Her zaman olduğu gibi gazete okuduktan sonra kahvemi yudumlarken pandemiyle mücadelenin beraberinde getirdiği küresel ve toplumsal bocalamalarımızı düşünür oldum.
Bir virüs hepimizi evlerimize hapsetti. O sırada yalnızca bir sağlık kriziyle karşı karşıya kalmadık. Evlerde hapis kalanların yaşadıkları maddî ve manevî yıkımlar pandeminin getirdiği yüklerden yalnızca bazılarıydı. Kadına yönelik duygusal ve fiziksel şiddetin arttığı her ülkede görüldü. Hatta Fransa’da intihar eden kadınların sayısındaki aşırı artış üzerine defalarca haberler yapıldı. Pandemi belki de hepimizin yüzleşmesi gereken bir gerçeği ortaya çıkardı. Kadına hükmetmeyi, güç aldığı işi veya ünü sebebiyle eşini ezmeyi, parayla terbiye etmeyi, eziyet etmeyi hakkı sanan adamların her yanımızı sardığını bize gösterdi.
New Yorklu bir annenin kızı olarak COVID süresince krizi çok iyi yönettiğini düşündüğüm, çalışkan ve babacan tavrıyla her gün basın açıklamalarını ailecek izlediğimiz New York Valisi Andrew Cuomo geçtiğimiz günlerde Amerika’yı sallayan seks skandalları ve huzurevi ölümleri ile beni hayal kırıklığına uğratan kişiler listesinde yerini aldı…
Donald Trump’ı kadınlara yönelik çirkin tavrı sebebiyle çok eleştirmiş, üç kızı olduğu için kadın hakları konusundaki hassasiyetini sıkça belirtmiş babacan Cuomo, üst üste çıkan itiraflar silsilesi ile Demokratlarda deprem tesiri yarattı. New York’tan senatörler ve partinin ileri gelenleri Cuomo’yu istifaya çağırdı.
Hakkında soruşturma başlatılan Vali yalnızca uygunsuz konuşmalar, tacizkâr fizikî temaslar, öpüşme gibi münasebetsiz hareketleriyle algı ve gerçek arasındaki duvarı yıkmış gibi görünüyor…
Sorun gücün kötüye kullanılmasından çok kendinde kötülük yapma gücü ve hakkı bulması…
İşin acı ve saçma yanı ise kendinin nasıl iyi ve fedakâr bir adam olduğunu söylediği yetmiyormuş gibi, COVID sağlık krizini nasıl idare ettiğini anlattığı kitabında kendini sürekli metheden bir adam niye sürekli “ben iyi bir insanım” der gibi bir soruyu aklıma getirmedi desem yalan olur…
Bu maalesef yalnızca siyasette değil hayatımızda her alanda ve meslekte karşılaştığımız bir marazi hal… Bu COVID’den evvel her yanımızı sarmış bir krizdi…
Cuomo’nun geçen haftaki mahcup ve üzgün tavrının yerine, bu haftaki meydan okuyan, kabadayı tavrı hakikaten rahatsız ediciydi. Huzur evlerinde COVID sebebiyle ölenleri sayıları hakkında yalan beyanlarda bulunulmuş olması Cuomo’nun itibarına bir darbe daha vurdu…
Olay, Beyaz Saray Basın Sözcüsü Jen Psaki’ye yöneltilen “Başkan Biden, Cuomo skandalı ile ilgili ne düşünüyor?” sorusuyla ulusal bir skandala dönüştü. Psaki’nin açıklaması, Biden’ın bağımsız bir soruşturmanın sonucunu beklediği ve şimdilik daha fazla yorum yapmayacağı yönünde oldu.
Nancy Pelosi ise kadınlara inanmak gerektiğini söylerken Cuomo’nun istifası hakkında sessiz kaldı.
Cuomo skandalı hakkındaki bilgiler, COVID yardım paketini ve peşinden gelen basın açıklamalarını gölgelemesin diye, Biden’ın açıklamalarına takiben New York eyaletinin başkenti olan Albany’den yapılan soruşturma üzerine veriliyor.
Haklılar!
Amerikan tarihindeki en önemli ekonomik destek paketi gölgelenmemeli. Tacize uğramış kadınların yaşadığı korkunç anlar ise ayrıca dinlenmeli…
Yardım paketinin büyüklüğünü anlatmak için şöyle bir karşılaştırma yapmak mümkün. Bugünün parasıyla ABD, II. Dünya Savaşı için 4,8 trilyon dolar harcamışken, COVID’de mücadelenin ülkeye maliyeti 5,5 trilyon dolar olmuş…
Biden’ın yardım paketi çocuk yoksulluğunu yarı yarıya kesecek.
20 milyar dolar federal ve yerel idarelere verilecek.
10 milyar dolar ev kredisi ve vergi ödeyemeyenlere gidecek.
40 milyar dolar üniversitelere dağıtılacak.
125 milyar dolar devlet liselerine verilecek.
8,5 milyar dolar tarımsal bölgelerde bulunan ve maddi gücü olmayan sağlık merkezlerine verilecek.
Eylül sonuna kadar yemek fişleri dağıtımı hem devam edecek hem de yüzde 15’lik artışla daha çok insana ulaşmaya çalışılacak.
Çocuk başına 1400 dolarlık yardım yapılacak fakat tek başına çocuk yetiştiren ebeveyne ek destek yapılacak.
Liste uzadıkça uzuyor…
Bidenizm dediğimiz ekonomik buhranla mücadelede makul ve insanî yaklaşan bir siyasi oluşum görüyoruz.
Evet, belki Biden herkesi heyecanlandırmayan bir figür. Ama Bernie Sanders veya Elizabeth Warren gibi Cumhuriyetçilerin tepkisini almadan sakin üslubuyla ve düşük profiliyle tabiri caiz ise iş bitirici bir lider…
Yani yaşlı veya dinamik değil diye eleştirdiğimiz Biden, üslubu ve örnek gösterilen evliliğiyle düzgün bir hayat yaşarken kendime sormadan edemedim… Güç ve ün karakteri zayıf insanları zehirliyorsa Cuomo gibi herkesi heyecanlandıran, büyük laflar eden, iyi biri olduğunu hatırlatma mecburiyeti hisseden “yanlış anlaşılmış çapkın”lar ile dolu bu dünyada pandemi ile mücadele ederken hastalıklı algıların tedavisi mümkün mü bilemedim…