‘Alice Harikalar Diyarında’

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
2 Eylül 2020 Çarşamba

“Kapalı ağza sinek girmez” misali, iyi ki geçen hafta yazmışım. Artık Büyükada’da otobüsler dört hat çalışıyor. Son eklenen ise Maden-İskele seferi… Böylelikle ‘Küçük Tur’ yapmadan beş-yedi dakika içinde varış noktanıza ulaşıyorsunuz.

Yerine göre tenkitleri sıraladık. Olumlu ve sevindirici yönlerini vurgulamak da ‘boynumuzun borcu’. Otobüs şoförlerinin bir kısmı kadın, diğerleri ise erkek… Adalar, sayelerinde çoktandır unutulan nezaket kurallarına, yardımseverliğe ve sabırla her soruyu yanıtlayan personele yeniden kavuştu. Bu nitelikler nedense Hong Kong’da İngilizler döneminden günümüze devam eden beyaz eldivenli taksi şoförlerinin nezaketini anımsattı.

↔↔↔

Yeni hizmete giren taksiler de eski araba meydanında sırayla müşteri alıyor. Geçen gün, güneşin altında uzayıp giden otobüs kuyruğunda beklemekten yorulunca ilk taksi deneyimimizi yaptık. Galiba pandemi beni fazla ‘mızmız’ yaptı. Bizden önce taksi kullanmış olan annem son derece memnun kalmışken, şahsen aynı yorumu yapamayacağım. Kendimi oyuncak bir ‘matchbox’da gidiyormuşum gibi hissettim. En ufak bir taşın üstünde geçerken araba zıplıyordu. İyi ki gittiğimiz yönde viraj yoktu. Şoför çok nazik bir kadındı. Bu yine de kendimi güvende hissetmeme yetmedi. Çok gerekmedikçe bir daha kullanır mıyım emin değilim. Tabii bunun kişisel fikrim olduğunu vurgulamalıyım. Taksilerin en büyük avantajı 7/24 hizmet vermeleri…

↔↔↔

Büyükada’da hâlâ devam etmekte olan en büyük sorun, hafta sonlarında dışarıdan gelen kalabalık. Sokaklar yine çöp içinde, yine nefesler birbirine karışıyor. Yeni heves, otobüsle tur yapan ziyaretçiler tıkış tıkış yan yana oturuyor. Aynı anda caddede plastik çiçeklerle süslü kiralık bisikletlerle, dengesini bulamadığı için zig zag çizerek gitmeye çalışan acemi sürücüler, daracık yolda inatla aynı anda geçmek isteyen grayderler; plakalı akülüler, korsan akülü arabalar…

Her yenilik, ‘Alice Harikalar Diyarında’ yaşananlar gibi olmuyor. Bazen eskiyi de harmanlamak gerekiyor.

Köy statüsünden çıkıp, kasaba görünümüne dönüşen Adalar’da özellikle hafta sonu trafiğini düzene sokmak için bir zamanlar şehirde, dört yol ağızlarında, dış yüzlerinde ‘Puro-Fay’ reklamı olan silindirlerin içinde duran trafik polislerini tekrar devreye sokmak gerek. Bu kez de sokaklarda nal sesleri yerine polis düdüğünün metalik sesi yankılanacak. Hangisini tercih ederdiniz?

↔↔↔

Ağustos sonunda yazlık evlerini kapatıp şehre taşınan bir çoğunluk, havalar izin verdiğince ortamın daha sağlıklı olduğunu düşünerek, kalış sürelerini uzatıyorlar.

↔↔↔

65 yaş ve üstüne verilen değer giderek çoğalıyor. Meğer ne kıymetli bir nesilmişiz. Son olarak İstanbul Valiliğinden yapılan açıklamaya göre 65 yaş ve üzeri vatandaşlara nişan, düğün, nikâh gibi olayların katılımına izin verilmeyecek. Öte yandan aynı yaş grubu, çalışan anne/ babaların yükünü hafifletmek için, yeni düzen eğitim sistemi olan Zoom’u torunlarıyla birlikte uygulamayı öğrenecek. Tabii ki, sağlık için alınan önlemler tartışılmaz. Okulların açılması doğru mu, değil mi? Bu konuda dünya ülkeleri de aynı ikilem içinde. Eğitim açısından kayıp bir nesil yetişiyor diyemeyeceğim ama boşlukları kapatamayan çocuklar olacağı kesin.

 

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün