Alberto Modiano
Yahudi ruhu kalıcı olarak silinemez geçici olarak unutulur.
Rav Mandy Cihtrik konuşmasından.
Bu yıl Yom Aşoa anması Aşkenaz Sinagogu yerine Ortaköy Etz A-Hayim Sinagogunda gerçekleşti, 24 Nisan 2025 tarihinde. Biliriz ki bu sinagog Boğaz’ın hemen üzerinde yer alır. İkinci Dünya Savaşı yıllarında bu sinagogda Museviler dualarını yaptığı aylarda, İstanbul boğazından bazı yorgun yük gemileri denizin sorgusuz sularından geçiyordu. Bazıları Yahudilerin umutlarını gerçekleştirdi. Hedeflerine ulaştı. Bir de ulaşamayıp, sessizliği gömülenler oldu, içindeki masum umut yolcuları ile. Diğer tarafta da Avrupa’nın birçok ülkesinde yaşayan Yahudiler yakalanıp, ölüm kamplarında bedenleri fırınlardan kül olarak savrularak havaya karışıyordu. İnsanlık belki o gün buna tanık değildi, ancak tarih bunu yazmıştı, mühürlemişti ve değişmezdi.
Savaşın bitmesinden tam 80 yıl geçti. Ancak onların aziz hatıraları asla kalplerden silinmedi ve silinmeyecek. Silinmemeli de. Türk Musevi Toplumu bir kez daha sinagoglarda idi dindaşlarını anmak üzere. Minha duasının ardından tören başladı. 6 milyon anısına 6 mum yandı, ışığı gözlerimizde ‘unutma’ diyordu. Ardından Rav Mandy Chitrik gecede iki anı anlattı. Birisi kendi öz ailesine aitti. İkincisi de sorgulayıcı. Teilimden alıntıların okunmasından sonra Hahambaşı David Sevi Zohar ve Kadiş okurken, tüm katılanlar tek yürekti. Belki de herkes, 6 yıl boyunca, 6 milyon Yahudi’nin yaşadığı anıları biraz da olsun anlamaya, hissetmeye çalışıyordu. Ardından Petiha açıldı. Gece tamamlanmıştı. Görev yerine gelmişti.
Gerek mumlar yakılırken gerekse dualar arasında Eli Chitrik geceyi saksafonuna üflediği nefesle daha anlamlı kıldı. Biliriz Yahudiler genellikle keman ile yaşarlar. Daha çabuk taşınır. Kamplara bile birçoğu kemanla ile gelmişti. Ancak o gece Eli bize saksafonuna üflediği nefes ile duygularımızı harekete geçirdi. O metal borudan geçen ses o geçe yanık yanık çaldı. Biraz da ölüm kamplarında gaza maruz kalmış dindaşların çığlıklarını hatırlatır gibiydi. O ses bir müzik olmaktan öte kampların siren sesi ya da umudu bekleyenlerin sesiydi.
80 yıl geçti. Biz Buradayız, Yahudi’yiz, Hatırlıyoruz. Hatırlamayız ki bir daha asla olmasın.