Artık akşamları vişnotka içilecek...

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
7 Ekim 2020 Çarşamba

Yıllardır yaz ayları boyunca, çoğunlukla ‘Büyükada’ içerikli yazılar yazdım. Her ne kadar İstanbul’un değişen yüzü, Adalar’a yansıdıysa, yaşantımın önemli bir bölümünü oluşturdu. Gerçi faytonların yerini elektrikli araçların almasını, Ada’nın dokusuna ters düştüğü için eleştirdiysem de, “İnsan nelere alışmıyor ki” deyip kabullendim. Yine de caddenin ortasında, ‘taksi’ diye seslenmek tuhafıma gidiyor. Kalkış noktası eski araba meydanı olan minibüs bekleme yerinde bir türlü sağlanamayan düzen, nahoş olayların habercisi…

↔↔↔

Güzel güzel geçinip giderken, COVID-19 yaşantımızı altüst etti. Dolayısıyla fayton muhabbeti yerini henüz çaresi bulunamayan virüse terk etti. Varsa, yoksa konu pandemi…

Olaya az da olsa, mizah katmazsak, aşırı derece korunma yöntemleri, ruhsal bozukluklara yol açacak.

Acaba bu kış COVID-19’lu bir yaşam nasıl olacak? Aklımdan geçenlerin bir listesini yaptım.

↔↔↔

Öncelikle pandemi açısından gerek Adalar gerekse Bodrum, Urla gibi yazlık yörelerden şehre dönmeyi geciktiren, hatta kışı oralarda geçirmeyi düşünen ailelerin sayısı çoğaldı. Doğalgazı yazlık evlere bağlatma çalışmaları hızlandı.

Eve dönük yaşamda, ‘tarihe karışmış’ mutfak ritüelleri tekrar önem kazandı. Biraz panikten, biraz da özentiden, onlarca kilo domatesten salça, turşu, buzluğa konulabilecek sebze stokları, şoklanan enginarlar, ekmek yapımı, hatta vişne likörü/vişnotka hazırlandı. Evet, bu kış akşamları ev yapımı vişnotka içilecek. 

Ya hafta sonları nasıl geçecek? Sinema, tiyatro, konser, hatta kimileri için restorana gidişler de olmayacak. Büyük olasılıkla altı-sekiz kişilik gruplar evlerde toplanacak. Misafir yemeği âdeti çoktan kalktığı için, belki bu sayede ‘catering’ olayı canlanacak.

↔↔↔

Kalabalık ortama girmemek için ertelenen check-up’lar, farklı düzenlemelerle yeniden hayata geçecek. Önerim, her türlü doktor, dişçi randevularının, havalar soğumadan, bir an önce alınması. Zira, muayenehane gibi mekanlarda açık tutulan pencereler, yağmurlar başladığında kapanmak zorunda kalacak.

Kıtalararası virüs iniş/çıkış oranları, Amerikan seçimlerinden de önemli olacak.

Online eğitim gören ilköğretim çağı çocuklarından, ileride ‘mucize kuşak’ diye söz edilecek.

‘Dört mevsim’ indirimler kimilerini üzerken, kimileri için fırsat olacak.

Maskeli yaşamdan ötürü, Zoom’dan, derin nefes alma yöntemleri için atölye çalışmaları revaçta olacak.

Çocuklarla yaşlılar hareketsizlikten enerji patlaması yaşarken, sandviç misali arada kalan ebeveynler vitamin dopingine başlayacak.

Umarım bu kış, 35-40-45-50 yaş gibi ivedi doğum günü kutlamalarına ara verilecek. ‘Yüz kişi, biz bize bir partiydi, ne olacak?’ gibi absürt yaklaşımlar yerini daha sağduyulu düşüncelere bırakacak.

Bu kışın yeni yaşam tarzı hayırlı ve sağlıklı olsun.

↔↔↔

Her yaz sonu, “İyi kışlar” temennisinde bulunulduğunda, “Sonbaharı atlamayın” diyen sadık bir Şalom okuru olan rahmetli Jinet Habib’i, bu vesileyle, sevgiyle anıyorum.

↔↔↔

Kurumuş yaprakların üstünde keyifle yürüyüş yapacağınız, güneşli bir sonbahar diliyorum. Mesafeyi korumayı unutmayın.

Not: Her votka ‘kaşer’ değildir

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün