“Yeni bir şey söyle bari” dediğinizi duyar gibiyim.
Hayır, COVID-19’dan veya Çin aşısından bahsedecek değilim. Bir yıldan beri yüzlerce profesör -ilgili olsun olmasın- zaten bu konuda konuşuyor. Hele aşı meselesi ortaya çıkınca iş futbol takımı taraftarlığına döndü. Adeta bir lig oluştu.
Pfizer-Biontech’çiler, Astra-Zeneca’cılar, Moderna’cılar, Sputnik’çiler ve bizim Sinovac’çılar. Dünyanın hangi TV kanalını açsanız mutlaka kendi ülkelerinin imal veya ithaline karar verdikleri aşıyı savunuyorlar.
Bizde ise Çin aşısı taraftarları ile karşıtları kıyasıya vuruşuyor. Aklım iyice karıştı. Kulunuza göre, bilenler susuyor, bilmeyenler konuşuyor.
Kararım mart sonuna kadar beklemek ve imkân nispetinde tedbirli davranmak.
Peki, Çinlilerin hal-i pür melali nicedir?
Şimdi esas konuya giriyorum.
Şu anda Çinlilerin en önemli dertlerinden biri Ferrari’nin fiyatlarıdır. ABD ve AB de Ferrari 512 Berlinatta’ya takriben 300 bin dolar ödeniyorsa, Çin’de 810 bin dolar isteniyor. Halk isyanda, hükümetin vergileri düşürmesini isterler. Hükümet de inadına düşürmüyor. Nedeni ise, imal edecekleri yerli ve millî bir Hongqi S9 tipi araba var. Fiyatı da takriben 1,5 milyon dolar. Özetle onun yanında Ferrari bedava kalıyor, daha ne istiyorsunuz demeye getiriyor (lütfen başlıktaki sol fotoğrafa bakınız).
Peki, sokaktaki Çin vatandaşı hangi arabaya biniyor? Garibim, ne yapsın o da Volkswagen Lavida Plus modeli arabaya mahkûm (lütfen şimdi sağdaki fotoğrafa bakınız). Onun da fiyatı takriben 25 bin dolar…(ful aksesuarlı veya Türkçesi ile tam donanımlı).
Anlaşılacağı üzere gelir dağılımı korkunç dengesiz… Nerede o güzelim Mao günleri…
Gündemlerini meşgul eden diğer bir konu yine otomotiv ile ilgili… Havasız, araba motosiklet ve bisiklet lastikleri. Üretim ve satışta dünya birinciliğini hedefliyorlar. Bu gidişle ABD’nin bazı fabrikalarının kapatılmasına sebep olacaklar… Bu havasız lastikler, özellikle engebeli yollarda, havalı lastiklerin patlama riskinin bulunduğu yerlerde, inşaat iş makinelerinde, çok daha iyi randıman veriyorlar. Tek mahzurları sarsıntıları, havalılar kadar indiremiyorlar. Ancak yakında bunun da çaresini bulacaklar (lütfen alttaki resme bakınız)1.
Çin gazete ve TV’lerinde tartışılan diğer önemli konu meşhur FAST teleskopları. Hatırlayacağınız üzere alanı nerdeyse 30 futbol sağasından büyük olan bu teleskoptan, daha inşa halinde iken, 13 Ocak 2016 tarihli yazımda bahsetmiştim2. Halen dünyanın en büyük teleskopu.
2016 sonunda faaliyete geçti, ancak ilk seneler tam olarak istenilen neticeler alınamadı. Son zamanlarda bu muazzam tesise Çin dışından da astronomi uzmanları davet edilmeye ve derin, çok derin uzayı araştırmak için muhtelif komisyonlar kuruldu.
Bu komisyonlardan biri, esasen gündemdeki sıcak madde de budur, uzayda bizim gibi veya bize benzeyen varlıkların bulunup bulunmadığını tespit etmek için uzayı tarayıp duruyor. Eğer var ise onlar buraya nasıl gelebilirler veya biz onlara gidebilir miyiz? Şaka gibi, değil mi? Ama konu çok ciddî.
Örnek olarak, Harvard Üniversitesi Astronomi Kürsüsü başkanı İsrailli Profesör Avi Loeb’in 26 Ocak 2021 yayınlanacak The First Sign of Intelligent Life Beyond Earth adlı kitabını göstermek isterim3. Prof. Loeb uzayda zeki varlıkların bulunduğundan emin ve yakında bunun ispatlanacağını da iddia ediyor.
Çinliler de bu konuda da geri kalmak istemiyor. Uzaylıları ilk biz misafir edeceğiz diyorlar. Ağırlama masrafları da bizden diye ilave ediyorlar…
Özetle oralarda COVID gündemde değil.
Ama ara sıra bahsediyorlar; son zamanlarda bir dondurma fabrikasının ürettiği mallarda korona virüsü bulunmuş. Onun da çözümünü arıyorlar.
Bizlerin de artık bu COVID stresini gündemden bir an evvel düşürüp normal hayatımıza bir an evvel dönme dileğiyle, Miladi 2021 yılının herkese mutluluk getirmesini temenni ederim.
---
1 Okul arkadaşım Murat Levaton havasız lastiklerle ilgili videoyu gönderince, bundan bahsetmesem olmazdı. “Un grand merci, Levaton!”
2 Bu Resim de Neyin Nesi başlıklı yazıda bu projenin insanüstü bir yaratıcılık örneği olduğunu belirtmeye çalışmıştım.
3 Dünyanın Ötesindeki Zeki Yaşamın İlk Emaresi. Bu kitapla ilgili haberi bana ileten dostum Joseph Tarı’ya teşekkürlerimle.