Biden geçtiğimiz hafta yemin ederek görevine başladı. Gerek Trump, gerek Obama döneminde, Amerikan başkan figürü hep en ön planda olurdu. Biden’ın başkanlık döneminde konulara göre farklı isimlerin ön plana çıkması son derece olası. Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in selefi Mike Pence’ten çok daha faal olması şaşırtıcı olmayacaktır. Aynı şekilde hazine bakanı olması beklenen FED eski Başkanı Janet Yellen da dikkatle izlenecek bir isim.
Hatırlanacağı üzere Trump’ın başkanlığının ilk iki senesinde FED Başkanlığı yapan ve Trump’ın siyasi baskılarına rağmen faiz arttıran Yellen, görevi sırasında son derece güvenilir açıklamalarda bulunmuş ve kamuoyunun desteğini almıştı. Biden’ın yemin edip göreve başlamasının hemen ardından yaptığı açıklamada Yellen, ekonominin yeniden inşa edilmesi gerektiğini söyledi. Önceki görevi itibariyle gerek ekonomiyi, gerek hazineyi son derece iyi bilen Yellen’ın ‘düzeltmek’ terimi yerine ‘yeniden inşa etmek’ terimini kullanması son derece önemli bir ayrıntı. Yellen ve yeni Amerikan yönetimi, mevcut sistemin aslında sürdürülemez olduğunun farkında.
Demokratların hem Senato’da hem de Temsilciler Meclisinde çoğunluğa sahip olması Biden’ın elini oldukça kuvvetlendiriyor. Özellikle borç tavanı krizi, bütçe krizi gibi anlamsız konularla vakit kaybetmeyecek olması, Biden’ın çok daha etkin politikalar yürütmesini mümkün kılacak.
ABD kendi ekonomisini yeniden inşa ederken dünyayı da yeniden şekillendireceğe benzer. Biden’ın ABD ile Çin arasındaki ilişkileri düzeltirken, Çin’i ABD’nin istediği çizgiye çekmesi de olası. Trump döneminde Çin, ticaret savaşlarından bağımsız olarak Güney Çin Denizinde kıta sahanlığını arttırmak amacıyla yapay adalar inşa etmiş, ayrıca özerk olan Hong Kong’a kendi istediği kanunları dayatarak müdahale etmişti. Biden, Trump kadar sert bir üslupla olmasa da, bu konularda Çin ile anlaşmazlık yaşamaya ve Pekin’e yüklenmeye devam edecektir. Çin’in yanı sıra Biden’ın Rusya’ya çok daha katı yaptırımlar uygulaması olası. Neticede kimse Kırım’ın ilhakı olayını unutmadı.
Bu sırada Rusya’da muhalefetin sesi çok daha fazla gür çıkmaya başladı. Çin’in Wuhan bölgesinden çıktığı kesinleşen koronavirüsün laboratuvardan sızdığı da ısrarla gündemde tutuluyor. Virüsün doğal yollarla oluşmadığı ispat edilirse, Çin’e karşı trilyonlarca dolarlık tazminat davaları gündeme gelebilir veya Çin, sıfır veya negatif faizli süresiz bonolar almaya zorlanabilir. Süresiz bonolar normal bonolar gibi işlem gören ancak vadesi sonsuz olan bonolardır. Bonoyu veren kurumlar sadece üzerinde kayıtlı faizi öderler, geri almak gibi mükellefiyetleri yoktur.
Biden yönetiminin elinde ABD’yi ve dünyayı ayağa kaldıracak enstrüman ve kadrolar varken belki de önündeki en önemli engel koronavirüs olacak. Koronavirüse karşı geliştirilen ve yapılmaya başlanan aşılara rağmen virüs, hız kesmeden yayılmaya ve ne yazık ki can almaya devam ediyor. Normal bir aşının araştırma, geliştirme, test ve onay aşamaları iki hatta üç sene sürerken, koronavirüs aşılarının bir sene dolmadan uygulanmaya başlanması beraberinde birçok soru işaretlerini de getiriyor. Halihazırda aşıların ne zaman etkinlik kazanacağı da belli değil. Tek doz aşının korumaktan çok uzak olduğu da gelen bilgiler arasında.
Kısıtlamalar ve aşılar istenen sonuçları vermekten oldukça uzak. Havayı virüssüz hale getirmek ise halen yeterince insanın aklına gelmiyor…