İnsanın empati yapması bazen zordur. Eğer gerçekten yaşamadığınız bir konuda karşınızdakini anlamaya çalışıp empati yapma gayretine girerseniz dahi, tam olarak anlamanız mümkün olmaz. Ancak ‘Taklit Empati’ geliştirirsiniz. Oysa yaşadığınız bir şeyi bir başkası da yaşayınca, onunla empati kurmanız ‘Eksiksiz Empati’ kurmanıza yardımcı olur.
Küresel travmaların en büyüğü hiç şüphesiz ki Holokost’tur. Holokost, yaşamayanlar için empati yapması çok zor bir kavramdır. Bu nedenle sanat ve edebiyat birçok kavramı anlamamız için bize yardımcı olur, yol gösterir, empati yapma becerimizi artırır. Taklit Empati de olsa, Eksiksiz Empati de olsa, empati sürecine girmeniz sağlıklıdır. Çünkü karşımızdakini anlamaya çalışma sürecini başlatır ve bu olumlu bir adımdır. Anlamayı kolaylaştırır, bizi sorunun ve çatışmanın değil, çözümün parçası yapar. Asıl olan ise bizi insan yapmasıdır. Empati, bizi öz insan yapar.
***
Bir sabah uyanıyorsunuz, çocukluğunuzu yaşadığınız sokağınız, caddeniz, kentiniz, komşularınız, esnaf, topyekûn size karşı zulüm peşinde; canınıza ve malınıza hatta anılarınıza ve hayallerinize kast ediyor. Bir sabah uyanıyorsunuz okulunuzda, işinizde, arkadaş çevrenizde hatta hayatınız boyunca yürüdüğünüz sokaklarda, mağazalarda ayrıştırılıyorsunuz. Bir sabah uyanıyorsunuz, vergisini ödediğiniz, okullarında okuduğunuz, geçmiş ve gelecekle ilgili kader birliği yaptığınız, geleceğini hayal ettiğiniz ülkenizi yönetenler radyolarda öldürülebileceğinizi normalleştiren anonslar yapıyor. Sıcacık yuvanızda, sıcacık yatağınızdan böylesi feci bir sabaha uyandıysanız, muhtemelen takvimler 10 Kasım 1938 sabahını gösteriyordur. 9 Kasım’ı ertesi güne bağlayan gece -bunu kendi çıkarları ve ideolojik sapkınlıkları nedeniyle inkar etmeye çalışan tüm kötü niyetlilere rağmen- artık herkes tarafından bilindiği gibi, ‘Kristal Gece’ olarak anılan, tarihin en karanlık gecelerinden biridir. Kristal Gece, 20. yüzyılda insanlığın, apansız bin yıllar öncesindeki barbarlığa döndüğü gecedir. Hatta barbarlığın nedenleri, insanlığın barbar dönemlerinden dahi daha fecidir. Çünkü yıllarca sürecek ve başta devlet gücüyle programlı bir şekilde, yedi milyon Yahudi’nin ve savaş yüzünde milyonlarca insanın ölümüne neden olacak bu barbarlığın nedeni, farklı inançtan olma ve farklı bir ırktan gelmiş olmaktır. Bu nedenle Kristal Gece ile dönüşülen barbarlık, binlerce yıl önceki barbarlıklar ve cahiliye döneminden de fecidir.
***
Yahudiler, sadece öldürülmedi. Hatıralarımıza en büyük küresel travma olarak yerleşen ve insanlık tarihi boyunca unutulmayacak, unutturulmayacak feci şekillerde, nefretin, ırkçılığın, sapkınlığın hedefi haline getirilerek öldürüldüler. En çok da bu nedenle yaşananlar, bilinen tüm soykırımlardan farklı bir şekilde, gelmiş geçmiş en büyük soykırımı ve faciayı anlatabilmek için “Holokost” kavramı ile ifadelendirilir.
Bu devasa nedenler ışığında, süreci bilmek ve öğrenmek, anlamak için önemli bir adımdır. Dünya üzerinde Holokost belki ilk kez yaşanmıştır ama bunun son olacağını ne yazık ki kimse garanti edemez. Bugün küresel ölçekte neo-Nazi ve benzeri faşist organizasyonların varlığı, saldırganlığı, hâlâ süregelen antisemit bakış açıları, hâlâ daha ırkçılığın tırmanışına tanık oluşumuz, olası yeni Holokost’ları gündemde tutmaktadır. Son ırkçı, son faşist, son neo-Nazi, son antisemit tükenmeden Denazifikasyon tamamlanmış olmaz.
Bugün 27 Ocak Holokost’u Anma Günü. Hatırlatmak, unutulmamasını sağlamak için önemli ve özel bir gün. İnsanlığın insanlığından kopuşunu yeniden hatırlayarak, gelecekten gelen olası tehlikelere karşı bilincin artırılması günü. İnsanı kayıplarımızın, insanlık kayıplarımızın anma günü.
Her bir insan, kalbindeki insanlığa güvenmekle yetinmemeli. Geçişin bu en acı
deneyiminin tekrarlanmaması için, sıcak tutulması ve anlaşılması yönünde gayret etmelidir. Tüm can kayıpları, canımızdan giden kayıplarımızdır.
***
Politik psikolojinin dehası olarak kabul edilen, beş kez Nobel Ödülü’ne aday gösterilen ilk ve tek Türk olan, dünyaca ünlü psikanalist Prof. Dr. Vamık Cemal Volkan’ın “Acı parmak izlerimiz gibidir, her birimizde farklı yaşanır” sözlerinden edinilecek özellikle Holokost konusunda önemli bir tecrübe vardır. O da, acıyı anlamak için insanlığımızı kullanarak gayret etmemiz gerektiğidir. Bu gayret insan oluşumuzun ve vicdanımızın bir parçasıdır.
Holokost sürecinde, başta Yahudi kardeşlerim olmak üzere, tüm kayıplarımızı bu vesile ile saygı ile anıyorum.
Hatırlıyorum ve unutturmayacağım.