Beni tanıyanlar bilir; hayatta en hayran duyduğum meslek gruplarının başında doktorlar, ikinci olarak da pilotlar gelir. Ne de olsa ne insan hayatını kurtaracak bilgi birikimine ve tecrübeye, ne de 300 küsur tonluk bir Airbus uçağı sağ salim dünyanın öbür ucuna götürüp, güvenli bir şekilde indirme kabiliyetine hepimiz sahip değiliz. Hasta bir insanın iyileştirilmesi, hele de ameliyatla sağlığının hediye edilmesi bana mucizeye yakın gelir. Küçük yaşlarımda, bazı doktorların çok iyi iğne yapmadığına (istisnalar bana alınmasın) şahit olmamdan sonra ise hemşirelere olan hayranlığım başlamıştı. Kolumu morartmadan kan alan, fazla hissettirmeden aşı yapan, neredeyse hiç hissettirmeden şeker ölçen hemşirelerden sonra hemşireler benim için çok değerli oldu. Ancak ne doktorları, ne hemşireleri, ne de tüm sağlık çalışanları ne ben, ne hiçbirimiz “COVID-19” kelimesini ilk duyduğumuz ana kadar, bugünkü kadar takdir etmedik. Onlara ne kadar teşekkür etsek az.
***
COVID-19’a önlem olarak başlanan aşılamalarda son haftalara kadar aşı seçme şansımız yoktu. Son 2-3 haftaya kadar aşı olmak isteyen 65 yaş ve üstü büyüklerimiz Çin’den gelen Sinovac aşısını oldu. Buna karşın hepimiz gerek yerel, gerekse uluslararası gazetelerden tüm aşıları, menşeileri, çeşitleri, etkinlik oranı ve yüzdesi, yan etkileri ile dikkatlice inceleme şansına kavuştuk. Bazılarımız ise WhatsApp gruplarından, Twitter’dan ve diğer sosyal medya mecralarından aşılar hakkında doğru veya yanlış bolca bilgi sahibi oldu. İki sene öncesine büyük çoğunluğun kelime dağarcığında olmayan mRna ve İnaktif gibi terimleri ezberleyip, mukayese eder olduk. Hatta bununla da kalmayıp aşılar hakkında veya aşı olup olmama hakkında etrafımıza dersler vermeye başladık. Tehlike ise burada başladı.
Tıp veya viroloji eğitimi olmayan bütün tanıdıklarımız hangi aşıyı olup olmayacaklarını, aşı olup olmayacaklarını, soran ve sormayan herkese anlatmaya başladı. Ben bu konuda bana sorulmadıkça aşı olup olmayacağımı veya hangi aşıyı olacağımı söylememeyi seçtim. Yakın arkadaşlarım hariç. Dünyanın hazırlıksız yakalandığı ve gerçekten gerekli zaman diliminde aşı geliştirecek vakit kalmadığı bu zaman diliminde, yazar, iş insanı, İngilizce öğretmeni, mimar, içmimar ve çeşitli meslek gruplarından oluşan kendi çevremin çok çeşitli fikirleri oldu. Bazıları sadece sorulduğu zaman kendi fikirlerini söyledi, bazıları ise fikir söylemenin ötesine geçerek kendi sabit fikirlerini ısrarla kabul ettirmeye çalıştı. Bir konuda çok okumak, hangi ülkenin ne cins aşısı olduğunu bilmek, bizi doktor veya virologlar için bile bilinmezliklerin yaşandığı pandemi ortamında, aşı ve COVID uzmanı yapmaz. Lütfen ama lütfen aşı olma/olmama veya olunacak aşı cinsi konusunda çevrenize baskı yapmayın. Hele de bir aşıyı öbür aşıdan üstün tutup, sosyal medyada hava atma malzemesi hiç yapmayın. Sizin için doğru olan aşı başka birinin yaşı ve tıbbi geçmişi için yanlış olabilir. Nitekim henüz hiçbirinin önümüzdeki senelerdeki etkisini bilmiyoruz. Sadece COVID konusunda değil, herhangi bir sağlık problemi konusunda çok tutkuluysanız söyleyebileceğiniz en fazla “Ben… tercih ettim” olsun.