Tora’nın Bene Yisrael tarafından alındığı peraşa olan Yitro, Moşe’nin kayınpederinin ziyareti ile başlar. Peraşamızın giriş cümlesinde Yitro’nun diğer tüm etrafta oturanlar gibi Tanrı’nın Bene Yisrael’i kurtarmak için neler yaptığını duymuştur. Ancak cümlede yer alan ‘kol – bütün’ sözcüğü ilk başta gereksiz gibi görünür. Rabiler Yitro’nun resmin tamamını görebildiğinin bu sözcükle izah edildiğini öğretir.
Sözgelimi Moşe ve Paro’nun ilk karşılaşmasında Aaron’un asası yılana dönüşmüş, aynı hareketi başka güçler kullanarak Mısır’ın büyücüleri de yapmıştır. Bu eylem Paro’nun inanmaması için yeterlidir ancak orada önemli bir ayrıntı vardır. “Vayivla mate Aaron et matotam / Aaron’un asası onların asalarını yutar.” Buradaki olay asanın yılana dönüşmesi değildir. Durum bu ayrıntıda gizlidir. Paro’nun görmek istemediğini Yitro ayırt eder.
Dever cezasında bütün hayvanlar ölmez. Paro atların neden ölmediklerini anlamak istemez. Halbuki Bene Yisrael çıktıktan sonra onları izlemek için atlar gereklidir. Tanrı bu yüzden onları hayatta bırakmıştır. Paro için bu ayrıntı önemsizdir. Yitro bunu ayırt edebilir.
Barad cezasında bütün her şey yok olmaz. Çünkü hemen ardından çekirge cezası gelecektir. Tanrı o ceza için bazı şeylerin yok olmamasını sağlar. Paro bunu Tanrı’nın yetersizliği gibi görür. Yitro bunu da ayırt eder. Kızıldeniz olayında etrafta oturan krallar korkup gitmemekle yetinir. Kimse Bene Yisrael ile karşılaşmak veya onlara katılmak istemez. Yitro ‘duyduklarının’ etkisi ile onlara katılmaya gelir.
Yitro daha Moşe ile tanışmadan Midyan ülkesinde baş rahip iken putperestlikten uzaklaşır. Bu uzaklaşma ona başlangıçta büyük sıkıntılar getirir. Kendisi ve kızları toplumdan dışlanır. Su çekmeye gelen kızlarına izin verilmez. Nitekim kızların Moşe ile ilk karşılaşmalarında çobanların saldırısına uğrayan kızları Moşe kurtarır ve sürülerine su verir. Yitro geçirdiği bu süre içinde neden Tanrı’nın kendisine yardımcı olmadığını sorgulamaz. Doğruyu seçtiğinin bilincinde doğruya inanmaya devam eder. Raşi bu davranışın ödülünün Moşe gibi birini kızı ile evlendirmek olduğunu paylaşır.
İnsanoğlu da doğru yaptığında neyin nereye gideceğini bilemez. Bunun için de doğruyu seçtiğinde çektiği sıkıntıları sorgular. Başına neden bunların geldiğini anlayamaz. Ancak günümüzde yaşayan bizlerin gelecekte neler olabileceğini bilme şansı yoktur. Gelecekte elbette doğru yaptığının karşılığını alacaktır ancak bunun için gerekli zamanın gelmesi gerekir. Büyük bilgeler sıkıntı içinde olsalar bile bu sıkıntıyı hissetmezler. Çünkü Tanrı’ya olan iman ve güvenleri tamdır. Büyük resmi hedefleyip onu görmeyi denerler. Bunu göremeseler bile alçakgönüllülük ile zamanın gelmesini beklemeye devam ederler.