Türkiye Süper Liginde pazartesi günü oynanan maçlarla sezonun normal süresinin yarısını tamamlamış bulunduk. Bu sene bir istisna olarak 21 takımla oynana Süper Lig, gelecek sezondan itibaren 20 takımla devam edecek. 20. hafta itibariyle oluşan puan durumunda ilk üç sıra şu şekilde: Beşiktaş (44P), Fenerbahçe (42P), Galatasaray (39P). Gelin biraz ligin ilk yarısını değerlendirelim.
Ligin ilk iki haftasında Galatasaray büyük bir rüzgar yakalamış, transfer sezonunu çok kısır geçirmesine rağmen lige müthiş bir oyunla ikide iki yaparak başlamıştı. Transfer sezonunun tartışmasız lideri Fenerbahçe, ilk haftalarda yepyeni bir takım da olmasının etkisiyle kendi oyununu bulmakta zorlandı ve ilk süreçte Erol Bulut’la vasat bir not aldı. Beşiktaş ise eleştirilerin odağı oldu ve bekleneni karşılayamadı. Haftalar ilerlerken, her zaman olduğu gibi hemen hemen her maçta hakemler konuşulmaya devam etti. Bu yarının hakem performansını tek bir kelimeyle özetlemek gerekseydi bu kelime tartışmasız “standartsız” olurdu.
ALANYA VE SUMUDİCA
Herkes gözünü üç büyüklere dikmişken 4. haftadan 14. haftaya kadar geçen süreçte ligin lideri -geçen seneye de damgasını vuran- Alanyaspor’du. Genç hoca Çağdaş Atan’ın öğrencileri topa adeta aç kurtlar gibi hükmetmeyi başarıp rakiplerinin başını döndürdü. Fakat sürekli aynı oyunu oynatan Atan’ın da taktiği 15-16. haftalarda çözüldü ve rakipleri baskı yapmak yerine topu Alanya’ya bırakarak, Alanya’yı kendi sahalarında karşıladılar.
Ve tabii ki Marius Sumudica... Lige Gaziantep ekibinin hocası olarak başlayan Rumen Hoca, oynattığı oyundan çok verdiği demeçlerle gündemde kaldı. Sumudica adeta Türkiye Liginin ‘bug’ını buldu. Biliyorsunuz, burada daha başarılı olan değil, daha farklı olan konuşulur. Sumudica da bunu görmüş, maçların sonunda şahin işaretleri, çifte telli oynamaları ve öğrencilerine çektiği fırçalarla gündem olmuştu. Tabii oynattığı oyunu da unutamayız, Gaziantep ekibi uzun süre mağlup olmayan tek takımdı. Sumudica, bir süre sonra yönetimle arasını açtı ve ligin başka bir kulübü Çaykur Rizespor’la el sıkıştı. Bir nevi Türkiye’nin devir daim hocaları arasına katıldı. Şimdiden Sumudica’nın hayatı boyunca işsiz kalmayacağı bir geleceği oldu! Bizi çok iyi çözdü.
İLK YARININ SÜRPRİZİ VE HAYAL KIRIKLIĞI
Bana kalırsa bu yarının iki sürprizi var. İlki 200 bin Euro gibi neredeyse bedavaya alınan Boupendza’nın Hatayspor’da leblebi çekirdek gibi gol atması ve gol kralı olması. Hatayspor 2. Ligden geldi ve şu an altıncı sırada. Diğer Anadolu takımları gibi önüne geleni transfer etmeyip doğru scouting yaptıkları için tebrik edilmeleri gerekiyor.
İkinci sürpriz ise tartışmasız, ilk yarıyı lider olarak bitiren Beşiktaş. Son yedi haftaya kadar Fenerbahçe ve Galatasaray tarafından ciddi bir tehdit olarak gözükmeyen Beşiktaş gerçekten harika bir oyunla ilk yarıyı lider kapatmayı bildi. Sergen Hoca’ya kocaman bir aferin gerekiyor. Zira, Süper Lig’in durağan oyununun aksine harika bir orta saha tandemiyle beraber fizik gücü çok yüksek bir kadro kurmuş. Orta sahada Jozef- Ghezzal-Atiba üçlüsü, ileride ise Larin ve Aboubakar gerçekten savaşçı ve dokununca yıkılan tipte oyuncular değil. Bir Fenerbahçeli olarak Beşiktaş’ın bu durumuna hem şaşırıyorum hem de tebrik ediyorum.
Peki, hayal kırıklıklarımız nedir?
Adettendir, yazalım. İlk olarak geçen senenin şampiyonu Başakşehir’i yazmalıyız. Zira şu an kendileri 15. konumda ve beklentilerin çok ama çok uzağında. Sistemleri çökmüş adeta.
İkinci ve en büyük hayal kırıklığım ise, Anadolu takımlarının plansızlığı. Nedir bu plansızlık? Efendim şöyle yazalım. Sezon başında “Lige fırtına gibi gireceğiz” diyen ve üzerine 15-20 transfer yapan bazı Anadolu takımlarının ne bu transferlerden verim almaları ne de buraya harcadıkları paranın yarısının kendi statlarının zeminlerine harcamamasıdır plansızlık. Son dört takıma bakacak olursanız bu takımlar ciddi anlamda kötüler. Eğip bükmeye gerek yok, çok kötüler. Bizim ligimiz iyi bir seviyede değil, kabul. Fakat Denizli, Erzurum, Gençlerbirliği’nin maçlarını bir izleyin. Kaleciler, defanslar gerçekten çok kötü ve kalitesiz. Bu da yetmezmiş gibi, Malatya, Erzurum, Sivas gibi takımların bir zeminlerine göz atın derim. Erzurum o kadar transfer yaptı, fakat Fenerbahçe ile oynadığı maçta ilk yarıda dört oyuncusunu sakatlığa kurban verdi. Malatya - Galatasaray maçında Feghouli zeminden ötürü sakatlandı. Aldıkları stoperlerin çeyreği fiyatına zemin yaptırsalar, en azından kendi oyuncularını sakatlamazlar.
BİZİ NE BEKLİYOR?
2021 şampiyonluk yarışında bizi ne bekliyor?
Tabii ki yaşayıp göreceğiz fakat ben yarışın Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında geçeceğini düşünüyorum. Fenerbahçe’nin çok geniş rotasyona sahip olması ve Mesut’un da takıma katılmasıyla yakaladığı hava büyük avantaj. Tek maçtan gördüğümüz kadarıyla, Szalai ile aradığı stoperi bulan Fenerbahçe’nin bana kalırsa tek eksiği Mesut’un besleyebileceği bir forvet. Fenerbahçe’nin forvetlerini yetersiz buluyorum. Bunla beraber Ozan’ın alternatifsizliği Fenerbahçe için sıkıntı oluşturuyor.
Beşiktaş ise bu fizik gücüyle devam ederse ipi göğüslemek için en önemli aday olacaktır. Yine de orta saha rotasyonu için bir transfer fena olmaz.
Galatasaray’da ise her Fatih Terim döneminde yaşanan, Terim-Yönetim krizi baş gösterdi. Buna ek olarak Galatasaray zor maçlarda kilidi açacak çilingir bulamıyor ve Terim-Yönetim gerginliği sahaya da yansıyor. Evet, Galatasaray kaoslardan güçlenerek çıkabilen bir kulüp fakat oyuncularının bu savaş için yeterli olduğuna inanmıyorum.
Hakemlerin konuşulmadığı, harika goller izleyeceğimiz, heyecanlı ve hak edenin kazandığı bir sezon olması dileğiyle…