Okuldan kalma bir alışkanlık, yazının içinde, ‘şey’ sözcüğünü mümkün olduğunca kullanmamaya dikkat ederim. Zira bunun geniş kelime dağarcığı olmayanların ifade şekli olduğu öğretilmişti. Çok da doğrudur. İnsanın gözünü tırmalar adeta. Yine de, istisnalar kaideleri bozmaz.
‘Fomo’ (Fear of missing out) kelimesini Türkçeye çevirdiğimde, en uygun anlatının, ‘gündemdeki bir şeyleri kaçırma korkusu’ olduğunu fark ettim. Kısaca, ‘şey’ zorda kalındığında bir çıkış noktası.
Fomo -gündemdekini kaçırma korkusu- farklı şekillerde karşımıza çıkıyor.
Ne kadar çabuk tüketir olduk? Günlük yaşantıda gereken eşyaları kullan/at zihniyeti bir yaşam şekli haline geldi.
Buzdolabı, ocak vs. arızalandığında çağırdığımız servis yetkilisinin getirdiği en iyi çözüm, “Abla yenisini al, daha kolay. Zaten yakında yedek parçası da bulunmayacak” Tıpkı, çevrildiğinde otomatik yanan ocağım bozulduğunda getirilen öneri misali… Garanti belgesinin geçerlilik tarihi de, belli bir zaman diliminde bozulmak üzere endekslenmiş. Önerinin ardından ocağı el çakmağı ile kullanmaya başladım. Gayet güzel çalışıyor. Düzeltmek zor, atmak kolay oldu.
İnsan ilişkileri de aynı düzlemde gelişiyor. Uzun bir birliktelik sonrası, aynı evi paylaşıp ardından evlenen kimi genç çiftler, kısa süre sonra ayrılmaya karar veriyor. Gündemdeki bir şeyleri kaçırma korkusuyla, duygular hızlı yaşanıp, hızlı tüketiliyor. Bu kadar basit; kullan/at. Galiba hep bir ‘şey’ eksik. Tıpkı kelime dağarcığı gibi…
↔↔↔
Okullar önümüzdeki hafta açılıyor. Valizler, çekçekler şehre doğru yol almaya başladı. 6 Eylül itibariyle, Adalar kısmen tenhalaşacak. Begonviller solmaya, zakkum çiçekleri kurumaya yüz tuttu. Yapraklar henüz yeşil. Yine de sonbaharın dingin ama aynı zamanda hüzünlü yüzü uzaktan hissedilmeye başlandı.
Ne yazık ki, yakın dostlar olarak biz bu hüznü farklı bir şekilde yaşadık. Güzel yılların aydınlık yüzünü anımsatan ‘Jo Baruh’u zamansız kaybettik. ‘Jojo’ olarak tanımıştım onu. Sakin, gülümsemesi huzur veren, savaşımını içinde yaşayan bir kişiydi. ‘Hızlı tüketen/ tükenen’ gençlerin tersine ailesi, iş hayatı ve çevresi için üreterek mutlu olan bir neslin temsilcisiydi. Yolu ışıklı, mekânı huzur olsun.
↔↔↔
Üzüntü ve sevinç birbirini kovalıyor. Yeni eğitim yılı ile Roş Aşana aynı zaman dilimine denk geliyor. O gün öğrenciler için olduğu kadar ebeveynler için de tatlı bir koşuşturma yaşanacak. Gündüz yeni defterler, kalemlerle, yeni öğretiler başlarken, akşam yeni bir yılın bal ve elma kadar tatlı geçmesi için temennilerde bulunulacak.
Bayramda sevinmek kadar sevindirmenin de bir erdem olduğunu hep hatırlayalım. Söz konusu mitsva için kurumlar yardımcı olmaya hazır. Belki ‘Yeni Yılda Yeni Bir Giysi’ kampanyasına katılmayı da istersiniz.
Sağlıkla kalın.
Şana Tova.