Tatil anlayışı kişiye göre değişir. Aynı yörede tatil yapanların bile, keyif aldığı anlar farklıdır. Çeşme’de tatil yaptığınızı hayal edin. Bazıları için tatil elinde güzel bir kitapla izole bir plajda bir şezlonga uzanmak, bazıları için Alaçatı’da sörf yapmak, bazıları için Ildır’a gidip gün batımını seyrederken küçük bir balıkçı kasabasının huzurunu hissetmektir. Bazıları için beach clublara gidip en ünlü DJ’lerin müzikleri eşliğinde happy hour’a katılmak en keyifli anılarken, kimisi için yerel pazarları gezip ege otlarını keşfetmek, ev yapımı limon ve sakız reçellerini alıp İstanbul’da yenmek üzere stoklamak en keyif verici tecrübedir.
***
Size keyif veren tatil tecrübesi ne ise, sizin için ideal tatil odur. Tatil yaparken doğru veya yanlış yoktur. Kişiyi mutlu eden anlar, o kişi için doğru tatildir. Uzun yıllar evvel ünlü bir gazeteci New York’a gittiğinde otel odasına kapanmayı ve televizyon seyretmeyi çok sevdiğini yazmıştı. Çok hoşuma gitmişti. Bazıları için şehri her an gezmemek vakit ve para kaybı olarak algılanabilecekken, çok yoğun bir tempoda çalışan gazeteci için en ideal tatilin bu olduğunu anlayabildim. Tatilde kafayı boşaltmak ve günlük hayattan uzaklaşmak birinci hedef olmalı.
***
Kısa veya uzun bir tatil yaptığınızda, tatil zevkiniz ne olursa olsun herkesin hemfikir olacağı tek bir nokta vardır; huzurlu bir uyku çekmek ve huzurlu bir şekilde uyanmak. Bu seneki ilk ve kısa olan Çeşme tatilimde her gün matkap ve inşaat gürültüleriyle uyandım. Pazar sabahı da dâhil. Özellikle Çeşme’ye inşaat yasağının başladığı tarih olan 15 Haziran’dan sonra gitmeme rağmen, kaldığımın evin hem önünde hem de arka sokağında, sanki kimse yaşamıyormuşçasına yapılan duyarsız inşaatlar, kısa tatilimde canımı sıktı. En çok da o sokaklarda yaşayan, çalışan, çocuk bakan, hastası olan, evi orda olan insanları düşündüm. Bir sabah zabıtayı aradığımda, aynı bölgeyle ilgili 30-40 kişinin aradığını, işleme alacaklarını, şikayetimi hemen kaydedeceklerini söylediler. Ertesi sabah, hem de pazar sabahı değişen hiçbir şey olmadı. Pazar sabahı insanlar kuş sesleri yerine, yine matkap sesleriyle uyandı.
***
Çeşme Belediyesi’nin inşaat yasaklarına uymayanları neden susturmadığını, neden daha sıkı bir denetim yapmadığını anlayamadım. Ancak çok sevilen bir tatil beldesi olan Çeşme için çok kötü bir imaj olduğunu söyleyebilirim. İnşaat yasağı için alınan bir karar var ve bu karar 15 Haziran’dan itibaren yürürlüğe girdi. Hele de pazar günü çifte inşaat gürültüsüyle uyanmanın yasak kapsamında olmadığına eminim. Bir vatandaş olarak hem zabıtayı telefonla aradım, hem de Çeşme Belediyesi’nin resmi Twitter hesabına yazdım. Ben kısa bir tatilden sonra evime ve işime, yani İstanbul’a döndüm ama, Çeşme’de yaşayanlar için Çeşme Belediyesi’nin bu mantık dışı ve yasakları delerek yapılan gürültüye el atmasını gönülden dilerim. Çeşme tertemiz deniziyle, serpme kahvaltılarıyla, birbirinden güzel Ege yemekleriyle, Alaçatı sokaklarıyla, sörf merkezleriyle, kumrusuyla, Dalyan’ıyla, sakız reçelleriyle, limon ağaçlarıyla, eğlencesiyle, mutlu insanlarıyla hatırlanmalı… Gürültülü inşaat sesleriyle değil.