Hafta sonu ritüellerimden biridir pazar gazetelerini okumak. Pazarları olduğum yerlerden biraz daha erken dönmek, biraz kendimi dinlemek, biraz kendime bakmak, biraz seyretmek, biraz okumak… Gazete sadece pazar günleri okunmaz tabii, ama pazar günleri gazete okumanın keyfi bir ayrıdır. Sevdiğiniz yazarlar olur, sevdiğiniz köşeler… Pazar dinginliğiyle, işe ve okula yetişme telaşı olmadan okuyabilirsiniz onları yatağınızda, koltuğunuzda, kahvenizle.
***
Geçtiğimiz pazar günü Türkiye’nin en aydın ve en güzel kalpli gazetecilerinden biri, Bekir Coşkun hayata veda etti. En sevdiğim gazetecilerden biriydi. Atatürkçüydü, hayvan severdi ve iyimserdi. Seneler önce köpeği Pako’nun ağzından yazdığı pazar yazılarını çok severdim. “Hoşt köpek” önyargısı ile büyüyen bir topluma, bir nebze de olsun hayvan sevgisi aşıladığına eminim. Çok sevdiği Pako’yu kaybettiğinde ne kadar ağladığını yazmıştı. Çok içtendi. Bir köpeği kaybetmenin verdiği acıyı anlayabilecek çok az insanın olduğu bir toplumda erkeklerin de ağladığını yazan, güzel bir insandı.
Hayvan hakları hakkında en çok yazı yazan, hayvan haklarını kollayan, öğreten, duyarlılık kazandıran gazeteciydi. Son yazısında bile hayvanların birer ‘can’ olarak hâlâ görülemediğinden bahsetti. Hayvan barınaklarını anlattı, barınakların halini, barınaklardan köpek sahiplenmenin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Hayvan hakları konusunda çok yavaş ilerleyen bir topluma, yazmaktan hiç yılmadı. Türkiye’de hayvan haklarının gayri resmi ve en güzel temsilcisiydi. Pazar günü çok sevdiği köpeği Pako’ya kavuştu. Eğer son yazısından sonra bir tane bile köpek barınaktan güzel bir eve kavuşmuşsa, ona en güzel hediye olmuştur, eminim.
***
Aydın bir adamdı Bekir Coşkun, Atatürk ilkelerine bağlıydı. Cumhuriyet’i, Atatürk’ü, laikliği hep yazılarına taşıdı. Tutarlı ve cesur bir gazeteciydi, hiçbir zaman hava durumuna göre kalemini oynatmadı. Son zamanlarda hastalığı yüzünden daha nadir yazılarına rastladıysam da, Atatürk’ü, Cumhuriyeti, kadın haklarını, insan haklarını, hayvan haklarını hep yazdı, hep öğretti. Kadınları hep yüceltti. Özgürlüğün, bağımsızlığın, hakların yanında oldu. COVID konusunda bile gerçekçi ama iyimserdi.
***
İnsanların siyaseti Twitter’dan, magazin haberlerini Instagram’dan takip ettiği bir dönemde, benim neslim belki de düzenli gazete okuyan son iki nesilden biri. İnsanların gittikçe politik olduğu bir dünyada, “Atatürk’ü sevmeyenleri sevmem” diyecek kadar cesur bir gazeteciyi okuma şansım olduğu için mutluyum. Atatürk’ün sadece bir insan değil, bir ideoloji, bir özgürlük, bir rejim olduğunu, bir özgürlük olduğunu her zaman yazdı. Sadece başarılı bir gazeteci değil, cesur ve güzel bir insandı. Işıklar içinde uyusun…
