Bir Homeopati savar yazısı

Tuğçe Işınsu’nun okuyucuyla uyumlanma özelliği ile tılsım veren kitabını alanlar, evrene enerji yollayanlar, aile dizimine gidenler, kuantum sıçrayanlar, daha iki gün önce kanıtlamak için kendini atmosfere fırlatıp öldüren Mike Hughes’un müritleri düz dünyacılar, Covid-19’un insan icadı olduğunu iddia eden komplocular, florürlü diş macunu karşıtları daha acıklısı aşı karşıtları… Bir bitmediniz.

Selin KANDİYOTİ Köşe Yazısı
26 Şubat 2020 Çarşamba

Tuğçe Işınsu’nun okuyucuyla uyumlanma özelliği ile tılsım veren kitabını alanlar, evrene enerji yollayanlar, aile dizimine gidenler, kuantum sıçrayanlar, daha iki gün önce kanıtlamak için kendini atmosfere fırlatıp öldüren Mike Hughes’un müritleri düz dünyacılar, Covid-19’un insan icadı olduğunu iddia eden komplocular, florürlü diş macunu karşıtları daha acıklısı aşı karşıtları… Bir bitmediniz.

Bu kişilerin mutlaka genişçe bir kesişim kümesi vardır diye düşünüyorum. Merak etmeden duramıyorum bilim ve gerçekler neden onlara yeterli gelmiyor da bu safsatalara dönüyorlar? Batı bizden daha fena durumda; zaten bu saydığım zırvalıklar hep ithal. Ünlü aktris (lanet olsun çok güzel) Gywneth Paltrow’un 250 milyon dolar değerinde Goop markası boş vaatlerle her tür zırvalığı paketleyip satıyor, buna 135 dolarlık kolon lavmanı yapan ve kesinlikle ağızdan alınmayan -yani nereden olduğunu anlarsınız- kahve dahil.

En son çok yakın bir dostumun hastalığına çare olarak bir homeopati şarlatanından medet ummasıyla homeopati de ‘zırva savar’ radarıma girdi. Hayır, arkadaşımın hemoroit sorunu yoktu, sırt ağrıları vardı.

Şimdi ‘homeopati severler’i iyice kızdırdıysam ve bu ses benzerliği hatasına düşebilecek ‘homeopati bilmezler’in ilgisini çektiysem başlayalım. Bu yazı bu iki gruptan birindeyseniz çıkmanız için yazılmıştır.

İşin aslı homeopati çıktığı 1700’lerin sonlarında geleneksel tıp yerlerde süründüğü için tedavi için iyi bir alternatifti. O yıllarda tıpta, kişi hastalandığında vücut sıvılarının yeniden dengelenmesi için hastanın vücudundan kan akıtılması yöntemi kullanırdı. Bunun hastayı olduğundan daha beter hale getirip hatta öldürdüğünü gören Alman Dr. Samuel Hahnemann, ‘Benzerler benzerleri iyileştirir’ inancından yola çıkarak, hastalarda ortaya çıkan belirtilerin aynılarını yaratan etken maddelerin suyla onlarca kez seyreltilerek hastaya verilmesi tedavisini geliştirdi. Nasıl olsa zararsız olmak zararlı olmayı her şekil yendiği için homeopati büyük ilgi gördü.

Homeopatinin birinci prensibi çivi çiyi söker diyor. Örneğin uykusuzluk problemi çekiyorsanız kafein için, gripten gözleriniz yaşlanıyorsa gözlerinize soğan yaklaştırın gibi. Hafif geriye çekilir gibi mi oldunuz?

İkinci prensip etmen maddenin olabildiğince kez suyla seyreltilmesi ve çalkalanması gerektiğini belirtir. Başka bir deyişle fizik prensiplerinin söylediğinin tersine etken madde ne kadar azsa, etkisi o kadar çok oluyor. Bir kaşınız kalktı mı? İkinci kaşınız da kalkacak çünkü prensibin dayanağı suyun hafızası olması.

Etmen maddelere güzelavrat otu, demir, fosfor, göbek kordonu, cerahat, yılan, sülfürik asit gibi örnekler verebiliriz. Seyreltme ise şöyle yapılıyor: Etmen madde alkol ya da suda eritiliyor, daha sonra bundan alınan bir ölçek, dokuz ölçek su ile seyreltiliyor, daha sonra yeni karışımdan bir ölçek yine dokuz ölçek su ile karıştırılıyor, sonra yeni karışımdan bir ölçek yine dokuz ölçek su ile seyreltiliyor. İşlemi üç kez yaptığınızda etken maddeyi üç kere 10’da biri kadar seyreltmiş oluyorsunuz; 1/1.000 oranında. Bu 3X ile ifade ediliyor; X Roma rakamıyla 10 demek. Genelde piyasadaki ilaçlar 20, 30 kez bu şekilde seyreltilmiş oluyor. 20X, 1/100.000.000.000.000. 000.000 anlamında. Sizin için üşenmedim 20 tane sıfır yazdım. Bu bir aspirini Atlas Okyanusuna atıp aspirinin homojen dağılması için delice karıştırmaya benziyor. İlaç tüpümüze geri dönecek olursak, 20X ilacınızı homeopati uzmanınızın önerdiği dozajda almalısınız, örneğin günde üç kez bir çorba kaşığı ve diyelim ki bir hafta boyunca.  İlaç kutunuzun tamamında etmen maddenin bir atomu Atlas Okyanusunda az önce attığınız aspirine denk geliyor. Almayı hedeflediğiniz bir tam aspirin ise tüm okyanusu içmelisiniz. Öğlen akşam devam edin lütfen dozaj önemli.

İlaç tüpünden çıkan prospektüste ne mi yazıyor? Bir hafta boyunca iyileşme olmazsa doktorunuza danışınız diyor ve ekliyor doz aşımı durumunda Alo Zehir Hattını arayın. Tabi esasında bu durumda ilacı almayı unutmak (ilacı almak ilacı almamak ile aynı çünkü ilaç yalnızca su ve şekerden oluşuyor) bir nevi doz aşımı yaratacağından 114 operatörüyle çok ilginç bir konuşma yapabilirsiniz. Tam da bunu ispatlarcasına Şubat 2007 tarihli TED konuşmasında ünlü skeptik James Randi ‘Calmes Forte’ adındaki uykusuzluk tedavisinde kullanılan bir homeopati ilacının tüm kutusunu boğazına dikiyordu, tam 32 tane. Tabi ki kendisi hâlâ sapasağlam.

Gelelim suyun hafızası var meselesine. Homeopati etmen maddenin ruhani özü olduğunu ileri sürer. Çalkalamak önemli demiştik. Çalkaladıkça su, içine konulan etken moleküllerin bu iç gücünü hatırlıyor. Tabi bu doğru olsaydı içtiğimiz suyun belleğinde ne var düşünmek bile istemezdiniz, mesela sifonun çekilmesiyle bir güzel çalkalanan suyun denize, bulutlara ve yeniden yere dönmeden biriktirdiği o çok özel kanalizasyon anıları... Ayrıca vejetaryenler inançları, istekleri, hafızaları veya hedefleri doğrultusunda harekete geçme kabiliyeti olan varlıkların yenmemesini salık verir. Bu durumda vejetaryenler su da mı içmesin?

İzmir’de 25 Haziran’da Dünya 75. Homeopati Kongresine ev sahipliği yapacak Türkiye Homeopati Derneğine kulak verelim: “Yapılan araştırmalar göstermiştir ki doğada bulunan her maddenin içinde gizli bir tür ‘iç yaşam gücü’ bulunur. Homeopatik ilaçlar hazırlandıkları materyalin sadece bilgisini taşır, sulandırma ve çalkalama yöntemi ile maddenin enerjisi açığa çıkar.” Keşke CERN’de milyarlarca dolar harcayıp protonları çarpıştırıp enerji ortaya çıkarmak yerine protonları suda çalkalasalardı.

Hiçbir şekilde bilimsel olarak ispatlanmayan homeopatinin kendilerinde işe yaradığını iddia eden arkadaşlarınız varsa bilin ki, onlar bu tedavinin plasebo etkisinden ya da basitçe zamanın akışıyla vücudun kendi kendisini toparlamasından dolayı böyle hissetmişlerdir. Korona virüsüne karşı topu topu bir molekül etmen maddeli homeopatik ilaç kullanır mıydınız? Ölürsünüz. Kanser hastalarında örnek vakalar mevcut. Sakınınız. Aman diyeyim.

Türkiye’de homeopati 2014’te Resmi Gazete’de yayınlanan ‘Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği’ kapsamında kabul edildi. 2017’de resmen uygulamaları başladı. Öte yandan homeopatinin 17 milyar dolarlık bir pazara ulaştığı ABD’de, FDA hiçbir homeopati ilacını onaylamadı ve bu ilaçların piyasadan kalkması için savaş açmış durumda. Fransa’da 2018’de yapılan bir anket nüfusun yüzde 77’sinin homeopatik ilaçlara başvurduğunu ortaya koydu.

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün