Pandeminin ilk yılı geride kalırken, pandemiyle ilgili gündemde başı çeken iki konu var: aşılama süreci ve mutant virüsün yayılımı.
İsveç’in süreci yönetmekte karnesinin iyi olmadığı biliniyor.
Virüsün yayılmasıyla gerçekleşebilecek senaryoların konuşulduğu ilk dönemde, yetkililer “En kötü olasılıkla 10 bin kişi yaşamını yitirebilir” diyordu.
İskandinavya’da toplam ölü sayısı 16 bini geçerken, en ağır tablo yaklaşık 12.500 ölümle İsveç’te görülüyor! İsveç’e teslimatı yapılan yaklaşık 520 bin aşının 458 bin kadarı resmi verilere göre uygulanmış durumda. Toplumun yüzde 4,16’sına en az bir doz aşı yapılmış, yüzde 1,42’sine çift doz tamamlanmış durumda. Tablo basitçe yorumlandığında 70 bin doz aşının stoklarda mı bekletildiği basında hararetle tartışılıyor. Aşı teslimatının vaktinde gerçekleşemeyebileceği olasılığını göz önünde bulunduran birçok yerel yönetim, vatandaşlara ikinci dozu planlanmış olduğu gibi dört hafta arayla uygulayabilmek adına, aşı stokladığını inkâr etmiyor. Halk sağlığı kurumu her dozun geldiği gibi uygulanmasını önerse de, belediyelerin tedbirli davranışında haklılık payı ortaya çıkıyor. Gerek Pfizer gerekse Moderna’nın aşı sevkiyatı gecikmeli ve beklenenden az miktarda seyrediyor. Bunun da nedeni, henüz ilaç şirketlerinde aşı üretim kapasitesindeki beklenen artışın gerçekleşmemiş olmasına bağlanıyor. Yaşlıları korumak amacıyla, yerel yönetimler inisiyatif kullanmayı sürdürüyor. Hükümetin hedefi tüm toplumu yaz ortasına kadar aşılamak. Hedefin tutturulabileceğine dair Başbakan Lövfen iyimserliğini ifade etse de, mevcut sayılar ve gidişat bu iyimserliği gölgeliyor. Başkent Stockholm’e örneğin şubat ayı için beklenenden 400 bin doz daha az aşı ulaşacak! Oysa planlanan miktar 567 bin dozdu.
Ülke gündemi kadar, yaşadığım Gotland Adasındaki durumu takip ediyorum. Burası İsveç’in en küçük yerel yönetimine sahip. Aşı takvimine göre planlananın gerisinde kalındığını yerel yönetim basınla paylaşıyor. Buna karşılık, yaşlı ve kırılgan nüfusun yüzde 75’e varan oranla aşılanması ile Gotland, İsveç genelinde öncü role sahip.
Bir yandan aşı kampanyası ağır ağır ilerlerken, öte yandan üçüncü pandemi dalgası İsveç’in üzerine hızla çöküyor. Kuzey kenti Skellefteå’da bir batarya fabrikasında ocak ayı başından bu yana 150 çalışana COVID-19 tanısı kondu. Bu 150 vakanın 34’üne İngiliz mutant virüs bulaşmış. Bölgede yeni vaka sayısı bir hafta arayla ikiye katlanmış durumda.
Ağırlaşan tablo karşısında hükümet yürürlüğe koyduğu pandemi kanunuyla, ülke içinde ve uluslararası boyutta yaşamın akışına kısıtlamalar getirdi.
İsveç’e yolculuk yapacakların 6 Şubat’tan itibaren, İsveç sınır girişinde en fazla 48 saat önce yapılmış negatif COVID-19 PCR testi göstermeleri gerekiyor. Danimarka, Norveç ve Britanya ile AB ülkeleri dışından gelecek yolculara uygulanan kısıtlama bilgilerine internetten ulaşılabilir. İsveç kuralları sıkılaştırırken, II. Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk kez Norveç sınırını denetlemek üzere askeri birlikler görevlendirdi.
Gelişmeleri sabırla izleyeceğiz. Önümüzdeki aylarda aşıların koruyucu etkisinin toplumsal ölçekte ne kadar güçlü olduğunu göreceğimiz kadar, mutasyonlu virüsün davranış ve sonuçlarını da daha iyi anlayacağız.
Yazımı sonlandırırken COVID-19'u ağır bir biçimde atlatmış olan Genel Yayın Yönetmeniniz İvo Molinas’a kuzeyden geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.