Pinehas peraşasının en önemli yerlerinden biri yeniden yapılan sayım ve bu sayımın bizlere öğrettikleridir. Moşe, Midyan olayından sonra Tanrı emri ile bir kez daha kabileleri sayar. Bu sayılar içinde Hafets Hayim bir noktaya dikkatimizi çeker. Kabileler içinde oğul sayısı belki de en kalabalık olanı Binyamin’dir. Binyamin on oğula sahiptir. Bu oğullarının nesilleri toplamda kırk beş bin kişi tutar. Kabileler içinde Dan kabilesinin özel bir yeri vardır çünkü Dan, Huşim adında tek bir oğula sahiptir. Bu kabilenin sayısının oldukça az kalacağı beklenirdi. Ancak istatistikler ile pek ilgisi bulunmayan Tanrı bu kabilenin en kalabalık topluluklardan biri olmasını sağlar. Dan kabilesi altmış bin kişilik bir topluluktur. Buradan Tanrı’nın hesaplarının insanların hesaplarıyla aynı olmadığını öğrenebilmek mümkündür. “Rabot mahaşavot belev iş vaatsat Ad… i takum” sözünü söyleyen Teilim bunu teyit eder gibi davranır.
Dan’ın sahip olduğu tek oğul olan Huşim bir konuda daha sorunludur. Kulağı işitmeyen Huşim basit bir anlatımla aile içi dahi olsa sohbetlere katılamayan tek kuzendir. Ancak hislerinin son derece gelişmiş olduğunu anlatılan Midraşik öykülerden bilmekteyiz. Yosef, Mısır’da Binyamin’i almak istediğinde Yeuda buna kuvvetle karşı çıkar. Midraş Yeuda’nın seslenişinin Kenaan’da bulunan işitme engelli Huşim tarafından bile duyulduğunu öğretir. Burada Huşim’in bir şey duyduğu değil ancak olayların hissiyat olarak farkında olduğu öğretilmek istenir.
Yaakov, defnedilmek üzere Mearat Amahpela’ya getirildiğinde bu define Esav kendi hakkı olduğu gerekçesiyle karşı çıkar. Yaakov’un oğulları aralarındaki anlaşmadan söz etseler de Esav bu anlaşmayı görmek ister. Kardeşler arasında ‘ayala şeluha’ sıfatıyla tanınan ve çok hızlı bir koşucu olan Naftali kâğıdı almaya Mısır’a doğru giderken herkes çaresiz bir şekilde beklemektedir. Yaakov ne yazık ki onursuz bir şekilde defnedilmeden bekletilmektedir. Bu sırada işe Huşim karışır. Midraş konuşmaları duymayan Huşim’in büyükbabasının bu durumundan çok etkilendiğini ve bunun sebebi olarak gördüğü Esav’ı bertaraf ederek defin işlemine yer verdiğini öğretir. Kulakları duymayan Huşim hisleri sayesinde büyükbabasını bu onurlu olmayan durumdan kurtaran kişi olmuştur.
Şu anda üç haftalık Ben Ametsarim içinde bulunmaktayız. Pinhas peraşası da mutlaka bu sürenin başında okunur. Rabiler bu peraşada yirmi bir bayram gününden söz edildiğini anlatırlar. Rabiler yirmi bir sıkıntı gününün, bir gün yirmi bir bayram gününe dönüşeceğinin müjdesinin bu peraşa ile verildiğini öğrenirler.