Maggie Danon yapıtları ile Türk fotoğrafının kilometre taşı idi

40 yılı aşan fotoğrafçılık yaşantım boyunca birçok dost kazandım şu küçücük dünyamda. Ama bir kişi var ki, onun yeri apayrıdır benim için. Maggie Danon, ayrı bir kişiliktir benim için ve benim gibi daha belki de daha birçok insana.

Toplum
26 Mart 2025 Çarşamba

Alberto Modiano

 

Maggie sadece bir fotoğraf sanatçısı değildi. Kişiliğini tamamlamayan meziyetler sıralanmakla bitmez. Hani derler ya on parmağında on marifet.

Onunla tanışmamız çok eskilere dayanır. Daha fotoğrafçılık yaşantımın ilk yılları diyebileceğim bir dönem idi. Bir toplantıda karşılaştık. Yanıma yaklaştı, acaba birlikte bir sergi açabilir miyiz şeklinde bir teklifte bulundu. Çok şaşırmıştım, çünkü Maggie ile çalışma yöntemlerimiz farkı idi. Üstelik o fotoğrafta çok yol kat etmiş bir kişilikti. Bana verdiği cevap şu oldu: “Ne fark eder, teklif benden geldi, birlikteliktir önemli olan.”

Tanışmamıza sebep olan bu küçücük anı ile fotoğrafçılık yaşantıma girdi. Birlikte ortak bir sergi açtık. Kendisinin soyut ya da kavramsal çalışmalarının yanı sıra, benim de belgesel türden ilk çırpınışlarımın ürünleri ortaya çıkmıştı. Ardından Maggie ile çok daha farklı işlerde yaptık. Maggie Danon benim şiirlerim için fotoğraflar tasarlayarak, bir fotoğraf-şiir kitabı ortaya çıkardık. Adı ‘Yarına Ümit’ idi. Ardından ben uzun yıllar fotoğraf tarihinde araştırmalar yaptım. Ama Maggie için dur durak demek yoktu.

Maggie sanatla dolu yaşamı boyunca hep üretti. Fotoğraftan önce resim ve heykel ile geçen dolu bir hayatı vardı. Ardından fotoğrafa yöneldi. Engin yaşına rağmen hep bir gençlik ruhu ile araştırır yeniyi keşfederdi. Keşfettikçe o kadar da mutlu olurdu, sonunda yapıtlarını adını hep ‘Freedom’ isimli bir albümde topladı.

Onunla aynı derneğe üye olmaktan öte, Maggie öğrenmeyi sevmesini bildiği kadar, paylaşmayı da çok seven bir kişilikti. Fotoğraf dernekleri ya da kulüpler onun çalışmalarını hep yakından takip etti. İşlerini büyük bir keyifle anlattı, paylaştı. Hatta kendisi bir akademisyen sıfatına sahip olmamakla birlikte, bir öğretmenden öte engin bilgiye sahip bir kişilikti ve gençleri yüreklendirirdi. İşlerini samimi ve kaçınılmaz olarak onlara gösterdi. Sakınmadı, kaçınmadı. Çünkü gençlerin umutlarına ve gelecekte gerçekleştireceği nitelikli işlere hep inanır ve paylaşırdı. Bundan her zaman büyük bir keyif alırdı. Sabırla anlatır ve onlardın da yarattığı işleri gördükçe sırf paylaşmaktan duyduğu gönül zenginliği ile mutlu olurdu.

Maggie Danon sanatında ilk yıllar dia filmler kullanarak detaylara ulaşıp, onlardan ‘sandviç’ denilen fotoğraf tekniği ile yaratırlar ortaya çıkardı. Milenyuma girildiği sıralarda artık dünya fotoğrafı sayısal görüntü devrine girdiği dönemdi. Maggie belki de herkesten önce tekniği geliştirecek bilgisayara sahip oldu, evinin küçük mağarasında saatlerini yeni yaratılarla geçirdi. İşte onun küçük ama zengin dünyası buydu. Çünkü o yeniliğe açık, yaratıcı ve paylaşımcı bir kişiliğe sahiptir. Üstelik bütün bunları gerçekleştirirken ülkemizde birçok panel ve sempozyumda belgesel fotoğraf ile kuramsal fotoğraf tartışmaları yersiz bir şekilde devam ediyor. Fotoğraf sanat mıdır, değil midir taşlamaları ile yersiz kalpler kırılmakta idi.

Ancak Maggie hiçbirine kulak asmadan, kendine özgü sanatçı kişiliği ile, kendi özgür dünyasında yaratıyor ve aldığı haz ile çalışmalarını paylaşmanın keyfini sürdürüyordu.

Türk fotoğrafında çalışmaları ile sanat dünyamıza yenilikler ve başarılar getiren bir ustanın üzüntüsü ile uğurladı onu. Ama geride bıraktığı yaratıcı eserleri yıllar geçse de ardından gelecek kuşaklar için birer yol gösterice olacaktır. Çünkü bütün bu çalışmalar fotoğrafın kahraman meleği Maggie tarafından üretilmiş, yaratılmış çalışmalardır. Fotoğraf tarihi Maggie Danon’u asla unutmayacaktır, çünkü o bu ülkenin kilometre taşıydı.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün