Vayera - Fedakârlık

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı 1 yorum
4 Kasım 2020 Çarşamba

Tarifi imkânsız derecede zor bir olay. Bir fedakârlık öyküsü. ‘Akeda’ olayı, insan ile Tanrı arasındaki bağ hakkında son derece önemli bir anlatımdır. Bu aynı zamanda bir babanın çocuğu için ‘son söz sahibi’ olmadığının da bir göstergesidir. Tora’da yazılı olduğu gibi Tanrı Avraam’ı sınamıştır ve Avraam bu son derece zorlu sınavdan başarıyla çıkmıştır. Rabi Lord Jonathan Sacks, pagan toplumlara özgü bir emrin Avraam’a nasıl verildiğini sorgular. Neticede çocukları kurban etmek TaNaH’ta da yazıldığı gibi putperestlerin bir uygulamasıdır. Evet, açıklama yapanlar bunun bir fedakârlık sınavı olduğunu söylemektedir. Ama olay bu kadar basit değildir.

İlkçağlarda genellikle çocukların anne babanın yaşadığı günlerde pek bir hakkı yoktur. Çocuklar anne babanın malı gibi kabul edilir ve onlara her istedikleri yaptırılabilirdi. İlkel toplumlarda yaşları oldukça büyük çocukların hatta veliaht prenslerin Moav Kralı Meşa örneğinde olduğu gibi savaş tanrılarına kurban edildiği görülür. Ancak Yahudilik bu yaklaşımı reddeder. Çocuklar elbette anne ve babalarının değerlileridir ancak her şeyleriyle Tanrı’ya aittir. Çok uzun yıllar bekledikten sonra Yitshak’a kavuşan, bağlanan Avraam’ın bu emre koşulsuz itaati Tanrı emrinin her şeyin üzerinde tutulduğunun göstergesidir.

Fedakârlık ile ilgili son derece önemli bir motif daha burada yer alır. Tanrı Avraam’ı çağırdığında verdiği cevap son derece önemlidir. “İneni – Buradayım”. “Buradayım” ifadesi Avraam’ın ta kendisidir. Ne olursa olsun Tanrı iradesinin karşısında “Buradayım” diyebilen ilk kişidir. Bu bölümü Roş Aşana’da okurken biz de Tanrı’ya “Buradayım” diyoruz.

Toplum olarak da yaşadığımız olumlu veya olumlu olmayan her olayda bir arada bu ifadeyi kullanabilmek önemlidir. Tarihin her aşamasında saldırılara maruz kalan, ibadet yerleri bombalanan, kayıplar veren Yahudi toplumu her koşul ve şart altında “Buradayım” diyebilmelidir. Burada olabilmek bizleri uzaklaştırabileceğini zanneden fikirlere karşı kazanılmış bir zaferdir. Burada olabilmek bizleri kültürümüzden, inancımızdan, ibadetimizden hangi vasıta ile olursa olsun uzak tutmayı amaç edinenlerin yüzüne vurulan bir tokattır. Buradayım diyebilmek Tanrı’nın yolunu binlerce yıldır ilke edinenlerin bu uğurda Avraam gibi davranacaklarının koşulsuz bir ifadesidir.

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün