Her sene bu zamanlarda bir yeni yıl heyecanı, tatlı bir telaşı olur. Geçen 365 günün bir muhasebesi yapılır, doğrular - yanlışlar gözden geçirilir. Bir sonraki senenin yeni yıl kararları alınır. Gerçi birkaç gün içinde bu kararlar esnetilir, değiştirilir ve çoğu zaman tamamen unutulur ancak sonuçta önemli olan kendini değiştirme, yenileme duygusunun, daha iyiye ulaşmanın bu döneme genel anlamda damgasını vurması.
Umut ve daha güzel günlerin geleceği düşüncesi yine her yılın sonunda etrafımızı kaplar. Bu umut sokakların, evlerin, ağaçların ışıklara, renklere bürünmesiyle daha da artar. Büyülü birkaç gün geçiririz her yıl bu zamanlarda. Daha sonra hayatın yeniden tekdüzeliğine döneceğinin bilinciyle bu ışıltılı dünyaya kendimizi kaptırırız.
Bu sene farklı. 2020 yılı ağzımızda acı bir tat bıraktı. Birçoğumuz hastalıklarla, sağlık sorunlarıyla boğuştu ve hala uğraşıyor. Birçoğumuz yakınlarını, sevdiklerini kaybetti, yanında olamadı. 2020 bize üzüntü, keder, bilinmezlik ve huzursuzluğun en acı reçetesini bıraktı.
2020 aynı zamanda elimizdekilerin, saf mutlulukların, günlük rutinimizin, en basit, en doğal ve en olağan gördüğümüz, hep elimizin altında olmasına alıştığımız için değerini tam kavrayamadıklarımızın değerini gösterdi.
Ve çok özledik. Büyüklerimizle zaman geçirmeyi, aile ve arkadaş buluşmalarını, yeni doğan bir bebeği ziyaret etmeyi, komşulukları, paylaşmayı, sarılmayı, öpmeyi, destek olmak için sevdiklerimizin yanında olmayı, güzel ve üzücü olaylarda bir araya gelmeyi, sevdiklerimize karşı son görevimizi yapabilmeyi, bayramları hakkıyla kutlamayı, fiziki toplantıları, düğüne katılmayı, giyinip süslenmeyi, hep beraber dans etmeyi, gülmeyi, konsere, sinemaya, tiyatroya gitmeyi, amaçsızca sokakta yürümeyi, şehri, semtleri mekânları keşfetmeyi, günün keyfini çıkarmayı…
2020 biterken, yeni yıl için tek isteğim sağlık, huzur ve daha az endişe, daha az üzüntü. 2021 yılından beklentim ise net: Öncekine benzeme! Gelen gideni aratmasın diyerek hepinize sağlık dolu, neşe dolu bir yeni yıl diliyorum.