Hafta arası sabah ondan bire kadar çıkış, hafta sonları evde, yılbaşı tatilinde ise üç buçuk gün kapalı kalınca, doğrusu iyice daraldım. Pazartesi sabahı ok yaydan çıkmışçasına sokağa fırladım.
Kurallara uymaya sonuna kadar saygılıyım. Diğer yandan her ülkenin, halkının anlayacağı türde önlemler alması gerektiğini düşünüyorum. Hafta sonlarında marketler, pastaneler, fırınlar açık olduğu sürece, zaten yan yollar bulup yasakları delmekte son derece başarılı olan insanlarımızı evde tutmak kesinlikle mümkün olmayacak. Cumartesi günü pencereden baktığımda, eline market poşeti almış, sözde alışverişe gidercesine kaldırımlarda yürüyenlerin sayısı hiç de az değildi.
Hafta sonlarını yazlık mekânlarında geçirenler de var. Duyduklarımıza göre, Adalar’da nüfus oranı uzun yıllardan beri ilk kez hayli artış göstermiş. Evlerinde doğalgaz olmayanlar bile Ufo’larla idare ediyor. Gidebilenler için akıllıca bir seçenek.
Hava soğuk ve yağmurlu olduğu sürece evde kalmak bir nebze daha kolay. Bozulan düzenle birlikte, iklim de şaşırdı. Kışın ortasında bahar havası yaşanıyor. Bu gidişle eldiven kullanmayacağımız bir mevsim geçireceğiz.
***
COVID-19, en çok gençlerle yaşlılar için kayıp bir yıla neden oldu. Arada kalan yaş grubunu zorlayan en büyük etken virüse yakalanma endişesiydi. ‘Zaman’ günümüzün en değerli kavramlarından biri. Yaşlılar belki gerektiği kadar temiz hava solumadılar. Ancak sosyalleşememek, onları herkesten çok etkiledi, hatta çökertti.
Bu arada kapanan birçok dükkândaki, kiralık/satılık ibareleri insanın içini acıtırken, yeni açılan kuyumcu, gözlükçü ve kuaför enflasyonu karşısında şaşırıyorum. Ekonomik şartların herkesi zorladığı bir dönemde bu iş yerlerinin nasıl kâr edecekleri de bir muamma.
***
Sonbaharda vaktimi değerlendirmek için, ne zamandır çeki düzen vermediğim çekmeceleri boşaltıp, doktor raporlarından, resmi belgelere varıncaya dek, hepsini inci gibi dizdim. Feng shui yöntemini de uygulayarak, eşyalar arasında enerji akışı olsun diye lazım olmayan birçok eşyayı gerekli yerlere hibe ettim.
Gerek üzüntülü, gerekse sevinçli olaylar yaşandığında, inancınız doğrultusunda ‘kapara’ yapıyorsanız sıra dışı dönemlerde de zor durumlarda olanları düşünüp harekete geçmek, büyük aileye nefes aldıracaktır. Aslında inançtan ziyade, insancıl davranmak, şimdilerde gerekeni, gerekli yerlere yönlendirmek, kişiye iç huzuru verecektir.
***
Düzenlediğim çekmeceler, dört ay sonra yeniden alt üst oldu. COVID-19 süresince, bozulan sadece çekmeceler değildi. Çok değerli uyku düzenim de mahvoldu. Yıllardır sekiz saat deliksiz uyuduğum günler geride kaldı. Umarım tekrar geri gelirler. Sabahın ikisinde, üçünde gözlerim fal taşı gibi açık. Ana öğünler yerini sıklaşan ara öğünlere bırakınca, ayakta olduğum sürece su ısıtıcısının düğmesi ile buzdolabının kapısı sayısız defalar açılıp kapanıyor. En kötüsü ise kitap okuma hızımın yavaşlaması. Bu olumsuzlukların bana özgü olduğunu zannederken, arkadaşlarla yaptığımız telefon sohbetlerinde, çoğu kişinin benzer olayları deneyimlediğini fark ettim.
“Sürekli şikâyet edersen, kimse ziyaretine gelmez” derdi anneannem. Gerçi şu aralar ziyaret söz konusu değil ama iyi haber ise pandemi süresince edindiğim en hayırlı alışkanlık, her gün vitrinlere bakmaksızın yaptığım düzenli yürüyüşler.
***
COVID-19 tekerlemesi yapılırken şimdilerde tartışılan en önemli konu, aşı. Çoğunluk aşı türlerinin bilimsel (!) sohbetini yaparken, kimileri ise “Kesinlikle yaptırmam” diyor.
İyisi mi aklınızı biraz daha karıştırayım. 10 Ocak Pazar günü İTF (İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi) Dekanı Prof. Dr. Tükek’in moderatörlüğünde, saat 14.00 - 17.00 arasında, konusunda uzman beş tıp insanıyla, ‘Aşı Hakkında Bilmek İstediğiniz Her Şey’ anlatılacak. Canlı yayın linki: www.doktorclub.com/asi.
Sağlıkla kalın…