çıldırmadan önce aldım” yazılı stickerlar yapıştırarak Musk’a tavır aldı, stickerlar Almanya’da viral oldu. Durum sticker’ın ötesine geçti ve Elon Musk’ın aşırı sağcı adımları, Tesla’nın Almanya’daki satışlarını hızla eritmeye başladı…
Musk’ın ‘özgürlük savaşçısı(!)’ olarak başladığı Twitter serüveni, aşırı sağın sesi haline gelen bir platforma dönüştü. X (eski adıyla Twitter), radikal sağcı gruplara açık bir alan sunduğunda, Almanya’daki aşırı sağın da yükselişine zemin hazırlayan bir mecra haline geldi. Musk ise bu süreçte AfD’yi savunan göçmen karşıtı söylemleri ve dolaylı da olsa destekleyen paylaşımları ile dikkat çekmeye başladı.
Ancak Almanya için aşırı sağ, sıradan bir siyasi görüşten çok daha fazlasını ifade ediyor. AfD, Nazi geçmişini küçümseyen, göçmen karşıtı ve ırkçı söylemleriyle tanınan bir parti. Almanya’nın büyük çoğunluğu için bu, kabul edilemez bir çizgi.
Ve işin trajikomik yanı şu: Musk’ın bu söylemleri Tesla müşterilerinin gözünde öyle bir yer etti ki, insanlar arabalarına sticker yapıştırarak “Ben bu adamı desteklemiyorum” demek zorunda hissetti.
Tam da bu sırada Almanya’da elektrikli araç satışları şubat ayında genel olarak yüzde 30,8 artarak 35.949 adede yükselirken, Tesla’nın satışları aynı dönemde yüzde 76,3 oranında düşerek 1.429 adede gerileyerek yere çakıldı. Ocak ayında da Tesla’nın Almanya’daki satışları yüzde 60 oranında düşmüştü.
Yani, Musk tweet atıyor, ama cüzdanlar ona karşı oy kullanıyor…
Musk’ın aşırı sağa yakınlaşması tek başına yeterince sorun yaratmamış gibi, bir de Nazi sembollerine gönderme yaptığı iddia edilen paylaşımlarla işleri daha da karmaşık hale getirdi.
Almanya’da Nazi sembolleri yasalarca suç kabul edilip; bu sadece bir etik tabu değil, hukuki olarak cezası olan bir konu olmuşken; Musk ne yaptı? Bu sembolleri alaycı bir dille paylaştı. ‘İfade özgürlüğü’ kisvesi altında, bu tür içeriklere platformunda daha fazla alan açtı.
Ve sonuç:
Alman Tesla sahipleri protestoya başladı. “Musk destekçisi değilim” demek için adımlar attı ve Tesla’nın satışları dibe vurdu.
Belli ki Musk, şirketinin ana pazarlarından birinin hassasiyetlerini pek de umursamamış… Ama Alman tüketiciler de ona “Bu oyunu sen başlattın, ama biz bitiriyoruz” dedi.
Burada bir de Musk’ın Yahudi toplumu üzerindeki etkisini değinmek gerekiyor.
AfD gibi aşırı sağcı gruplar, tarih boyunca Yahudilere yönelik nefret söylemlerini körüklemiş oluşumlar. Almanya’daki Yahudi toplumu, AfD’nin yükselişine büyük bir tehdit olarak bakıyor. Musk, bu gruplarla dolaylı da olsa yan yana görünerek, Tesla’nın Yahudi müşterileriyle olan bağlarını koparma noktasına getiriyor, hatta kopardı da diyebiliriz.
Dahası, X platformunda antisemitik içeriklerin yayılmasına göz yumduğu yönündeki eleştiriler, Musk’ın bu konuya ne kadar duyarsız kaldığını gösteriyor. Tesla, özgürlükçü, yenilikçi ve ilerici bir marka olarak konumlandırılmıştı. Ama şimdi CEO’sunun siyasi tercihleri nedeniyle bu değerlerle çelişen bir noktaya sürükleniyor.
Yani, Tesla’yı satın almak bir yenilikçilik göstergesi olmaktan çıkıp, politik bir duruşa dönüşüyor. Bu durum pazarlama açısından kabus gibi bir senaryo oluyor.
Elbette Musk’ın bu politik duruşunun yarattığı zarar yalnızca Almanya’da hissedilmeyecek.
Fransa, Hollanda, İskandinav ülkeleri gibi aşırı sağa karşı duyarlılığı yüksek pazarlarda benzer tepkiler kaçınılmaz olabilir. ABD’deki liberal ve çevreci Tesla müşterileri, Musk’ın söylemlerinden rahatsız olup markayı boykot edebilir. Küresel yatırımcılar, Tesla’nın aşırı politikleşen imajından endişe duymaya başlayabilir.
Ve en kritik nokta şu: Musk’ın bireysel duruşu Tesla’nın tüm dünyadaki imajını belirleyen bir faktör haline geldi.
Bir otomobil markası için bundan daha büyük bir kriz düşünülebilir mi?...
Tesla’nın en büyük tehdidi gerçekten diğer otomobil üreticileri mi? Yoksa direksiyon başındaki adamın kendisi mi?
Musk, siyasi söylemleri ve tartışmalı duruşuyla Tesla’yı pazardaki rakiplerinden daha hızlı çökertiyor gibi görünüyor.
Eğer bu gidişatı değiştirmezse, Tesla için asıl sorun Ford, BMW ya da Mercedes olmayacak…
Asıl tehdit, direksiyon başında oturan adamın attığı tweetler olacak.
Ve belki de tarih, Tesla için şunu yazacak: Mükemmel bir teknoloji… Yanlış bir CEO… Ve bir çöküş hikayesi.
Musk bu direksiyonu çevirecek mi, yoksa son sürat duvara mı toslayacak,göreceğiz….