Tora’da yazılı emirleri incelerken aslında konuya giriş yapan başlık niteliğindeki cümlenin de konu ile ilgili mesajı vardır. Söz gelimi Pesah kurallarının anlatıldığı ‘Bo’ peraşasında ‘zot hukat apasah’ girişi yapıldıktan sonra kurallar sıralanmaya başlar. Peraşamız olan Hukat bu kurala uymamaktadır. Çünkü Para Aduma emrinin anlatılmasına “Zot hukat atora / Bu Tora’nın hok’udur” şeklinde başlanması oldukça fazla soruları beraberinde getirir.
Kâinatın yaratılışının el kitabı olarak bilinen Tora’nın sırlarını anlamayı en çok başaran bilgelerden biri olan Şlomo Ameleh “Kendimi bilgili sandım ama meğerse benden uzakmış” lafını kullanarak bu kuralı çok derinlemesine anlamadığını öğretir. Şlomo daha on iki yaşında tahta oturduğunda Tanrı’nın ‘her istediğini yerine getirme’ hediyesine ‘halkını adaletli bir şekilde yönetmek için akıl’ istediğini beyan ederek karşılık vermiştir. Bu akıl ve bilgelik onu krallar arasında çok özel bir duruma getirmiştir. İşte Şlomo dahi bu kadar yüksek bir bilgi ile bu derin sırra ulaşamamıştır.
Dünyada kanunlar kitabına bu kadar saygı gösteren, dolaştırılırken ayakta bekleyen sevgi ile kucaklayan hatta onunla dans eden başka bir toplum yoktur. Hiç bir toplum anayasa kitapçığı ile dans etmez. Onu kucaklamaz. Etrafta iken ayağa kalkmaz. Yahudilerin bunu yapmasının sebebi ne olabilir sorusu aslında ‘hok’ dediğimiz açıklaması olmayan emirlerin gizeminde yatmaktadır.
Mişpatim veya Eduyot dediğimiz kuralları anlamak oldukça mümkündür. Ancak ‘hok’ dediğimiz kurallar sadece Tanrı istediği ve emrettiği için yerine getirilir. Burada derin bir sevgi ve güven bağı vardır. Tanrı bu emirlerin verilmesinin nedeninin kendimizi daha fazla ruhani anlamda aşmak ve düzeltmek olduğunu söyler. Bu emirler bu amaçla iyi olduğu için Tanrı tarafından verilmiştir. Her nedeni bilmesek de bu amaçla bunları yerine getirmek kendi kapasitemizin üzerine çıkmayı sağlayacaktır. Amaç eğer ruhani olarak yükselmekse bu emirlerin ruhumuza kazınmış, hakkedilmiş olması gerekir. ‘Hok’ sözcüğü de ‘hakika’ hakketmek sözcüğünden türer.
On Emir taş tabletlere hakkedilmiştir. Saadya Gaon bu emirlerde Tora’nın bütününü bulmak mümkündür derken emirlerin sadece taş üzerine değil ruhumuza hakkedilmesi gerektiğini paylaşır. Bu emirleri yerine getiren kişi Tanrısal ışığı içine alır. Onunla aydınlanır. Farklı gelişimlerle kendini daha yukarılara taşır.
Çok basit bir örnek verelim. Tefilin iki kısımdan oluşur. Baş Tefilin kutucuğunda dört farklı oda ve her birinde ayrı bir peraşa vardır. Beynin dört ana bölümü bu dört peraşa ile ilintilidir. Günümüzde her beyin bölümünün vücudun neresi ile bağlantılı olduğunu biliyoruz. İşte bu peraşalar da o bölümlerin iyiliği için orada bulunurlar. Tefilin takan kişi sadece sağlık anlamında değil birçok yönden kendisini yüceltir çünkü Tanrısal ışığı içine almıştır.
Para Aduma en anlaşılmaz emir olduğu için aslında ‘hok’ dediğimiz emirlerin de temelidir. Bu emirlerin mantıkla izah edilmesine gerek yoktur.
Kendisini yukarılara taşımak ifadesini sıklıkla kullandık. Kişi nasıl kendini yukarılara taşır. Bunun için kendisini doğalın daha üzerine çıkarması lazımdır. Bu o kadar kolay olmasa da bunu başarabilen kişilerin sayısı az değildir. Önce tarihsel gelişime bakalım:
Avraam Avinu sadece büyük bir bilge, inanan ve peygamber değildir. Zamanının gereklerinden olsa gerek çok iyi bir astrologdur. Yıldızların kendisine bilimsel olarak verdiği mesaja göre çocuk sahibi olamayacaktır. Buradan sonra Tora, Tanrı’nın onu dışarı çıkardığını, yıldızlara bakmasını söylediğini yazar. Tanrı yıldızların çokluğu kadar neslinin çok olacağını “Ko yiye zareha” ifadesi ile ona anlatır. Bir kişi eğer yıldızlara bakacaksa elbette dışarıya çıkması gerekir. Tora bunu burada kullanırken ne demek istemiştir sorusunu anlamaya çalışalım.
Buradaki “dışarıya çıkardı” terimi Tanrı’nın Avraam’a bir ikazıdır. Onu astrolojinin temel ilkelerinden dışarıya çıkarmıştır. Talmud “en mazal LeYisrael” derken astrolojik etkilerin Yahudiler üzerinde gücünün olmadığını öğretmektedir. Astroloji doğaldır. İnançlı bir Yahudi doğaüstüne çıkmayı başarandır. İnsanın ne olacağı sadece astrolojik olarak değil genotip olarak da bellidir. Gemara zigot aşamasında ilgili meleğin Tanrı’ya “bu damla ne olacak” şeklinde soru sorduğunu öğretir. Tanrı buna cevap verir ve melek de ilgili genleri DNA üzerine işler. Bu da doğaldır. İnançlı bir Yahudi bunu bile değiştirecek güce sahiptir. Bunu da inançla, ibadetle, tsedaka ve hesed dediğimiz davranışlarla gerçekleştirir. Bu yüzden İsrael toplumu için “mazal” dediğimiz güçler çok etkili değildir. Bunlar hakkında hikâyeler de mevcuttur.