En güzel mevsime girdik. Bu saçma sapan döngüden pek farkına varamasak da mart, 21’i itibariyle günlerin dolu dizgin uzayacağı bir ay… Hatta ayak seslerini duyacağız baharın. Bahar yaşama, âşık okuma, kitap okuma, yenilenme zamanıdır. Kendimizi yenileyeceğimiz, yeni fikirlere, yeni cümlelere açık olacağımız yepyeni bir döneme giriyoruz. Güneş bize gülümsüyor, bulutlar çoktan dağılmış, yeni şeyler söyleme, isteme, hisseme zamanı bahar…
O zaman kendimize izin verelim, sakinleşmek, coşkuyu hazmederek yaşamak ve yeni satırlar okumak için…
Ben seni iki mavinin arasında sevdim…
Güzel bir aşk hikâyesi okumanın ne zararı olur ki! Aksine bizi yeniler, bize hayatın nasıl bir şey olduğunu bir kere daha hatırlatır. Ahmet Batman’ın Gökyüzüne Not’unun tanıtım bülteninden bile romanın dilinin şairaneliği hakkında bilgi sahibi olabiliyor insan:
Ne balığın yeri akvaryum ne kuşun yeri kafes...
Herkesin bir vatanı var benimki sensin...
Küçük bir mucize istiyorum. Senin yanımda olduğun ve benim sadece sana ait olduğum bir mucize. İkimiz için yazılmış ama ikimizin de okumadığı bir kitap, bize birbirimizi anlatan ama dinlemeye korktuğumuz bir şarkı ve hiç bakmadığımız ama içinde sadece ikimizin olduğu bir fotoğraf olsun istiyorum.
Senin hikâyende kendime bir yer arıyorum. Belki de ikimiz için yeni bir hikâye yazmak istiyorum. Mutlu olsam da olmasam da bu benim hikâyem demek istiyorum. Bu dünyada tek bir hayat yaşayacaksak eğer ve sonunda biten bizim hikâyemiz olacaksa yaşadığımız hikâye de bize ait olmalı...
Bir sokak arasında tuttun ellerimi, ki ben buna bile hazır değildim. Gözlerin gözlerimdeydi. "Ömrümü vereceğim kadın sen misin?" der gibi baktım. “Sen benim için yaratıldın” dedin gözlerinle. O sessizliğin içinde gözlerimizle konuştuğumuz ne varsa gökyüzüne not olup uçtu ve biz bir mucizeye inanıp sonsuz bir hikâye olmak istedik.
Güzel şeyler duymak, okumak; güzel anlar biriktirmek istiyoruz, hele de güneş güzel ve sıcak yüzünü böylesine gösterirken. Aşka izin verin, aşkı anlatan kitapların evinize girmesine de…
Okul koridorlarından hayata…
“Veysel’le birlikte sekiz öğrencinin, lisenin havalı montlarından alamamasının tek nedeni, alfabetik sıralamadır. Onlar, okulun Montsuzlar’ıdır artık. İyi de, A’yı en başa koyup B’yi, C’yi peşine takmak ve en sona da Z’yi yerleştirmek kimin fikridir? Veysel, uğradığı haksızlığa karşı mücadeleye girişecek, imzasız bir bildiri de kartopu etkisi yaratacaktır. Artık herkes, öğretmenler de dahil, ezber uygulamaları sorgulamaktadır. Art arda yükselen sorular, yeni düşüncelerin önünü açacak mıdır?..”
Gençlik romanları kadar güzel bir şey var mıdır insanı hayata hazırlayan? Üstelik de onu bir öğretmen yazmışsa… Ömer Açık’ın son romanı Montsuzlar, Veysel ve arkadaşlarının hikâyesi ile şekillenmiş, özellikle ergenlere çok hitap ediyor. Gençlerin hayatta karşılaşacakları ne varsa; arkadaşlık ilişkileri, toplumun değer yargıları ve hayattan beklentileriyle birlikte verilmiş. Gençler için okumak bu kadar keyifsizken böylesine sağlam üslupla, doğru hikâyelerle şekillenmiş romanlar, onları iyi birer okur haline getiriyor diye düşünüyorum. Ergenlik çağında olan çocuğunuz varsa bu kitabı keyifli kitabı mutlaka okutun.
Rüyalarını yaz, hayallerin gerçek olsun…
Rüya ve Hayal Günlüğü, Figen Midilli’nin kitabı. Ama kitabı o yazmadı, siz yazacasınız. Kitabın sayfa sayısı dahi yok. Her şey size ait, sizin kaleminizden çıkmış olacak. Onu bitirmek istemezseniz, ona yeni sayfalar da ekleyebilirsiniz.
Hazır iyi şeylerden söz ederken, hayallere, rüyalara değinmeden olur mu? Onlar olmasa yaşayabilir miyiz? Onları hayra yormadan, güvendiğimiz birine anlatmadan geçer mi ömür?
İşte bu kitap- defter de tam bu işe yarıyor. İçini günlük tutar gibi siz dolduracak, zihninizin ve kalbinizin becerisine şaşıracaksınız.
“Rüya ve Hayal Günlüğü’nüzü yatağınızın başucuna koyup uyanır uyanmaz düzenli olarak yazdığınızda, rüyaların dilini ve size ait sembollerin anlamlarını sanki bir bulmaca çözer gibi keyifle çözmeye başlarsınız. Günlüğün içindeki rüya şablonu, rüyalarınızdaki ortak sembol dilinin farkına varmanıza yardımcı olur. Ayrıca günlükte yer alan, semboller hakkında ipucu veren maniler, sayılar, renkler de rüyalarınızı doğru yorumlamanız için minik dokunuşlar sunan rehberlerdir... Hayat yolunda ilerlerken, mucizelere kendinizi rüyalarınızı anlayarak açarsınız... Neyi gerçek kılmak istediğinizin farkında mısınız? Size göre evlilik nedir ya da bolluk? Hep yetmediğinden şikâyet ettiğiniz zamanı iyi kullanıyor musunuz? Peki ya başarı neden hep uzakta? Şikâyet etmek en kolayı değil mi? Kendi hayat sorumluluğunuzu alma ve ne istediğinizi belirleme vakti. Picasso ne demiş: “Hayal edebildiğiniz her şey, gerçektir.”
Hayal edin, düşler görün; hepsi gerçek olsun. Zaman, palavradır. Mühim olan, onun içine neleri, kimleri sığdırdığınızdır. Bahar, bu kararlar için en doğru aralıktır.