Meraklılar

Avram VENTURA Köşe Yazısı
28 Temmuz 2021 Çarşamba

Yurt dışından gelip, yazlık bir sitede ev kiralayan arkadaşlarımla terasta oturuyorduk. Uzun zamandır görüşmemenin hasretini giderirken, site komşularından biri ansızın karşımıza dikildi. Konuşmamızı bölmesi bir yana, saygısızca sorular sormaya başladı: Arkadaşlarım hangi ülkeden geliyorlarmış, ne kadar kalacaklarmış, bu evi kaça kiralamışlar gibi… Söylemeye gerek yok, biz Türkler oldukça meraklı insanlarız, ama bunu gidermenin de bir yolu, yordamı vardır. Hani uygun bir zamanda, güle güle oturun demeye gidilir, sonra da merak edilen sorular sohbet arasına sıkıştırılır. Oysaki adam, daha kendini tanıtmaya bile gerek görmeden, doğrudan sonuca odaklanmış. Bir süre onları hayret ve şaşkınlıkla dinledim. Arkadaşım bu görgüden yoksun adamı, kırmadan yanıtlamaya çalışıp evine yolladı da söyleşimizi kaldığımız yerden sürdürebildik.

Aslında bu tür davranışlar, bize hiç yabancı gelmiyor. Diyelim ki bir yolculuktasınız. Yan koltukta oturan biri, nereli olduğumuzu, yolculuğumuzun nedenini sormaya bir başladı mı, gideceğimiz yere varır, sorgulamanın ne zaman biteceğini kestiremeyiz. Öyle ki, daha birbirlerinin adlarını olsun öğrenemeden, özel aile ilişkilerinin böyle bir söyleşi ortamında ortaya döküldüğüne tanık olabiliyoruz. Aslında herkesin, merakını kışkırtan bir yanı olduğunu söyleyebilirim. Önemli olan başkalarının sınırlarını aşmadan, görgü kurallarını hiçe saymadan bunu giderebilmek! Yoksa davranışlarında aşırıya kaçan bu tür insanların, zaman içinde nasıl dışlandıklarını, yalnızlaştıklarını görebiliyoruz.

Günümüzden yaklaşık iki bin yıl önce yaşamış Yunan tarihçi ve deneme yazarı Plutarkhos’un Gevezeler ve Meraklılar kitabını birkaç kez büyük bir keyifle okurken şunu düşündüm: Her çağ ve ortamda, insan yapısı hiç değişmiyor!

Yıllar önce okuduğum bir fıkrayı anımsadım. Kaza sonucu ıssız bir adaya düşen iki İngiliz, birlikte oldukları uzun süre boyunca, onları tanıştıran bir kimse olmadığı için hiç konuşmamışlar!

Ne yazık ki toplum olarak birçoğumuz, merak duygumuzu, dedikodu malzemesi yapmanın dışında üretici alanlara taşıyamıyoruz. Ben yalnızca çevremde boy gösteren, her şeye burnunu sokan, bu tür meraklıları eleştirmek istemiştim. Oysaki onların dışında, bilimsel kuşkularıyla bizi aydınlatan insanlar için de birkaç söz eklemem gerektiğini düşünüyorum.

Merak, elbette ki bir şeyi anlamak, öğrenmek için gerekli bir dürtüdür. Özellikle bilim ve teknolojinin gelişmesinde, insanlık için en önemli niteliklerden biri olduğunu söyleyebiliriz. Bütün buluşların, meraklı bir insanın kuşkuları, aykırı soruları, sorgulamaları sonucunda ortaya çıktığını görebiliyoruz.

Doğan Cüceloğlu, Var mısın’ adlı kitabında şöyle diyor:

“Ailede, sınıfta çocuğun merakını ciddiye alıp onurlandırıyor musun? Eğer bir toplumda gerçeği merak edip saygı duymak yaşayan bir değer değilse, o toplumda kolay kolay bilim insanı yetişmez.”

Çocuklar doğaları gereği öğrenmeye açık oldukları gibi, çevrelerini gözlemleyerek her tür sorulara doyurucu bir yanıt ararlar. Onları yetiştiren bireyler olarak, merak duygularını köreltmek yerine, sürekli beslemeye çalışmalıyız. Bilgi dağarcıklarını geliştirmelerine yardım etmekle, yalnızca çocuklarımızın değil, ülke geleceğinin aydınlanması için de katkı sağlamış oluyoruz.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün