Her sene Tişa be Av öncesinde okunan Devarim kitabının aynı adı taşıyan ilk peraşası sanki yaşanan bu büyük yıkımı haber verir niteliktedir. Rabilerin peraşa düzeni oluştururken bu peraşanın burada okunmasını sağlamaları elbette tesadüf değildir. Her sene Maşiah gelene kadar oturup ağladığımız ancak ağlamak yerine üzerinde çokça kafa yormamız gereken şey Bet Amikdaşların neden yıkıldığı ile yeniden inşa olunabilmesi için gerekenlerdir.
Megilat Eha “Gam ki ezak vaaşeva satam tefilati / Haykırdığım ve savunduğum zamanda bile dualarım engellendi” ifadesini kullanır. Her zaman diliminde olduğu gibi yıkımın gerçekleştiği günlerde de Tanrı’ya haykıran, dua eden ve Bet Amikdaşların yıkılmaması için yakaran dürüst insanlar vardı. Dualarının temeli Tanrı’nın Bet Amikdaş ile ilgili verdiği yıkım kararını iptal etmesiydi. Ancak ne yazık ki bu dualar bloke edilir ve Tanrı katında karşılık bulmaz. Duaların neden engellendiğine Kabala kaynaklarının ışığında daha yakından bakmaya çalışalım: Kabala’ya göre bütün olumsuz güçler iki temel varlığın otoritesi altındadır. Bunların ismi bilinse de bu yazımızda isimleri zikretmemeyi uygun gördük. Öğretiye göre bu iki yıkıcı melek birbirleriyle sürekli mücadele halindedir ve bu mücadele bizler için yıkımı engelleyen bir faktördür. Birbirleriyle sürekli mücadele ile meşgulken Bene Yisrael’in üzerine bir yıkım getirmekten acizdirler. Ne yazık ki yıkımın gerçekleştiği günlerde bu iki zarar verici melek aralarındaki tartışmayı ve mücadeleyi bir kenara bırakırlar ve güçlerini Bene Yisrael’in üzerine yıkım getirmek için birleştirirler. Bu birleşme dünyayı ‘tuma’ dediğimiz safsızlıkla doldurur ve bu nedenle tsadik olarak nitelendirdiğimiz kişilerin ibadetleri ve duaları bloke edilir. Bu nedenle de dualar Tanrı katına ulaşamaz. Tsadikler tarafından saf bir kalple gerçekleştirilen duaların amacı yıkımın iptalidir ancak duaların engellenmesi nedeniyle dualar amacına ulaşamaz.
16. yüzyılda Tsfat kentinde yaşayan büyük Kabala bilgini Rabi Moşe Galanti, Pirke Avot’ta yer alan çok bilinen bir Mişna’nın açıklamasını bu yönde inceler. Mişna bizlerin Aaron Akohen gibi “Oev Ş.alom ve rodef Ş.alom / Barışı seven ve onu izleyen” olmamızı salık vermektedir. Rabi’nin görüşüne göre bizler toplum olarak barışı seven ve içimizde barışı tesis eden bir toplum olduğumuzda Tanrı da bu iki yıkıcı gücün barış yapmaması için takip eden olmaktadır. Bizler barış içinde yaşadığımızda yıkım melekleri birbirleriyle mücadelelerine devam edecek ve başka bir şeyle ilgilenme fırsatı bulamayacaklardır. Ancak aramızda barış yerine çekememezlik ve kavga olduğunda yıkıcı melekler aralarında birliği sağlayacak ve dünyayı tahrip edici güçlerini kullanabileceklerdir.