İsviçre'deki Holokost Kurtulanları ve COVID-19

Umut UZER Köşe Yazısı
27 Ocak 2021 Çarşamba

Her ne kadar İsviçre tarafsız bir ülke olarak II. Dünya Savaşına katılmamış olsa da, günümüzde İsviçre’de 450 civarında Holokost kurtulanı yaşıyor ve bunlardan 110’u maddi zorluklar ile karşı karşıya. Bu kişiler savaş döneminde, Almanya’dan veya Nazi Almanya’sının işgali altındaki Doğu Avrupa ülkelerinden İsviçre’ye iltica eden elli bin mülteciden geriye kalanlar.   

Ancak izolasyon sebebiyle, hepsinde olmasa da bazılarında Nazi dönemiyle ilgili anılar canlanmakta ve zaman-mekan perspektifi yok olup tekrar Nazilerin geri geldiğine dair korkuların devreye girmesi sonucu psikolojik sorunlar artmakta. 

Zürih merkezli Gamaraal Vakfının Başkanı Anita Winter’ın ailesi de Holokost kurtulanı ve bu tarihi mirastan dolayı Holokost kurtulanları için yardımlar organize ediyor. Vakıf kurtulanlar için özel bir telefon hattı açıp, bu arayanlara psikolojik destek verdiği gibi, ihtiyacı olanlara yiyecek ve ilaç yardımını kırk civarında gönüllü aracılığıyla yapıyor.

Bütün bu yardımların dışında vakıf kurtulanlarla birçok mülakatlar gerçekleştiriyor. Bu yapılan mülakatlar gösteriyor ki son dönemlerde pandemi sebebiyle Holokost kurtulanları anılarını anlatmaya daha fazla istekliler. Kurtulanlardan biri, II. Dünya Savaşı ile pandemiyi kıyaslayıp, savaş döneminde kimin düşman olduğunun görünür olduğunu ancak günümüzde kimin virüs taşıdığı bilinmediği için herkesin ‘düşman’ olabileceği için bu dönemi daha ürkütücü bulduğunu ifade ediyor. Ancak çoğu Holokost kurtulanına göre II. Dünya Savaşında yaşananlar ile COVID sorunu kıyaslanamaz çünkü savaş döneminde dikkat edilse bile yüksek bir öldürülme ihtimali mevcuttu, halbuki günümüzde sağlık kurallarına uyulursa hayatta kalma ihtimali çok daha yüksek.

Görüşmelerde böyle ilginç ifadeler çıkmakla beraber İsviçre sağlık sistemine karşı da ciddi eleştiriler ifade edilmekte. Bir Holokost kurtulanına göre bu ülkede yaşlılara yeterli hizmet verilmiyor ve çeşitli sebeplerden dolayı yoğun bakımda yatmaları sınırlandırılıyor.

Öbür taraftan, gönüllüler açısından Holokost kurtulanları ile doğrudan irtibatta olmanın oldukça öğretici olduğu, programa katılan gençler tarafından ifade ediliyor. Bunun da doğrudan iletişimin insanlar arasında ne kadar önemli olduğunun bir kanıtı olduğuna şüphe yok.

Bütün bu zorlukların dışında koronavirüs, İsviçre’de antisemitizmi artırmış durumda çünkü zaten hiçbir zaman kaybolmayan bu düşünce kriz dönemlerinde daha fazla günah keçisi arıyor. Bu ülkede her ne kadar şiddet olayları pek yaşanmıyorsa da yapılan gösterilerde pandemi kısıtlamalarını Nazilerin politikalarıyla kıyaslayan göstericiler ortaya çıktı. 2017 yılında İsviçre’nin dağlık bölgesindeki bir otelde özellikle “Yahudi konukların” havuza girmeden önce duş almaları gerektiğine dair yapılan yazılı uyarı veya araştırmalara göre bu ülkede antisemit düşüncelerin oldukça yaygın olduğu dikkate alınırsa, bu barışçıl ülkede de Yahudilere karşı nefret söyleminden doğan belli tehlikelerin var olduğu söylenebilir. Bu açıdan bakıldığında Gamaraal Vakfının kurtulanlara doğrudan yardım yapmak dışında, Holokost hakkında akademisyenlerle işbirliği içinde sergiler düzenlemesi ve dersler hazırlanmasına önayak olması daha önem kazanıyor.      

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün