Pandemi başlayalı neredeyse bir yıl oldu. Küresel bir tehdit olmaya devam eden COVID-19, Türkiye’de 2020’nin mart ayından beri, hayatın bir anda kabuk değiştirmesine sebep oldu. Alışkanlıklar zorunluluklarla, dışarıda olma hali içeriye taşınınca bunu kabullenip kuralları bir ucundan tutma görevi ise bizlere düştü. Bu dönemde herkes çok şey öğrendi; hastalığı geçiren de geçirmeyen de...
Başta sağlık çalışanları, daha sonra eğitim emekçileri, onları izleyen finansçılar, basın yayın çalışanları, hizmet sektörleri ve işverenler ‘yeni normal’e büründü.
Teknoloji bu dönemin en büyük yükselişini yaptı. Yaşa bakmaksızın ihtiyacı olan herkesin evine girdi.
Medikal sektörde ise aşının gelmesiyle bir nebze nefes alan sağlıkçılar bu işten en hızlı nasıl çıkabiliriz sorusuna cevap aramaya devam etti. Tüm dünyadan farklı buluşlar, mümkün olan en hızlı iyileşme süreçleri aranmaya gidildi.
Aşılama konusunda en hızlı davranan İsrail’de de çeşitli araştırmalar hız kesmeden devam ediyor. Gerek medikal bazda gerekse psikolojik anlamda yapılan buluşlar süreci bir nebze hafifletmeye destek veriyor. Tüm yenilikler ise şubat ayı sonunda piyasaya sürülecek.
Yapılan çalışmalar kapsamında ağır vakaların dışında, hastaları uzaktan izleme, başka bir deyişle, teletıp yönetimi ile hastanelerdeki doluluk oranlarını hafifletmeye çalışıyorlar. Bu izlem şekli Biobeat şirketi tarafından geliştirilen ve 15 hayati belirtiyi saptamayı başaran bir sistemle gerçekleştirilebiliyor. Bu uygulamada kola takılan bir saat ve göğüs bölgesine yerleştirilen bir aparat, kan basıncını ve kalp ritmini ev ortamında izleme imkânı sağlıyor.
Bunun yanı sıra, farklı şirketler ise yapay zeka destekli, temassız sağlık hedefi ile kan basıncı, zihinsel stres seviyesi ve daha birçok vücut ölçümlerinin temelini sunuyor. Bir diğer ilginç buluş ise My Home Doc firması tarafından cep telefonlarına yerleştirilen bir sensör sayesinde yapılan gözlemler.
Bunlar virüsün risklerini en aza indirgeyebilmek adına atılan adımlardan sadece birkaçı. Anlaşılan gelecek aylar, sağlık sektörü açısından ardı ardına gelecek yeniliklerle tanışacak.
Bu hafta okullar yeniden öğretime başlamış, aşılamada da yol almışken onlardan da bahsetmeden olmaz. Hem öğrenciler hem de öğretmenler ayrı bir hevesle yeni döneme başladı. Uzaktan eğitim halen devam ederken, yüz yüze eğitime haftada beş gün kesin geçiş tarihi henüz netlik kazanamıyor.
Ülke geneli baz alındığında, öğrencilerin bir kısmı ilk dönem botoks misali şişirilen resmi karnelerden bir hayli memnunken gerçek gösterge olan gelişim raporlarını incelediklerinde eksik taraflarını farkında olacaklardır.
Çaba gösteren, araştırmacı ve dolayısıyla başarılı öğrenci her daim ve her koşulda kendini gün yüzüne çıkarabiliyor.
Pandemi sürecini en iyi şekilde yöneten sağlıkçılara, öğretmen ve okul yöneticilerine, piyasalara yön veren bilge aydınlar siz olmasaydınız bu süre nasıl olurdu diye düşünmek bile istemiyorum.