“Neden bu kadar keyifsizsin? Bardağa dolu tarafından bakmaya çalış. Sağlıklısın, başını sokacağın bir dam, yiyecek ekmeğin ve birlikte olduğun bir ailen var. Bütün bunlar için şükretmelisin.” Daha iyi bir ifade şekli olamazdı. Ne var ki, günlük yaşamın getirdiği istenmeyen/beklenmeyen olaylar peş peşe sıralandığında ‘şükür’ sözcüğü hafızalardan uçup gidiyor.
Art arda yaşanan virüs/hastane/entübe üçlüsünün olumsuz etkileri, ardından müsilaj konusu ve son olarak ülkenin birçok yerinde çıkan yangınlar, sabrın sınırlarını zorladı.
Tükenmişlik duygusu mu, bardağın taşması mı, tam adlandıramıyorum. Birden tıkandım.
Ne ileri, ne geri. Düşünceler kitlendi sanki. ‘Yazamayacağım galiba’ diye hayıflanırken, Joelle Pinto’nun cümlelerini anımsadım. Joelle’in 28 Temmuz tarihli köşe yazısının başlığı, ‘Kronik bayram şikâyetçileri’ idi. Okumadıysanız, Şalom’un internet sayfasından tüm köşe yazarlarına ulaşabilirsiniz. Kimi yazıların içeriği tüm zamanlar için geçerlidir. Özetlersem, Joelle’in yazısı şikâyet etmeyi bir yaşam tarzına dönüştüren kişilerin hisleri ve hissettirdikleri ile ilgiliydi. Bundan daha kaotik bir yansıma düşünemiyorum... Sürekli şikâyet edenlerin ne denli sevimsiz olabileceğinin bilincindeyken, aynı konuma düşmek, daha büyük bir felaketti. Joelle, NBC web sitesinde Julie Compton’un ‘Kronik şikâyetçi misiniz?’ yazısında, tanınmış psikolog Dr. Guy Winch ve kitabından söz etmiş. Merak ettim. YouTube’dan Dr. Winch’in ‘TED Talk’larını dinledim. Doğru zamanda, doğru algı… Dr. Winch’e göre şikâyet etmenin başlıca nedeni, beklenti ile gerçek arasındaki büyük fark. Sözün kısası, önlem alınabilen durumlar için çare üretmek ve şükretmeyi anımsamak en sağlıklı yol. Ayrıca kronik şikâyetçilerin inandırıcılığı şüpheli bir hal alıyor.
↔↔↔
Koşullar, uyum sağlamamızı gerektiriyorsa esnek olup kabullenmek en kolayı değilse de en pratik yol.
Dünyanın dört bir yanına dağılan aileler, tatil programlarını, hava durumuna bakar gibi, ülkelerin amber mi kırmızı mı olduklarına ‘iata.org’a bakarak düzenlemeye çalışıyorlar.
Roş Aşana yaklaşıyor. Yurt dışındaki aile bireylerinin katılımı son dakikaya kadar belli olmayacak. Halen geçerliliğini sürdüren önlem paketleri dâhilinde zaten kalabalıktan kaçınılıyor. Konu çoktandır sorun olmaktan çıktı. On sekiz - yirmi dört kişilik masa örtüleri de bir süre daha ‘kolacı’ ziyaretine gitmek için bekleyecek.
↔↔↔
Her şartta bir bayram hazırlığı, sevinci yaşanıyor. Gelenekler yaşatılıyor. Ve en önemlisi başkalarının da aynı sevinci yaşaması, mutluluğun bir bölümünü oluşturuyor.
YAD-Matan Baseter, her yıl olduğu gibi ‘Bayramda herkese yeni bir giysi’ uygulamasını sürdürüyor.
‘Kronik şikayetçi’ olmaktan sıyrılıp, insanları sevindirmek için mükemmel bir fırsat…
Projeye katkıda bulunmak için; 0530/413 69 20 veya (0212) 249 56 64 no’lu telefonları arayabilirsiniz.
Sağlıkla kalın.