Ekev peraşasında Tora’nın alınmasından sadece kırk gün sonra işlenen ‘altın buzağı’ günahının sonuçlarını anlatılır. Moşe Rabenu kırk gün ve kırk gece dağda kalıp Tora öğrendikten sonra gerçekleşen bu olay onun bu günahı affettirebilmek için kırk gün kırk gece daha aç ve susuz dağda geçirmesine neden olur. Birçok bilge bu noktada Moşe’nin meleklerin seviyesine kadar yükseldiğini hatta daha da üste geçtiğini öğretirler.
Amudea Shiva adlı eser, Moşe’nin ‘altın buzağı’ günahından sonra Tanrı’ya yakarışını Eliyau Ha’navi’nin hikâyesiyle birleştiren bir Midraşik bölüm getirir. Melahim kitabında anlatıldığına göre Eliyau Anavi, putperest kraliçe İzevel’in kendisini öldürtmek için araması nedeniyle çöle kaçmaya mecbur olur. Tanrı, çölde Eliyau’ya görünür. Eliyau da Bene Yisrael’in putperest uygulamalarından dolayı Tanrı’ya şikâyette bulunur. Midraş’a göre burada Tanrı, Moşe’nin ‘altın buzağı’ günahını affettirmek için nasıl kırk gün kırk gece Tanrı’ya yakardığını bir vizyonla gösterir. Tanrı burada Bene Yisrael’in affedilmesi için yakarmak yerine onlar hakkında şikâyette bulunan Eliyau Anavi’yi sertçe azarlar.
Bu Midraş’ı anlayabilmek için Amudea Şiva adlı kaynak bir başka Midraş’a bakar. Bu Midraş Tanrı’nın kâinatın yaratılması sırasında insanı yaratmadan önce olan tartışmalara gönderme yapmaktadır. Bu tartışmalarda bir gurup melek insanın yaratılmasını protesto ederler. Bu gurup hakikat dediğimiz ‘emet’i temsil eden ve dürüst olmayacağı gerekçesiyle insanın yaratılışına karşı çıkan gruptur. Onların karşı gelişlerini susturmak için Tanrı ‘emet’i alır ve yeryüzüne gönderir. Buradaki amaç yaratılışa karşı gelmektense onlardan nasıl fayda sağlanabileceğini anlamak olmalıdır. Midraş’a göre bu meleklerden bir tanesi Eliyau Anavi’dir ve insanların olumlu özelliklerinin gösterilmesi amacıyla dünyaya gönderilmiştir.
Bu melek gurubundan üç melek aynı zamanda Avraam Avinu’yu ziyaret eden ve Avraam’ın kendilerine mükemmel bir yemek sunduğu melek gurubudur. Onlar da insanın yaratılmasına karşı çıkmışlar ve bir insanın misafirperverliğinden yararlanmaları, böylece onları takdir edebilmeleri için yeryüzüne gönderilmişlerdir. Bu melek gurubu aynı zamanda Tora’yı almaya gelen Moşe Rabenu ile tartışmışlar ve Tora’nın gökyüzüne ve meleklere ait olduğunu savunmuşlardır. Tanrı Moşe’yi Avraam Avinu’nun fenotipinde göstererek bir zamanlar bu meleklerin nasıl bir insan tarafından ağırlandıklarını onlara bu vesileyle hatırlatmıştır.
Daha önce de yazdığımız gibi melekler insanların büyüklüğünü görmek ve yaratıldıklarının değerini anlamak ve Tanrı'nın Tora’sını hak ettiklerini kabul etmek için dünyaya gönderilmişlerdir. Bu görüntü sonrasında melekler karşı gelmekten vaz geçerler.
Bu bilgileri okuduğumuzda Tanrı’nın Bene Yisrael’in savunulması konusunda ne kadar hassas olduğunu anlamamız mümkündür. Moşe Rabenu Sina Dağında kırk gün çok özel şartlarda bulunduktan sonra aşağıya indiğinde müthiş bir hayal kırıklığı yaşar. Altın buzağıya yapılan ibadet ve buna ses çıkarmayanların davranışı Moşe’yi umutsuzluğa itmez. Aksine onları savunmak için elinden geleni yapar. Hatta kendisine önerilen, büyük bir toplumun atası olma teklifini kabul etmez. Hatta ve hatta kendi hayatını ortaya koyarak affedilmemeleri halinde kendisinin yaşamak istemediğini farklı bir şekilde dile getirilir.
Burada bizlerin kazanabileceği çok önemli bir öğreti vardır. Birilerinin suçunu ve yanlışını şikâyet etmek yerine onu suçtan kurtulması için yardımcı olmak esastır. Hele söz konusu olan Bene Yisrael ise bu konuda bir zorunluluk vardır. Bene Yisrael’in affedilmesi için dua etmek önemli bir gerekliliktir.
İçinde bulunduğumuz Elul ayında yapmamız gereken önemli bir hamle vardır. Bu hamle de ‘günahlarımızın üzerinden geçmektir’. Hatalarımızın üzerinden geçmek bize başkaları için de empati yapmamızı sağlayacaktır. Bu empati sayesinde Bene Yisrael’in bütününün bağışlanması ve ‘yaşam kitabı’na yazılması için dua etmek daha kolay olacaktır.
Bir bütün halinde dualarımızın işitilmesi ve günahlarımızın affedilmesi için Moşe Rabenu’nun Sina Dağında kırk gün kırk gece aç ve susuz kaldığını ve dua ettiğini hatırlamak yerinde olacaktır.