Şemot: Harfler, Sayılar-İsimler

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
15 Ocak 2020 Çarşamba

İbranice harflerin nasıl yazıldıkları da önemlidir. Örneğin ‘gimel’ harfi iki ayak üzerinde durur ve bir ayak daha öne doğrudur. Gemara bu harfin ‘gemol’ iyilikseverlik özelliği ile bağlantılı olduğunu ve verici olmak için öne doğru bir adım attığını öğretir. Bu harfin hemen yanındaki harfin ‘dalet’ olması tesadüfi değildir. Dalet ‘dal’ yani yoksul olanı temsil eder. daha iyi durumda olan yoksul olana vermek için onu hemen yanı başında bulmaktadır. Ancak ‘dalet’ hep almaktan utandığı için sırtını ‘gimal’ harfine verir. Dalet, fark edilme zorluğu çekebilir diye üzerindeki çatısı bir parça dışarıya doğru çıkıktır. Latin alfabesindeki harflerin bir anlamı olmayabilir ama Gemara, İbrani alfabesindeki harflerin şeklinin her birinin nedenini olduğunu öğretir. Bu harfleri ‘He’ harfi takip eder. Bu harf ‘Haşem’ sözcüğü sebebiyle Tanrı’nın Kendisini temsil eder. Fakiri temsil eden Dalet harfinin arkası zengini temsil eden Gimel harfine dönüktür ama Tanrı’yı temsil eden He harfine yüzü dönüktür. Çünkü fakir olan umudunu zengine değil Tanrı’ya bağlamalıdır. Sadece üç harfle, dolu dolu musar öğrenebilmek mümkündür.

Peraşamızdan dolaylı bir örnek vermeye çalışalım. Mısır esareti dört yüz yıl olarak belirlense de iki yüz on yıl sürer. Aradaki yüz doksan yıl son derece güç koşullarda gerçekleşen çalışma ile ödenmiştir. Vilna Gaon bu yüz doksan yılı sözcüklerde değil sözcüklere melodi kazandıran ‘taamim’de bulur. “Vaymareru et hayeem – yaşamlarını acılaştırdılar” sözcüklerinin üzerinde ‘kadma’ ve ‘azla’ taamim vardır. Bu sözcüklerin sayısal değeri yüz doksan sayısına eşittir.

İbranice’de ‘şeleg’ sözcüğü kar anlamına gelir. Şin – 300, Lamed – 30 ve Gimel – 3 sayısına tekabül eder. Kar birden başlar ve yavaş yavaş sona erer.

İbranice ‘erayon’ sözcüğü hamilelik anlamına gelir. Bu sözcüğün sayısal değeri iki yüz seksen birdir ve hamileliğin günlerinin sayısına eşittir.

Bu yüzden Rabiler Tora’nın birçok bilinmeyenini aydınlatmak için harflerin sayısal değerlerini kullanmışlar ve ‘Gematria’ dediğimiz kavramın doğmasını sağlamışlardır.

Biraz da isimlere bakalım. Ben İş Hay ismin söylenmesinin o kişi ile bir bağ kurulmasına neden olacağını ‘Od Yosef Hay’ adlı kitabında belirtir. Bununla ilgili bir örneği ne şöyle verir. Kral Şaul düşmanı olarak gördüğü David’in ismini bile anmak istemez. Bir Roş Hodeş günü yemeğe gelmeyince kendi oğlu Yeonatan’a David’in neden gelmediğini “madua lo ba ben Yişay gam temol gam ayom – neden Yişay oğlu ne geçen ay ne bu ay gelmedi?” şeklinde sorar. Şlomo Ameleh Bet Amikdaş’ın inşasında çalışan yüz bin işçinin hepsinin ismini bilen bir kişidir. Bu onun bilgeliğinin ve çalışanlarına verdiği önemin bir göstergesidir. Gemara Masehet Megila’da Ahaşveroş’a Yahudi toplumundan söz etmek isteyen Aman’ın simgesel konuştuğunu ve “şei pei” dediğini öğretir. Bu ifadeler aslında hiçbir şey ifade etmez ama Yahudileri anlatmak için Aman ‘Şabat ayom, Pesah ayom’ terimlerini simgesel kullanmıştır. Çünkü onların değil isimlerini bayramlarını bile anmak istemez. Yahudilerin neden çalışmadıklarını ve her zaman bahane ürettiklerini söylemek için bu ifadelere yer vermiştir.

Noam Elimeleh adlı kaynağa göre isim insanın kişisel özelliklerini, karakterini ve neleri simgelediğini gösterir. Burada sözünü ettiğimiz soyadı değil kişinin gerçek ismidir. Soyadı daha yakın zamanlarda kullanılmaya başlayan ve nereden geldiğini anlatan bir sözcüktür. Ama isim çok farklıdır. Bir kişiyi uyandırmak için onun İbranice ismini hele babasının ismi ile söylemek yeterlidir. Nasıl ki insan kolundan çekilince irkilirse, neşama da isim söylenince uyarılır. Bu yüzden Arizal kendi döneminde modern isimlere yer vermediklerini, insanları atalarının ismi ile çağırdıklarını söyler. Vayhi peraşasında yer alan “veyikare baem şemi veşem avotay Avraam veYitshak – onlar benim ve ataları Avraam ve Yitshak’ın isimleriyle çağrılacaklar” cümlesi gereğince herkes daha klasik isimlere yönelir.

İsimler harflerden oluşur. Örneğin ‘Yitshak’ ismi ‘yud – tsadi – het – kuf” harflerinden oluşur. Bunlar birer hat veya boru gibi kabul edilirse Tanrı’dan gelen beraha bu hatlar sayesinde bütün benliğe taşınır. Bu berahayı daha da arttırmak için ismi ‘miluy’ dolu yazma şansımız vardır. Yani her harfi açılımıyla yazarsak o zaman daha fazla hat ve daha fazla beraha demektir. Hatta miluy yazımı kendi açılımı ile yazarsak bu beraha katlanır. Bunun örneğini Rut kitabından bir karakterle; Naomi ile verelim.

Naomi çok zengin bir kadındır. Elimeleh ile evlidir. Bir süre sonra kıtlık bahanesi ile Moav topraklarına giderler. Naomi orada her şeyini kaybeder. Eşi, serveti, çocukları yitip gider. Daha sonra döndüğünde Naomi kendisine böyle seslenenlere şöyle der: “Melea alahti verekam eşivani Ad… lama tikrena li Naomi – dolu gittim Tanrı beni boş döndürdü bana neden Naomi diyesiniz ki.” Bu cümleyi şöyle anlamak gerekir: “Giderken ismim doluydu bol miktarda beraha benimleydi ama bir takım günahlar sonucunda Tanrı benim bomboş dönmemi gerektirdi. Artık ismimin bile berahası benimle değil.” Bu örnek Yahudi isminin ne kadar özel olduğunu bizlere gösterir.   

 

 

 

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün