Diplomatik ilişkilerden savunma işbirliğine

Karel VALANSİ Köşe Yazısı
19 Ocak 2022 Çarşamba

Ortadoğu sürekli bir değişimin içerisinde. İstikrar, barış ve refah bu bölgenin geneli için en çok arzulanan şeylerin başında geliyor. Bölge daha çok savaşlarla ve çatışmalarla tanınıyor. Ancak tüm bu olumsuzlukların yanında, yeni bir ‘normal’ filizleniyor. Çok değil, iki-üç sene önce hayalimizi zorlayarak bile söylemeye çekineceğimiz yeni bir işbirliği gittikçe güçleniyor.

15 Eylül 2020’de Beyaz Saray’ın bahçesinde İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn arasında imzalanan İbrahim Anlaşmaları (Abraham Accords) kısa bir sürede Fas ve Sudan’ı da içine alarak genişlemişti. ABD, İsrail ve bu Arap ülkeleri arasındaki yatırım ve ticaret artarken, İran’a yönelik ortak tehdit algıları birliklerini güçlendiriyor.

Şimdiye kadar gizli yürütülen ilişkiler bu anlaşmalarla gün yüzüne çıkarılırken, başta BAE ile olmak üzere, İsrail’in bu ülkelerle olan ilişkisi giderek derinleşiyor. İlişkilerin sadece ekonomi alanında geliştiğini de düşünmemek lazım. Mısır ve Ürdün ile imzalanana ‘soğuk barış’ların yerine diplomatik bir hareketlilik, toplumsal bir yakınlaşma hatta ve hatta bir savunma işbirliği de gelişmekte.

Diplomatik ilişkilerin geliştiğini bu kadar kısa bir sürede, İsrail ile BAE ve Bahreyn’in karşılıklı olarak büyükelçileri ataması, elçiliklerin açılması, İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid'in BAE ziyareti, İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz’ın Fas ziyareti ve imzalanan güvenlik ve istihbarat anlaşmaları, kurulan farklı iş ve endüstri odaları, İsrail ile Ürdün arasında BAE aracılığıyla imzalanan su ve enerji anlaşmalarını örnek gösterebiliriz.

Bu sefer sadece hükümetler değil halklar da yaklaşıyor. Son iki yıldır Hanuka bayramı BAE’de meydanlarda kutlanıyor. Ülkede bir Yahudi cemaati gelişirken, İsrailli turistlerin seyahat rotasına bu ülkeler de eklendi. Arap turistlerin İsrail ziyaretleri ise artıyor. İsrail üniversitelerinde BAE öğrencilerine artık rastlamak mümkün. İsrailli basketçi Muhammed Abu Arisha da bir Fas takımında oynayacak.

Turizm konusunu sadece ilişkilerin normalleşmesinin getirdiği doğal bir gelişme olarak görmemek lazım. Unutmamak lazım ki, çok uzak olmayan bir geçmişte, bırakın Arap ve İsraillilerin birbirini ziyaret etmesini, pasaportunda İsrail damgası bulunanlar Arap ülkelerine giremiyorlardı. İsrail giriş damgasını bir kağıt üzerine basıyor ya da ziyaretçiler iki pasaport sahibi olmak zorunda kalıyordu.

Oluşturulan bu momentum Arap toplumlarının İsrail’e bakışını da etkiliyor. 1967, 1973 savaşlarını yaşamamış olan Arap gençleri İsrail’i bölgenin bir gerçeği olarak kabul ediyorlar. Bu da önceki kuşak politikacıların “her sorunun nedeni Siyonistler” tezinin gittikçe daha az alıcısı olması sonucunu doğuruyor. Gençler İsrail ile işbirliğini ideolojik pencereden çok ekonominin, ülkenin gelişmesi olarak algılıyor. Sosyal medyada ise İbrahim Anlaşmasıyla birlikte Arap kullanıcılar İsrail ile ilgili olumlu düşüncelerini -bir tabu olmaktan çıktığı için- daha açık bir şekilde paylaşabiliyorlar. İsrail’i ziyaret ederek gezdikleri yerleri ve tecrübelerini aktarıyorlar.

Diplomatik ve toplumsal ilişkilerin yanında güvenlik ilişkileri de gelişiyor. Nisan 2021’de İsrail ve BAE hava kuvvetleri ilk kez birlikte Yunanistan’daki Iniochos hava tatbikatına katıldılar. Olası savaş senaryolarına karşı katılımcı ülkelerin işbirliği ve birlikte çalışmaları hedefleniyor bu tür tatbikatlarda. Hemen ardından Ekim 2021’de BAE Hava Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral İbrahim Nasır Muhammed Al-Alawi, Mavi Bayrak tatbikatını izlemek için İsrail'i ziyaret etti. Ziyaret sonrası İsrail Hava Kuvvetleri Başkanı Amir Lazar iki ülkenin bir gün İran’a karşı beraber çalışabileceklerini belirtti. Bu da savunma ilişkilerinin nasıl bir ivme kazandığını göstermesi açısından önemli.

Aynı şekilde, İran’ın Hürmüz Boğazını kapatma tehdidi ve Basra Körfezindeki güç projeksiyonuna cevap niteliğinde bir çok tatbikat gerçekleştirdi ABD ve İsrail. Ancak Kasım 2021’de gerçekleşen ve BAE ve Bahreyn’in de katıldığı Akabe Körfezi'ndeki ortak deniz tatbikatı İran tehdidine karşı Körfez-ABD-İsrail işbirliğini net olarak gösterdi.

ABD’deki başkan değişikliğinden sonra Biden’ın Trump kadar yoğun bu konuya öncelik vermediği söylenebilir. Ancak bu, BAE’nin öncülüğündeki normalleşmenin devam etmediği anlamına gelmiyor. İbrahim Anlaşmaları artık Jared Kushner ve Donald Trump’ın öncülüğünden imzacılarının himayesine geçmiş durumda.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün