Geçtiğimiz hafta bir kez daha sosyal medyanın itici gücünün kurulu düzene çelme taktığına tanıklık ettik. New York Borsasında alınıp satılan Gamestop şirketinin hisseleri bir ayda 15 kat değerlendi. Dijitalleşme dolayısı ile yıllardır mağazalarını kapatarak hazin bir sona doğru yaklaşmakta olan şirketin değeri bir anda stratosfere çıktı.
Bu aralar hisse piyasalarında bir balon oluşmaya başladığını artık herkes gözlemleyebiliyor. Bir yanda virüs nedeni ile reel sektöre tarihi bir darbe vurulmuşken diğer yanda teknoloji şirketlerinin öncülüğünde hisse fiyatlarının rekor seviyeleri zorlamasını anlamlandırmak kolay değil. Ne var ki, Gamestop hissesinin değer kazanmasını sadece spekülatif bir balon olarak değerlendirmek de mümkün değil.
Hızla gelişen hikâyenin özeti şöyle: Bazı büyük fonlar Gamestop’un (ve benzeri şekilde çağa ayak uydurmakta finansal açıdan zorlanan bazı diğer şirketlerin) hisselerini açığa satıyor. Ellerinde olmayan hisseleri borçlanıp bugün yüksekten satıyorlar ve fiyatı düştüğünde bunları yerine koyup borcunu hisseleri iade ederek kapatmayı hedefliyorlar. Normal şartlarda, şirket zorlanmaya devam edecek, bu bilgileri öğrenen yatırımcılar da zaman içinde morallerini bozup zararın neresinden dönsek kârdır diyecek ve ellerindeki hisseleri satacaklar. Uzun dilli iguanaların kendi halinde ilerleyen karıncayı lüplediği gibi, bu fonlar da yatırımcıların zararını kendi hanelerine kâr olarak kaydedip bir sonraki ava odaklanacaklar.
Ne var ki, bu iguanalar son birkaç yıldır hızlanan ve pandemi dolayısı doruğa ulaşan yeni bir akımın farkına varmıyorlar. Bilgisayarı önünde 7/24 vakit geçiren, az da olsa bir miktar paraya ulaşabilen, reddit gibi forumları yakından takip edip Robinhood, Interactive Brokers gibi yeni on-line platformlardan komisyonsuz ve anında hisse alıp satabilen büyük bir kitle bunların açığını yakalıyor.
Hikâye kısa sürede bir güç savaşına dönüşüyor. Karikatürize edilmekten hoşlanan tarafta, teknolojik donanımı yüksek, sürekli iletişim içinde, kapitalist sistemin kölesi olmaya direnen, son 30 senede küreselleşme ile gelen gelir dağılımı adaletsizliğine, iklim bozulmasına fena halde içerleyen gençleri görüyoruz. Bunlar ‘yeni’ yatırımcı profilini temsil ediyor. Tesla’nın dünya otomotiv piyasasındaki yerleşik oyuncuların tümünü alt edebileceğine ve Bitcoin’in ABD Doları’nın yerine geçebileceğine samimiyetle inanabiliyorlar. Bireysel hareket etseler dahi, sosyal medya sayesinde ulaştıkları politik ve şimdi de parasal gücün yeni yeni farkına varmaktalar. Hindistan’dan Çin’e, Estonya’dan Rusya’ya kendilerini aynı profilde gören gençlerin katılımı ile bu kitle her geçen gün hızla büyüyor.
Karikatürize edilmekten hoşlanmayan diğer tarafta ise zenginler kulübü var. Bir şekilde kendilerine teslim edilen milyar dolarları pek kimseye hesap vermeden ve istedikleri kadar risk alarak yönetmekte olan hedge fonlar. Sayıları az, girilmesi zor çevrelerde dolaşan, kapalı kapılar ardında kararlar alan, pek de şeffaf olmayan hukuki yapıların ardında finans sisteminin en yüksek teknolojisine, insan ve bilgi kaynaklarına dayanarak işlem yapan iguanalar.
Gamestop olayı bu iki tarafın bir anda keskin çizgilerle tanımlanmasına sebebiyet verdiği için (ve tabi aynı zamanda bir finansal balonun patlamasından endişe duyulduğu için) medyada muazzam yankı buluyor. Golyat’a karşı David; Wall Street’e karşı Main Street; eskiye karşı yeni; zenginden alıp fakire verme vb. şekilde işlenen temalar kısa sürede bu iki tarafın karşıtlığını iyice pekiştiriyor.
Büyük ihtimalle içinde bulunduğumuz hafta kapitalist sistemin bekçileri Gamestop olayından hareketle bazı önlemler almaya çalışacak. Bir yandan finansın ‘demokratikleşmesi’ temasına uygun olarak sermayenin tabana yayılması iyi bir şey gibi laflar söyleyecekler, diğer yandan ise düzeni bozacak eylemlere yeni kısıtlar getirmek suretiyle liberalleşmenin aleyhinde düzenlemeler getirecekler.
Teknolojik gelişim, Cambridge Analytica olayından sonra bu kez de finans dünyasındaki düzeni değişime zorluyor. “İki arada bir derede” kalan kanun koyucular, bu kez de sosyal medya üzerinden bazı hedge fonlarını köşeye sıkıştıran online savaşçıları nasıl dizginleriz endişesi ile teknoloji ile gelen güç değişimi kontrol altına almaya çalışacaklar.
İşin özü şu ki, bugün finans piyasalarında her şeyin belli bir düzen içinde sürdürülmesi gereği ile yaşıyoruz. Örneğin, bir asma köprünün direnç hesabı, düzenli bir trafiğe göre hatta biraz da marjlı bir şekilde yapılmakta. Birkaç vatandaş köprüde diledikleri gibi zıplayabilirler. Ancak, on binlerce kişinin aynı anda köprü üzerinde zıplaması halinde o köprünün yıkılacağı aşikâr. Aynı şekilde, tüm mudilerin aynı anda paralarını çekmek istemelerinin de bankacılık sistemini çökerteceğini biliyoruz.
Geçmişteki finansal krizlere bakıldığında, basit bir olayın sisteme duyulan güveni sorgulattığını, güven kaybıyla birlikte bir domino etkisini tetiklediğini ve zincirleme zararların çok hızlı bir şekilde büyüdüğünü görmekteyiz. Nitekim, 1998’deki Long Term Capital Management krizi de, 2008’deki Lehman krizi de o günlerdeki finans balonunu patlatan münhasır olaylar olmuştu. Gamestop olayının finansal sistemi tehdit eden bir boyuta ulaşması şu an için mümkün görünmese de, düzeni bekçilerini zor günler bekliyor.
Cin şişeden çıktı gibi bir durum var. Balonlara, artan finansal risklere, gerilen fay hatlarına karşı dikkatli olmak zamanı.