Her sene Bereşit peraşasına başlarken bu ifadeyi söylemek bir gelenektir. “Tora okumaya başlamak ve öğrenmek hepimiz için iyi bir işareti beraberinde getirsin” anlamında olan bu sözcükler yeni bir şeye başlarken de kullanılır. Her sene kaçıncı kez Tora okumaya başladığımız söylenir durur. Her sene Bereşit ile bazı tartışmalar alevlenir. Sözgelimi Tanrı’nın daha ilk sözleriyle yarattığı ışık nedir ve nasıldır? Işık kaynağımız olan güneş çarşamba yaratılmışken bu ışık kaynağını nereden almaktadır? Ya da dünyanın yaşı milyarlarla ifade edilirken burada sözü geçen ‘altı gün’ neleri simgelemektedir? Eğer deşmeye devam edersek birçok bilim insanının veya bilgenin yanıtını bulamadığı soruların kapısını açmış oluruz. Bu sorular bizim bilgeliğimizi arttırmak içindir belki ama esas olan kâinatın Tek bir yaratıcısının olduğunun bilinmesidir. RaMBaM More Nevuhim kitabında bunu dile getirmiş ve bu esas olmadan birçok kavramın açıklanamayacağını söylemiştir.
Yaratılış bölümüne hızlıca göz attığımızda insanın yaratılışına kadar her şeyin bir giriş bölümü kadar öneme sahip olduğunu görürüz. Evet, insan altıncı aşamada veya günde hayvanlardan sonra onlara, kuşlara kısacası birçok şeye hâkim olmak ve idare etmek için Tanrı imajında yaratılmıştır. Büyük bilge Saadya Gaon insanın ‘Tanrı imajında’ yaratılmasının onun idareci kimliğinin ne anahtarı olduğunu paylaşır.
‘Tanrı imajında’ yaratılmak, ‘hüküm sürmek’ bu ifadeler insana gerçekten sorumluluk yüklerken aynı zamanda önemli bir mevki de vermektedir. O halde bu mevkii sahibi insanoğlu için sadece onun yaratıldığı bir gün olamaz mıydı? Pekâlâ, hayvanlar diğer bazı canlılar gibi beşinci aşamada yaratılabilir son aşama sadece insan için kullanılabilirdi. Bunun cevabını Rabi Yaakov Hulli tarafından kaleme alınan ve on sekizinci yüzyılda Tora’nın ışığını İstanbul’dan dünyaya yayan Meam Loez kitabında bulabilmek mümkündür.
İnsan diğer hayvanlarla aynı gün yaratılmıştır. Tanrı imajında yaratılsa da, hüküm sürme yetkisi olsa da, insan alçakgönüllü olmalı, kibirden uzak durmalıdır. Onu diğer hayvanlardan ayıran şey ‘serbest seçim’ hakkına sahip olması ve geleceğine yön verebilmesidir.
Pandemi sürecinin olumsuzluklarına rağmen şahsıma kattığı en olumlu şeylerden bir tanesi İzmirliler ile Şabat karşılama buluşması olarak başlayıp dünyanın farklı yerlerinden birçok kişi ile tanışma fırsatını elde edip bilgi dağarcığıma birçok şey kattığım toplantılar olmuştur. Bu toplantılardan birinde İzmir’den Amerika’ya giden Mme. Rachel Amado Bortnick, Ladino dilinde yazılmış ‘Haftanın Peraşası’ adlı bir kitaptan söz eder. Yehuda Hatsvi tarafından kaleme alınan bu kaynakta haftanın peraşası sade bir Ladino ile anlatılmaktadır. Ne mutlu bana ki Mme. Bortnick bu kitabı bana hediye etmiştir. Kendisine teşekkürlerimi sunuyorum. Bu kaynakta bulduğum Yahudi toplumu ile Şabat arasındaki şahane bağı anlatan bir anlatıyı ekleyerek sözlerimizi noktalayalım:
Şabat akşamı Kiduş duası ‘yom aşişi’ ifadesi ile başlar ve baştan yedi harf saydığımızda ‘yud’ harfine bizleri ulaştırır. Yedi harf daha geçtiğimizde ‘sin’, yedi harf sonra ‘reş’ ve yedişer harf sonra ‘alef’ ve ‘lamed’ harflerine sözcük olarak da ‘Yisrael’ sözcüğüne ulaşırız. Şemot kitabında ‘beni uven Bene Yisrael ot i leolam / Ben ile Yisrael toplumu arasındaki ebedi işaret’ daha ilk peraşada her hafta söylediğimiz Kiduş içine nakşedilmiş Bene Yisrael’in Şabat gününü kutsamasının önemi, yaratılıştan itibaren vurgulanmıştır.