Hayvan demeden önce…

Joelle PİNTO Köşe Yazısı
18 Aralık 2019 Çarşamba

Birisine kızıldığında en sık edilebilecek hakaretlerden biridir ‘hayvan’. Farkına bile varmadan çoğumuzun yapılan bir kabalığa karşılık içgüdüsel olarak ‘hayvan’ demişliği vardır. Hatta daha ağır küfürlerden kaçınmak adına ‘eşek’, ‘öküz’ gibi hayvan isimleri, hakaret unsuru olarak kullanılabilir. Pis kokan biri için ‘kokarca’, korkuları olan biri için ‘tavuk’, kaba biri için ‘ayı’ ise sık sık başvurulan hakaretler arasında sayılabilir. Hatta Türkçemizdeki cinsel imalar içeren veya zekâ seviyesi sorgulayan ağır küfürlere göre daha kibar oldukları bile belki varsayılabilir.  Hayvan isimleri çok nadir iltifat olarak kullanılır; gücü simgeleyen ‘aslan’, ‘kaplan’ gibi. 

↔↔↔

Kadem’in (Kadın ve Demokrasi Derneği) koyduğu bazı billboardlar posta kutuma düştü. Hangi şehirlerde yayınlandığını bilmiyorum ama çok hoşuma gitti. Birkaç alıntı yapmak istiyorum.  Önceliği sıkça küfür olarak kullanılan ‘ayı’ya vermek isterim; “Boz Ayılar bir sığırı tek darbede öldürebilecek güçtedir ama bu güçlerini eşlerine karşı kullanmazlar.” İkinci poster penguenlerle ilgili: “Penguenler dünyanın en kıskanç canlılarıdır ama eşlerine asla şiddet uygulamazlar.” Üçüncü, yani kurtlarla ilgili posterde yazan yazı ise; kurtların 750 kg. çene basınç gücüne sahip olduğu ama eşlerine asla saldırmadığıyla ilgili…

↔↔↔

Bir ‘hayvanlar’ hakkında edindiğim yeni bilgileri, bir de son zamanlarda okuduğum haberleri düşünüyorum. En son hatırladığım haber, kocası tarafından bakımsız olduğu gerekçesiyle darp edilen İzmirli Filiz Tekin. Eşi tarafından bakımsız bulunduğu için yine eşi tarafından hayatı sonlandırılan bir hayat. Bu sene “Anne lütfen ölme” sözünü Türkiye’ye hayat boyu hatırlatacak, 10 yaşındaki kızı önünde eşi tarafından bıçaklanıp öldürülen Emine Bulut’un cinayeti ise hiç unutamayacaklarımız arasında. Balerin Ceren Özdemir’in cinayeti ise daha dün olmuş kadar yeni ve acı. Ordu Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Müzik Bölümü öğrencisi gencecik bir kızın hayatı, onu bıçaklayan kim olduğu belirsiz biri tarafından sona eriyor. Bir plazanın tepesinden şüpheli bir şekilde düşerek ölen Şule Cet’in olayı da hafızalara kazınanlardan.  Bunlar sadece adını bir anda hatırlayabildiğim kayıp yaşamlar, bu şekilde hayatlarının bitmesini hak etmeyen güzel insanlar. Bir de adını sayamadığım veya bilmediğim yüzlerce kadın var; evinde günler sonra ölü bulunanlar, eşi tarafından öldürülüp parçalanıp valize konulanlar, boşanmak istediği için eşi tarafından otobüs durağında bıçaklananlar, evde baktığı köpeğiyle birlikte şüpheli bir şekilde ölüp haftalarca bulunamayanlar… İnsanoğlu tahmin edemediğim kadar vahşi.

↔↔↔

Kadın cinayetlerinde ve katil eşlerde her sene artış yaşanıyor ülkemizde. Dünya sıralamalarına veya istatistiklere girmeye gerek yok, durum belli. “Ölmek istemiyorum” ve “Anne lütfen ölme” cümleleri hayat boyu hafızalarımıza kazındığı bir seneyi bitirmek üzere iken, ‘hayvan’ kelimesini hakaret olarak kullanmadan evvel iki kere düşünmeli. İnsan, 2020 yılına girerken bile, hâlâ en tehlikeli canlı…

 

 

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün