Berlin’de İsrail karşıtı hareketlerin giderek radikalleşmesi hem basın özgürlüğünü hem de kamu düzenini tehdit eden boyutlara ulaştı. Sol görüşlü “TAZ” gazetesinin muhabiri Nicholas Potter, Ortadoğu çatışması ve sol çevrelerdeki antisemitizm üzerine yaptığı haberler nedeniyle haftalardır yoğun bir karalama kampanyasının hedefinde. Sosyal medyada nefret mesajlarına maruz kalan Potter, ölümle tehdit ediliyor.
Son olarak Berlin sokaklarında, üzerinde Potter’ın yüzü ve "Nehirden denize" sloganının yer aldığı "Aranıyor" başlıklı afişler yayımlandı. TAZ gazetesi, bu gelişmeyi manşetinden duyurdu ve bunun meşru eleştirinin ötesine geçerek doğrudan bir tehdit ve şiddet çağrısı olduğunu belirtti. Gazete, olayla ilgili suç duyurusunda bulundu.
Üniversitelerde şiddetli eylemler
Aynı dönemde, Berlin Humboldt Üniversitesi’nde Filistin yanlısı aktivistler bir konferans salonunu işgal etti. Duvarlara “Zafere kadar intifada” ve “Siyonistler faşisttir” gibi sloganlar yazıldı; kırmızı üçgen gibi Hamas sembolleri kullanıldı. Salon tahrip edilirken, havai fişekler pencerelerden dışarı fırlatıldı. Polis binayı boşalttı, 90 kişi hakkında izinsiz giriş ve mala zarar vermeden işlem başlatıldı. Üniversite yönetimi, eylemin İsrail’in varlık hakkını reddeden ve şiddeti yücelten bir çizgiye geçtiğini belirtti.
Gazetecilere yönelik tehditler artıyor
Gazeteci Nicholas Potter’ın karşı karşıya kaldığı tehditler, yalnızca antisemitizmin değil, aynı zamanda ifade özgürlüğüne yönelik saldırıların da bir göstergesi. “Jüdische Allgemeine” gazetesinin genel yayın yönetmeni Philipp Peyman Engel, eylemlerin İsrail’e duyulan nefretin ve Hamas’a duyulan sempatiyle açıklanabileceğini ifade etti.
Almanya’daki yazarlar birliği PEN Berlin ve gazeteciler, Potter’a yönelik tehditleri açık şekilde kınadı. “Savunmacı bir demokrasinin buna tahammülü olmamalı” diyen yorumcular, özellikle üniversitelerdeki radikal eylemlere karşı hukuk devleti sınırları içinde sert bir duruş çağrısı yaptı.
“Bu saldırı basın özgürlüğüne yöneliktir”
Alman hükümetinin antisemitizmle mücadele sorumlusu Felix Klein, Potter’a yönelik tehditleri bir skandal olarak nitelendirdi. Klein, bu tür tehditlerin hem antisemit hem de basın özgürlüğüne saldırı anlamına geldiğini söyledi. Klein, “Her biri tek başına kabul edilemez. Ancak bir arada çok daha tahammül edilemez” ifadelerini kullandı.
PEN Berlin Sözcüsü Deniz Yücel ise, ifade özgürlüğünün sınırlarının geniş olması gerektiğini belirtirken, ölüm tehditlerinin kesinlikle kabul edilemeyeceğini vurguladı. Yücel, “Eleştiri suç değildir, ancak cinayet çağrıları suçtur. Şimdi Filistin yanlısı kesimlerin de bu çizgiyi çekmesi ve Potter’a yönelik saldırıları kınaması gerekir” dedi.
Berlin’de yaşananlar, antisemitizmin sadece bir azınlık görüşü olarak kalmadığını, aksine radikalleşen gruplar aracılığıyla toplumun farklı alanlarına nüfuz ettiğini açıkça ortaya koyuyor.
Kaynak: Neue Züricher Zeitung 19.04.2025
