“Her şey bitti de şimdi bu otelleri mi gündeme getiriyorsun?” dediğinizi duyar gibiyim.
Hayır. Bildiğiniz gibi gündem, maşallah, çok ağır: Kıbrıs meselesinden başlayın, Kanal İstanbul, mültecilerin yarattığı sorunlar, terörle mücadele, artan COVID vakaları, AB-ABD ile ilişkilerimiz ve son olarak ülkemizi, etrafımızı saran, can alan, ciğerlerimizi yok etmekte olan, korkunç orman yangınları ve karşı mücadeledeki yetersizliğimiz.
Onlar da yetmezmiş gibi en az bir hafta daha sürecek olan rekor derecede sıcaklıklar.
Anlayacağınız gibi stres altında olmayan bir tek insanımız kalmadı.
Bu durumdan kurtulmanız için sizin için çareler aradım. Paylaşıyorum… (Tatbik edip etmemek siz ait.)
Önce şunu belirteyim. İyi ki dünyamız iki yarımküreden var olmuş. Ve iyi ki dünyamız yörüngesine göre 23 derece 27 dakika eğik. Böylece Kuzey Yarıküre yaz iken Güney Yarıküre kış mevsimini yaşıyor. Daha ilginci dünyamızın Güney ve Kuzey Kutup Bölgelerine yaklaşırken havalar soğur. (Nasıl? İlkokul bilgilerimi unutmamışım, değil mi?)
Sıcaktan kurtulmanız için ilk tavsiyem Rusya’nın kuzey kutbuna sadece 400 kilometre uzakta olan Norilsk şehri. Şu anda 5 derece sıcaklık gösteriyor. 137 oteli var ve 5 yıldızlı otellerin fiyatı 365 ile 560 TL arasında değişiyor.
İkinci tavsiyem Arjantin’in Ushuaia kenti. Hafta sonu 3 derece ve kar yağışlı olacak. Otel bol; 300’den fazla. Ama fiyatlar biraz daha pahalı. 4 yıldızlı oteller 1500 TL’den, 5 yıldızlı oteller ise 2500 TL’den başlıyor. (Oradan, ekstra ücret ödeyerek, Güney Kutbuna doğru tertiplenen turlara da katılabilirsiniz.)
Ancak gerçekten unutulmaz anlar yaşamak ve stresi üstünüzden tamamen atmak istiyorsanız size buzdan otelleri veya su altı otellerini tavsiye edeceğim.
Emin olun, buralarda konaklamış olan yakın dostlarımız da var.
Buzdan otelde kalan arkadaşımız (Finlandiya’nın kuzeyinde bir yerdeymiş) şahane iki gün geçirdiklerini anlatıyor. Her şey buzdan yapılmış. Yataklar bile. Ancak yatağın üzerine kürkten bir örtü seriyorlarmış ve onun üzerinde mışıl mışıl uyumuşlar. Otelin içi eksi 5 derece ama hiç soğuğu hissetmemişler. Rutubet sıfıra yakınmış… Hep otelde kalmamışlar tabii. Ren geyiklerinin çektiği arabalarla etrafı turlamışlar. Hele gece gezilerinin görkemine ve Kuzey Kutbuna yakın bir yerden yıldızları seyretmeye insan doyamıyormuş. Rüya gibidir, vallahi.
Tek problem konaklamanın biraz pahalı olması: Günümüzde gecesi 1000 dolardan başlıyor. Yakın dostlarımızın gittiği dönemlerde çok daha hesaplıymış. (Reklamı yapılınca ve hele düğün ve balayları için en aranan yerler olunca, fiyatlar arttı tabii…)
Su altı otellerine gelince, bu tecrübeyi de yıllar önce genç dostlarımız yaşamış. Zannedersem ilk otellerdenmiş ve eski bir denizaltı gözetleme istasyonuymuş. İki odalı bir otele döndürmüşler.
Resepsiyona müracaat ettiğinizde sizi önce bir dalış eğitimine tabi tutuyorlarmış. Çünkü esas giriş 15 metre derinlikteymiş. Bu eğitimden geçtikten sonra, bavulunuzu yukarıda bırakıyorsunuz. Sadece lüzumlu iç çamaşırı, pijamayı ve diş fırçanızı alıyorsunuz. Bir otel elemanı bunları su geçirmez bir torbaya koyup yanına alıyor. Ve hop suya… (mayo ile tabii).
Odanıza varınca kapı belli bir basınca göre açılıyor ve siz içeri giriyorsunuz. Tüm konfora sahip bir mekân; yukarısı ile sürekli irtibatlı. TV seyredebiliyorsunuz. Ancak etrafınızda dolanıp sizi hayretle seyreden balıkları izlemek müthiş bir zevkmiş.
Akşam yemeğini bir aşçı odanıza gelip pişiriyor. Onların şanslarına o akşam yakalanan bir ıstakoz çıkmış. Ertesi sabah başka bir garson kahvaltıyı getirmiş ve servisi yapmış. Onu da bitirdikten sonra, tekrar mayo ve 15 metre dikine yukarı çıkış.
Unutulmaz bir 24 saat geçirmişler.
Günümüzde çok daha lüks su altı otelleri açıldı. Geceliği, kahvaltı dâhil, 1500 dolardan başlıyor. Yeni açılacak Maldivler’deki bir otelde ise süit odanın geceliği 50.000 (yazı ile elli bin) dolara kiralanacakmış… (Gazetelerin yalancısıyım.)
Özetle artık sıcaktan kuraklıktan streslerden bahsetmeyin. Size bunlardan kurtulmak yönünde bütün seçenekleri sundum. Her keseye de uygun olanı var.
Seçim sizin…