“Tamim tiye im Ad... E.loeha / Bütün kalbinizle birlikte Tanrı ile olmalısınız.”
Alşih adlı kaynak Tanrı ile bir bütünlük içinde olmak durumunu Tanrı’ya karşı olan görevlerimizde içten davranmaya bağlar. Kişi yalnız başına olduğunda da başkalarıyla olduğunda da aynı içtenliği göstermelidir.
Kotzk şehrinden Rabi Mendel ise Tanrı’ya karşı olan inancımızın bölünmüş değil bir bütün olması gerektiğini savunur. Bazı şeyleri Tanrı için, bazılarını da kendimiz için yaptığımızda Rabi bu durumu Tanrı ile bir bütünlük içinde olma durumu olarak kabul etmez.
Dr. Twerski’ye göre bu iki görüş birbirini tamamlar görünümdedir. Bir kişi toplumla beraber olduğunda mitsvaları izler bir görünüm çizer, yalnız olduğunda ise Tora’nın kurallarını çiğnerse bu kişi Tanrı ile bir bütünlük içinde değildir. Bir başka deyişle bütün kalbiyle Tanrı’ya bağlı değildir.
Örneğin eğer muhteşem bir kaşer yemekten zevk alıyorsak, bunun yanında da Tanrı’nın emrini yerine getirmekten dolayı mutluysak bu durum Rabi Mendel’in görüşüne göre bütün kalbimizle Tanrı’ya dönmüşlük olarak algılanmaz. Ancak yediğimiz yemeği Tanrı’ya ibadet edebilmek için bize enerji veren bir araç olarak gördüğümüz zaman bu Tanrı’ya bütün kalbimizle bağlandığımız anlamını taşır.
Bir başka açıklamaya göre ise bu cümle Tanrı ile birlikte mükemmel olmak olarak verilmektedir. Elbette ki insan mükemmel değildir ve davranışlarıyla bunu kolay kolay elde edemez. Ancak kişi Tanrı’nın yolunda O’na bağlanmak amacı ile yürürse zamanla mükemmelliğe erişemese bile ona çok yaklaşmış olur.
Bizlere düşen, egolarımızdan arınarak Tanrı’nın yolunda O’na bağlanmak, O’nun çizdiği yola ilerlemek ve O’nun emirlerini yerine getirmek suretiyle mükemmelliğe doğru yol almaktır. Bu ikisinin birlikteliği ve uyumu altın buzağı gibi yanlışlardan uzak durmamıza vesile olacaktır.