Trump'ın yapabilecekleri korkutucu ama belliydi

Alber NASİ Köşe Yazısı
13 Ocak 2021 Çarşamba

Eylül ayının başında yazdığım yazıda, ABD’nin yeni başkanının yemin törenine kadar geçecek olan sürecin sürprizlerle dolu ve sorunlu olabileceğini belirtmiştim. Bu öngörüye temel olan sebep ise Donald Trump’ın karakteriydi.

Trump’ın seçimlerin gerek öncesinde, gerekse sonrasında takındığı tavır, sürecin gergin geçeceğini zaten gösteriyordu. Trump da bu konuda beni şaşırtmadı. Trump’ın sağduyulu, demokrat yapıda bir insan olmadığı zaten biliniyordu, bir kez daha bu özelliği görüldü.

Geçtiğimiz hafta Georgia Senato seçimlerinin hemen ardından ve Joe Biden’ın başkanlığının Senato tarafından kabul oylamasından hemen önce yaşananlar demokrasinin beşiği olma iddiasında olan bir ülke için oldukça hazin ve yüz kızartıcıydı.

Donald Trump’ın göstericileri azmettirmesi bu kişinin aslında ne kadar aşırıya gidebileceğinin de bir göstergesi. ABD’de sistem kendini korudu ve başkan olmasına rağmen Trump’ın geri adım atmasını sağladı. Sistem kendini koruyacak kurum ve yasalara sahip olmasaydı büyük ihtimal şu günlerde hem ABD hem de dünya şu anda bambaşka bir kaosun içinde olurdu.

Donald Trump geri adım atmış olsa da, 20 Ocak’a kadar ne yapacağı belli olmaz. Bunu belirtmem gerek. Kendi yetki sınırları içerisinde elinden gelen her şeyi yapma potansiyeli var. Kendi partisi Cumhuriyetçi Parti tarafından bile dışlanan Donald Trump’ın gelecek günlerde bir başka parti kurarak ABD siyasetinde kalmaya çalışması bile olası. Geçmişte Demokrat Parti’yi destekleyen ancak ABD Başkanlığına Cumhuriyetçi Parti’den aday olup kazanan Trump’ın gerçekte bir ideolojiyi veya bir düşünceyi desteklemediğini söylemek pek de zor değil. Onun için önemli olan güç.

Georgia seçimleri Demokratların hem Senato’da, hem Temsilciler Meclisinde, hem de Beyaz Saray’da tam kontrolü ele geçirmesi açısından oldukça önemliydi. 20 Ocak’ta daha fazla terslik çıkmazsa Joe Biden, ABD’nin 46. başkanı olarak tasarılarını çok daha hızlı kabul ettirecek ve politikalarını çok daha rahat uygulayabilecek.

Biden’ın Trump ve Cumhuriyetçilerin aksine çevreci politikalara yöneleceğine ve bu bağlamda ABD bütçesini şu ana kadar görülmemiş boyutlarda büyüteceği biliniyor. Biden’ın COVID-19 salgının yarattığı ekonomik çöküntünün etkilerini yok etmek için 5,5 trilyon dolara varan yardım paketleri açıklayacağı da söyleniyor. Biden’ın Senato ve Temsilciler Meclisinin desteğiyle bütün bunları daha rahat yapması son derece olası. Hazine Bakanlığına FED eski Başkanı Janet Yellen’in gelmesi halinde ise, bütün bu planlarını enflasyon veya ekonomik türbülans yaratmadan yapması da son derece muhtemel.  

ABD’den pandemiye geçecek olursak, aşıların bulunmuş olmasıyla kamuoyu bir nebze rahatlatılmış olsa da, COVID-19 vakaları her geçen gün yeni rekorlara koşuyor. Ekonomiler özellikle Avrupa’dakiler, son derece sınırlı çalışıyor. Dünyanın her yerinde binlerce işletme iflas etmiş durumda. Vakalar eskisi kadar öldürücü değil ancak dünyanın dört bir yanından mutasyona uğramış virüs haberleri geliyor. Önümüzdeki altı ay boyunca COVID-19 en önemli gündem maddesi olmaya devam edecek. Ancak 2021’in ikinci yarısında gündem bambaşka bir konuya odaklanacak

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün